“Allah’u Ekber” lügat manasından çok daha fazlasını ifade eder

“Allah’u Ekber” lügat manasından çok daha fazlasını ifade eder

Aslında tekbirden rahatsız olanların rahatsızlığı, bu nidanın kelime olarak ifade edilmesinden değil, kuşattığı mahiyetten dolayıdır. “Allah’u Ekber” nidası, işleyen dünyevi düzene çomak sokmanın telaffuzudur…

Allah’u Ekber Aslında Ne Demek?

Yakup Döğer

Memleket olarak büyük bir afet yaşıyoruz. Bütün afetlerde olduğu gibi, deprem afetinde de memleket insanımın müthiş  dayanışmasının cereyan ettiğini, gözlerimiz yaşararak idrak ediyoruz. Aklımıza gelen her afet sonucunda, bütün ihtilafların bir kenara bırakılarak, büyük bir ümmet dayanışmasına şahit oluyoruz. Ve görüyoruz ki, nasıl bir sıkıntı yaşanırsa yaşansın, sahaya çıkan ilk müfrezelerin Müslümanlar olduğunu görüyoruz.

Tabii ki Müslümanların sahada olduğu her yerde İslam’a dair, İslam’a ait ve Müslümanların dilinden düşmeyen nidaları işitiyoruz. Geleneksel de olsa, sloganik de olsa, hepsinin yürekten ve samimiyetle ifade edildiğini anlayabiliyoruz. Zira kalplerden çıktığı için kalplerimize hitap ediyor.

Hepimizin de şahit olduğu gibi, Müslümanların, enkazdan her canlı bedenini çıkarılışında “Allah’u Ekber” diyerek tekbir getirmeleri, bazı çevreleri fazlasıyla rahatsız etmiş. Ve bu rahatsızlıklarını dile getiriyorlar. Tabi kendi durdukları yerden dolayı haklılar. Zira “Allah’u Ekber” lugat manasından çok daha fazlasını ifade etmektedir. İslam’da bu ifadenin adı “Tekbir”dir. Adı üstünde “Tek-Bir”… Tekbirden rahatsız olanlar, tekbirin ne anlama geldiğini de çok iyi biliyorlar.

Tekbir, Allah’ın zatı, sıfatları ve fiilleri itibariyle her şeyden yüce ve üstün olduğunu, Allah’ı yücelterek, büyüklüğünü kabul etmeyi ifade eder. “Allah’u Ekber” işte bu kısa mananın iki kelimeyle ifade edilmesidir. Fakat işte bu kısa mana ve iki kelime bütün izm ve ideoloji sahiplerini, insanlar üzerinde tanrılık taslayan bütün ölümlü ilahları tahtından indirmektedir.

Laikler, Kemalistler, sekülerler, liberaller, tagutlar vb. izm ve ideoloji mensupları, tekbirden rahatsız olur. Tekbir, onların sahiplendiği bütün ölümlü ilahları, Allah’a ortak koştukları şahısları tahtından indirip, dünyevi iktidarlarını yerle yeksan eden ilahi ifadedir. Allah’tan bağımsız olarak kurmuş oldukları dünyevi saltanat, “Allah’u Ekber” nidasıyla sallanır.

“Allah’u Ekber”, hayata yön verişte, sözü geçen varlığın ancak Allah olduğunun ifadesidir. Dolayısıyla, siyasette, iktisatta, hukukta ve dahi içtimai hayatta, Allah’ın dışında laf etmeye kalkanlara itiraz eder. Bu itiraz esastandır ve itirazın muhatabı egemen ideoloji ve onun ölümlü ilahıdır. Bu sebepten egemen gücün mensupları “Allah’u Ekber” nidasına, tüyleri ürpererek itiraz eder. Zira bu nidanın aslında ne demek olduğunu –her ne kadar Müslümanlar hakkınca vakıf olmasa da- onlar bilmektedir.

“Allah’u Ekber”, en baştan bir siyaset tasavvurudur. “Allah en büyüktür” diyen bir kişi, Peygamberin (as) siyasetini güdeceğini peşinen ifade etmiştir. Bu ifade ediş, dünyevi ideoloji sahiplerini ve onların ideolojilerinin siyasetini reddediştir. Bu reddediş herhangi bir uzlaşmadan uzak, esastandır. Bu sebepten heva ve hevesine göre dünyevi iktidar kuranları, “Allah’u Ekber” nidası tüylerini ürperterek rahatsız eder.

Birileri, “enkaz başında tekbir getirmek laikliğe aykırıdır” demiş. Yıkılmış binalarda, enkaz başında bir insanı canlı kurtarıp sonra tekbir getirmek, bir başkasını neden rahatsız eder? Tekbir’i neden laikliğe aykırı olarak görürler?

Aslında tekbirden rahatsız olanların rahatsızlığı, bu nidanın kelime olarak ifade edilmesinden değil, kuşattığı mahiyetten dolayıdır. “Allah’u Ekber” nidası, işleyen dünyevi düzene çomak sokmanın telaffuzudur. Laikliği esastan reddeder. Dolayısıyla laikliği benimseyenler, Allahsız bir düzen kurdukları için, Allah’ın büyüklüğünün ifade edilmesinden de rahatsız olurlar. “Allah bize karışamaz” diyemezler de, “tekbir laikliğe aykırıdır” derler. Kurulu düzenlerinde Allah’ın hükmü yoktur.

“Allah’u Ekber”, başlı başına bir hukuk tasavvurudur. “Allah en büyüktür”, dolayısıyla hukuku kusursuz olan ise ilahi yaratıcıdır. Tekbirden rahatsız olanların hukuk sistemi ise beşeridir. Kendi heva ve heveslerinden işlerine, çıkarlarına, düzenlerine, menfaatlerine uygun hukuk oluştururlar. Tekbir beşeri hukuku reddeder. Bu sebepten ölümlü ilahların kulları, dünyevi menfaatlerini ortadan kaldıran ve ilahi adaleti tesis eden tekbirden rahatsız olurlar.

“Allah’u Ekber”, başlı başına bir hayat tasavvurudur. “Allah en büyüktür” ve bütün ilişkilere müdahildir. Tekbir bu müdahil oluşun ifadesidir. Bu sebepten nefsini ilah edinenler, tebaasını kendisine kul yapmak isteyenler “Allah’u ekber” nidasından rahatsız olurlar.

“Allah’u Ekber”, kullara kulluğu ortadan kaldırıp, yalnızca Allah’a kul olmayı ifade eder. Mevcut düzen, kulların kula kulluğu üzerine kurulmuştur. Bu sebepten efendilik makamında olup insanlar üzerinde tasarruf sahibi olanlar, “Allah’u Ekber” nidasından rahatsız olurlar. Onların bu rahatsızlıklarını ifade edişleri, Allah’a, Peygamberine, İslam’a ve Müslümanlara karşı kalplerinde gizledikleri kin ve nefreti açığa çıkarmaktadır. Onlar Allah’a düşmandır, Allah da onlara düşmandır. Onların ağızlarından kin ve nefret taşmaktadır, kalplerinin gizlediği ise daha büyüktür.

“De ki: Kininizle geberin…” Allah’u Ekber.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *

2 Comments

  • Yakup Döğer
    14 Şubat 2023, 17:49

    Amin Mehmed hocam. Allah cümlemizden razı olsun.

    REPLY
  • mehmed durmuş
    14 Şubat 2023, 12:17

    Allah razı olsun Yakub

    REPLY