Kur’an Allah Kelamıdır ve Onda Hiçbir Çelişki Yoktur

Kur’an Allah Kelamıdır ve  Onda Hiçbir Çelişki Yoktur

“Kur’an’ı gereğince inceleyip düşünmüyorlar mı? Eğer Allah’tan başka birinden gelmiş olsaydı onda birçok tutarsızlık ve çelişki bulurlardı!” (Nisa, 4/82)

Yüce Allah, insanı yoktan var etmiş, akıl ve irade gibi özelliklerle donatarak sorumlu bir varlık kılmıştır. Bu sorumluluğun üstesinden gelebilmesi için ise peygamberler göndermiş, peygamberlere bildirdiği vahiyle insanlara doğruyu öğretip yanlışı göstermiştir. Vahiy silsilesinin son halkası olarak ise Hz. Muhammed’e (s.a.s.) Kur’an-ı Kerim indirilmiştir. Tarih boyunca peygamberlerin toplumlarından inananlar olduğu gibi onlara karşı çıkan, onların Allah’tan aldıkları vahyi inkâr eden bir topluluk da her zaman var olagelmiştir. Hz. Nuh’tan Hz. İbrahim’e, Hz. Hud’dan Hz. Lut’a varıncaya kadar karşılaşılan bu hakikat Hz. Muhammed’in (s.a.s.) toplumu için de geçerli olmuştur. Onlar da benzer tutumla onun peygamberliğini inkâr yolunu tutmuşlar, ona indirilen Kur’an’ın Allah kelamı olduğu gerçeğini kabule yanaşmamışlardır. Hz. Peygamber’e (s.a.s.) ve yeni bir dine karşı çıkan müşriklerin ileri sürdükleri temel iddialardan biri; Kur’an’ın Allah kelamı olmadığı, Hz. Peygamber’in (s.a.s.) uydurduğu bir beşer sözü olduğu yönünde olmuştur. Müşriklerin bu iddiaları karşısında Allah (c.c.) onlara açıkça meydan okumuş ve bu iddialarını reddetmiştir. Öyle ki Allah (c.c.), Kur’an’ın nazil olduğu dönemin en güçlü edip ve şairlerine onun benzerini getirme hususunda aşamalı bir yöntemle meydan okumakta, (Osman Keskioğlu, Nüzulünden Günümüze Kur’an-ı Kerim Bilgileri, TDV Yayınları, s. 185) “De ki: Andolsun, bu Kur’an’ın bir benzerini ortaya koymak üzere insanlar ve cinler bir araya gelseler, birbirlerine destek de olsalar onun benzerini ortaya getiremezler.” (İsra, 17/88) buyurarak önce inkârcıların Kur’an’ın bir benzerini getiremeyecekleri gerçeğini beyan etmiştir.

Kur’an’ın benzeri bir kitap getirme noktasında müşriklerin acziyeti böylece ortaya konduktan sonra en azından Kur’an benzeri on sure getirme talebiyle onlara meydan okunmaya devam edilmiştir: “Yoksa ‘Onu (Kur’an’ı) kendisi uydurdu.’ mu diyorlar? De ki: ‘Eğer doğru iseniz Allah’tan başka çağırabildiklerinizi (yardıma) çağırın da siz de onun gibi uydurulmuş on sure getirin.’ Eğer (onlar) size cevap veremiyorlarsa bilin ki o ancak Allah’ın ilmiyle indirilmiştir ve O’ndan başka tanrı yoktur. Artık siz Müslüman oluyor musunuz?” (Hud, 11/13-14)

Allah (c.c.), Kur’an benzeri on sure getirme konusunda bu meydan okumadan sonra sadece bir sure getirmelerini muhataplarından istemiş ancak onların bunu da yapamayacaklarını belirtmek suretiyle Kur’an’ın Allah kelamı olduğu gerçeğini onların idrakine sunmuştur: “Eğer kulumuza indirdiklerimizden herhangi bir şüpheye düşüyorsanız haydi onun benzeri bir sure getirin, eğer iddianızda doğru iseniz Allah’tan gayri şahitlerinizi (yardımcılarınızı) de çağırın. Bunu yapamazsanız -ki elbette yapamayacaksınız- yakıtı, insan ve taş olan cehennem ateşinden sakının. Çünkü o ateş kâfirler için hazırlanmıştır.” (Bakara, 2/23-24) Yüce Allah’ın, müşriklere meydan okumak suretiyle yaptığı bu delillendirme karşısında şiir ve edebiyatın zirvede olduğu bir dönemde Arap edip ve şairleri susmuş, böylece Kur’an’ın Allah kelamı olmadığı şeklindeki iddialarında muaraza kapısı kapanmıştır. (İsmail Cerrahoğlu, Tefsir Usulü, TDV Yayınları, s. 164)

Yüce Allah’ın açıkça ifade ettiği bir hakikattir ki O, Kur’an’ı sağlam ve kusursuz bir kitap olarak indirmiş ve onda hiçbir bozukluğa yer vermemiştir. (Kehf, 18/1-2) İnsanları karanlıklardan aydınlığa, dalaletten hidayete kavuşturan, iman ve İslam’ı öğreten, dünya ve ahiret mutluluğu için gerekli olan Allah’ın emir ve yasaklarını, dinin hükümlerini, sevap ve cezayı bildiren; eğrisi, yanlışı ve çelişkisi bulunmayan dosdoğru bir kitabın indirilmesi hiç kuşkusuz bütün insanlık için en büyük nimettir. (Kur’an Yolu, c. 3 s. 536) Bu gerçeği anlayabilmeleri için Yüce Allah insanların Kur’an’ı inceleyip üzerinde düşünmelerini istemekte, şayet Kur’an Allah tarafından indirilmemiş bir kitap olsaydı onda birçok tutarsızlık ve çelişkinin bulunacağını (Nisa, 4/82) belirtmektedir. Birtakım ön yargılı ve mesnetsiz iddialar dışında tarih boyunca onda herhangi bir hata, kusur, eksiklik veya çelişki olduğuna dair kabul edilebilir, gerçekçi ve bilimsel bir delil ortaya koyulamamıştır. Kur’an-ı Kerim yaklaşık yirmi üç yıl içinde, farklı zaman ve mekânlarda parça parça indirilmiştir. Muhtevasında insanın ve canlı cansız varlıkların yaratılışından kâinatla ilgili bilimsel hakikatlere, ahlaki erdemlerden fert ve toplumla ilgili kurallara, tarihte yaşamış olan toplumların ve peygamberlerin kıssalarından kıyamet ve ahiret hayatına değin pek çok konu yer almaktadır. Buna rağmen ne üslubunda ve eşsiz ifade gücünde ne de temas ettiği konular, getirdiği hükümler ve verdiği bilgiler arasında bir tutarsızlık, bir çelişki ve farklılık vardır. İnsafla düşünen herkesin Kur’an’ı inceleyerek ulaşabileceği bu sonuç, onun Allah’tan geldiğinin reddedilemez bir delilidir. Şu hâlde onun Allah kelamı olduğunu inkâr eden, onda kusur ve hata arayanların bu tutumları bir delil ve bilgiden ziyade kökleşmiş peşin hükümlere ve beşerî zaaflara dayanmaktadır. (Kur’an Yolu, c. 2 s. 102-103) Zira Kur’an üzerinde gereğince düşünüp tefekkür edenler için onda herhangi bir kusur ve çelişki söz konusu değildir. (Zemahşeri, Keşşaf, 1/540)

O hâlde, geçmişte olduğu gibi günümüzde de var olan Kur’an’da hata, eksik veya çelişki olduğu şeklindeki iddiaların ilmî bir değeri ve gerçekliği olmadığı aşikârdır. Zira Kur’an, her şeyi bilen Allah’ın katından indirilmiştir. (Mümin, 40/2) O Allah ki asla unutmaz, asla yanılmaz. (Taha, 20/52) Bu hakikati bırakıp da birtakım yanlış akımların, moda söylemlerin peşine düşmek suretiyle Kur’an’da eksikler, hatalar, çelişkiler arayarak ömrümüzü heba etmek yerine rahmet ve şifa kaynağı olan Kur’an’ın hidayetinden ve rehberliğinden istifade edebilme gayretinde olmak Müslümanca bir duruşun gereğidir. Zira Kur’an, kendisinde asla şüphe olmayan bir kitaptır ve müttakiler için bir rehberdir. (Bakara, 2/2)

DR. BAYRAM KÖSEOĞLU/ DİYANET AYLIK DERGİ ŞUBAT 2022

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *