Hırsa dönüşen yolculuk bela getirir

Hırsa dönüşen yolculuk bela getirir

Yolcu boşuna yola çıkmamıştır. Bir amaç üzere çıkmıştır o yola. Her ne kadar yolculuktan vazgeçmek yolcu üzerinde bir hüzün yaşatmış olsa da hayrın, bu vazgeçişte olduğunun yaşattığı o şükürden daha baskın değildir…

Kendimizi Aramaklar Yolculuğu-23
Fotoğraflar, yazı ve şiir: Mehmet Akif Coşkun

Ah! Ne tuhaf yorgunluklar yaşıyoruz. Ne tuhaf mide bulantıları. Ne tuhaf öfkelerin kıyısında cambazlıklar. Hangi birini seçebiliyor gözlerimiz? Hangi birine teyakkuz halindeyiz? En usta hatibin bile kekeme olduğu durumlar yok mudur? Hitabetimde bir mahirlik göremiyorum ama dilini yutmuş ağyar içinde kekemeliğimden rahatsızlık da duymuyorum. Kekemeliğin hikmetlerine saygı duyuyorum. Ah ne tuhaf saygı duruşlarıdır bunlar.

Bir yolculuğa çıkarken aldığım niyetlerimin haklı gerekçelerini yolculuğumun ilerleyen raddesinde karşılaştığım, öfkelerimi tetikleyen, mide bulantılarına sebep olan hadiseler karşısında fikrimin üzerine perdelenen hırsıma neredeyse kurban edecek olmamın, ve dahası bu yolculuğa hayır niyeti ve duasıyla çıkmış olmam, hayırlısının ne ve nerede olduğunun arayışı içinde dönüp dolaşıp burnumun dibinde olduğunun şaşkınlığı, ama yine de şükrü elden bırakmadan varsa yeni yolculukların eşiğinde sekmenin hazırlığı, heyecanı ve bekleyişi içinde olmamın mantıklı bir izahatı olduğunu düşünmüyorum. 

Oysa kıyısından döndüğüm bu uçurumda Rabbime sitem ettiğimi itiraf etmeliyim. Yolculuk boyunca tahammülü elden bırakmadan ama kendimce haklı gerekçelerimin kararlılığı ile yol alırken neden hayrını göstermedi diye Rabbime sitem edişimi hatırladıkça içinde bulunmuş olduğum bu halin trajedisine gülmeden edemiyorum. Kendime kızmıyorum, hayır. Bilakis kendi halime gülüyorum. Hayrın nerede ve ne zaman kendini göstereceğini, tükenen sabrımın ve tahammülümün hırsımı alevlendirdiği o halin içinde haklı gerekçelerimi de bir bir elden düşürdüğümü sonradan anlamıştım. 

Oysa burnumun ucundaydı aradığım hayır. Azıcık sürtmesi gerekiyordu görebilmem için. Sürtmenin acısı tüm hırsımı bir anda tuzla buz etmişti sanki. Şimdi en berrak haliyle gözümün önünde, sürtmüş burnumun dibinde kendisinden bereketini çıkarmam için hazır bekliyor gibiydi. Burnumun dibinde, gözümün önünde de olsa hayrın kendini göstermesi yine de bu yolculuğun gerçekleşmesine bağlıydı. Bu yolculuğa çıkmadan bunu anlayamazdım. 

Bu anlamda çıkılan her yolculuk hayırlıdır.  Yolculuk halinde karşılaştığımız durumlar muvacehesinde bu yolculuktan vazgeçmek, yolculuğun akamete uğraması değildir. Bu yolculuktan çıkarılacak bereketin o vazgeçişte olduğunun idrakinde olmak o yolculuğu layıkıyle tekamüle erdirmek demektir. 

Yolcu boşuna yola çıkmamıştır. Bir amaç üzere çıkmıştır o yola. Her ne kadar yolculuktan vazgeçmenin yolcu üzerinde bir hüzün yaşatmış olsa da hayrın bu vazgeçişte olduğunun yaşattığı o şükürden daha baskın değildir. Zaten hep söylerim, içinde acı barındırmayan bir mutluluk bize ait bir mutluluk değildir.

Şimdi geldiğim noktada yeni yolculukların hazırlığı içindeyken o tamamlanmamış yolculukta Rabbim, kendine ettiğim sitemi affetmiştir diye umuyorum. O gönülde olana, onun içinde olana da vakıftır. Hayır için çıkılan bir yolculuktan yine hayır için vazgeçmek de tevbedir. Bu tevbeye vesile olanlara vefa borcu duyarak. Bu vesileleri önüme yağdırana şükran borcu duyarak. Ama şükrümde bir mahcubiyet, ama yükümde bir hafiflik, ama dizlerimde bir sıyrık, ama burnumda bir yara, ama fikrimde bir serahat.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *