BM binasını bombaladı

Siyonist işgal ordusunun, “Hamas’ın askeri komuta merkezi olarak kullandığı” iddiasıyla Gazze Şeridi’nin orta kesimindeki Birleşmiş Milletler (BM) Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) binasını bombaladığı bildirildi.

Siyonist devlet televizyonu KAN’da yer alan haberde, rejimin, Gazze Şeridi’ndeki UNRWA’ya ait binayı vurduğu belirtilerek, binanın “Hamas’ın askeri komuta merkezi” olarak kullanıldığı ileri sürüldü.

Siyonist savaş uçaklarının Gazze’de yerinden edilmiş ailelerin sığındığı iki okulun yakınına düzenlediği saldırılarda da çok sayıda kişi şehid oldu.

Sivilleri kasıtlı olarak hedef alan siyonist rejim, daha önce de Gazze’de UNRWA’ya ait merkezlere saldırmıştı.

UNRWA Genel Komiseri Philippe Lazzarini, İsrail makamlarınca vize başvurusunun 2 kez reddedildiğini ve bölgeye girişine izin verilmediğini açıklamıştı.

Refah kentinde sivillerin oturduğu ev bombalandı

Siyonist işgal ordusu, Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah kentine düzenlediği saldırıda, aralarında çocukların da olduğu 6 Filistinli şehid oldu.

Görgü tanıklarından alınan bilgiye göre, işgalci İsrail ordusu, Refah’ın güneyindeki Yebna Mülteci Kampı’nda bir evi hedef aldı. Saldırıda ilk belirlemelere göre aralarında çocukların da olduğu 6 kişi şehid oldu, yaralananlar oldu. Şehidlerin ve yaralıların kentteki Kuveyt Hastanesi’ne kaldırıldığı belirtildi.

Sivil savunma ekiplerinin enkaz altında kurtarma çalışmalarını sürdürdüğü aktarıldı.

Siyonistlerden Refah’a karadan girme tehdidi

Siyonist koalisyon hükümetinin ortaklarından Ulusal Güvenlik Bakanı Ben-Gvir ile Maliye Bakanı Smotrich başta olmak üzere birçok aşırı sağcı lider, Hamas’ın elinde tuttuğu siyonist esirleri geri almak ve buna bağlı bir ateşkese imza atmak yerine savaşın devamı ve Refah kentine saldırının bir an önce başlatılması gerektiği yönünde açıklamalar yapıyor.

Smotrich ve Ben-Gvir’in, Gazze Şeridi’ndeki Refah bölgesine karadan işgal olmadığı takdirde hükümetten çekilme tehdidinde bulunduğu bildirilmişti.

Siyonist Savunma Bakanı Yoav Gallant, Hamas hareketinin Tel Aviv hükümetiyle esir takası anlaşmasına varmak istemediğine dair göstergeler olduğunu iddia ederek, Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah kentini “çok yakında işgal edeceklerini” belirtti.

Siyonist Yediot Ahronot gazetesinde yayımlanan habere göre, Yoav Gallant, işgal ordusu tarafından kontrol edilen Netzarim Koridoru’nda askerleri teftişi sırasında bir açıklama yaptı. Gallant, konuşmasında “Hamas’ın esir değişimi konusunda herhangi bir anlaşmaya varma niyetinde olmadığına dair endişe verici göstergeler gözlemledik. Bu, çok yakında Refah’ta ve Gazze Şeridi’nin diğer yerlerinde güçlü bir askeri operasyon anlamına geliyor.” ifadelerini kullandı.

Kahire’deki esir takası görüşmeleri

Mısır ile Katar arabuluculuğunda hazırlanan yeni ateşkes ve karşılıklı esir takası mutabakatı, Kahire’de görüşülüyor. Siyonist rejim, Hamas’ın ateşkes teklifine yanıt vermeden Kahire’ye heyet göndermeyeceğini ve savaşı bitirmeyi kabul etmediğini açıklıyor.

Başta Başbakan Binyamin Netanyahu olmak üzere siyonist rejimin üst düzey isimleri, Gazze Şeridi’nin güneyinde en az bir kez zorla yerinden edilmiş, 1,5 milyon kadar Filistinli Müslümanın sığındığı Refah’a kara saldırısı düzenleyeceklerini, uluslararası toplumdan gelen uyarılara rağmen yineliyor.

Hamas ise imzalanacak esir takası anlaşmasında Gazze’deki savaşın sona ereceği kalıcı ateşkes konusunda güvence talep ediyor.

Siyonist makamlarına göre Gazze Şeridi’nde bazıları hayatta, bazıları ölü 130’dan fazla siyonist esir bulunuyor.

Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, işgal rejimin Gazze’ye saldırılarında öldürülen siyonist esirlerin sayısının 70’i geçtiğini duyurmuştu. Siyonist esirlerin yakınları ve onların destekçileri, Refah’a düzenlenecek saldırının “esirlerin hayatını hiçe saymak anlamına geldiği” uyarısı yapıyor.

Demokratik dünyanın himayesi altındaki siyonist rejimin, 7 Ekim’den bu yana Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılarda 24 binden fazlası kadın ve çocuk 34 bini aşkın Filistinli şehid oldu.

Gazze Şeridi’ndeki İsrail eliyle yaşatılan felaket ve yıkım karşısında, Uluslararası Ceza Mahkemesi harekete geçmezken, aylar sonra Güney Afrika Cumhuriyeti’nin başvurusu ile Uluslararası Adalet Divanı’nda İsrail’e “soykırım” suçlamasıyla dava açılabildi.