'' İçin Arama Sonuçları

  • Faust

    Faust0

    “Faust, Goethe’nin neredeyse tüm yaşamı boyunca yazarak tamamladığı bir yapıttır. Urfaust adıyla onsekiz yaşında başladığı oyunu, Faust I ve Faust II adıyla iki büyük bölüm halinde yazarak seksen üç yaşında ölümünden kısa bir süre önce bitirebilmiştir. Oyunun baş kahramanı Faust, felsefeyi, tıbbı, doğa bilimlerini, teolojiyi araştırmış, gençlik ve olgunluk çağını yeryüzünün sırlarını çözmek için tüketmiştir.

    READ MORE
  • İslam Ahlakı0

    İçinde yaşadığımız, pek çoğumuzun canı gönülden benimsediği sözde eşitlik ilkesine dayalı bu sistemin bu topluma neler yaptığını niye görmezden geliriz!

    READ MORE
  • Monarkların ibret için kıyıya atılan bedenleri0

    monark olmasının önemi var. Çünkü monarklık yasasıyla bize öğrettiği çok şey var da onun için.

    Monarklar aslında bir hiçtirler. Evet, koskocaman bir hiç! Onlar da sizin bizim gibi etten kemikten meydana gelmişlerdir. Ama nasıl oluyor da, efsanedeki arzı boynuzunda taşıyan öküz misali, bütün dünyayı boynuzlarına bindirebiliyorlar? Bu gücü nereden alıyorlar? Tek başlarına bunu yapamayacaklarına göre, yardımcıları, yardakçıları kimlerdir?

    Monarkların hazin sonlarına bakarsanız bu gücü, sadece ve sadece korkak, beleşçi, fırsatçı halk yığınlarının kişiliksizliğinden almaktadırlar. Çünkü monarkın ‘verici’ rolüne karşı, halkın ‘alıcı’ olması gerekir. Monarklar kaşlarını çattıklarında halk esas duruşa geçmese, monarkların bocaladığı gündür. Musa’nın tek başına yaptığını koca bir İsrailoğulları kavmi yapamamıştır. Onun için Firavun, onların erkek çocuklarını boğazlamaya, kızlarını sağ bırakmaya devam etmiştir.

    Tarihte ne çok monark gelip geçmiştir. Türkiye tarihi de bu ‘Allahsız’ monarklara sahne olmuştur. Meğer monarkların tepe taklak gitmesi ne de kolaymış! Meğer monarklar 30 dakikalık bir Komplo’ kadar ömre sahipmişler! 30 Dakikalık bir kaset, sülük üzerine dökülen tuz misali, bir monarkı buharlaştırmakta, ademe mahkum etmektedir. O güne kadar adeta, “bu mülk benim değil mi? Şu akıp giden ırmaklar benim değil mi?” havasında olan bir monark bir bakıyorsunuz, sesi derinlerden, çok derinlerden geliyor, adeta yerin yedi kat altından çok derin bir inleme biçiminde duyuluyor sesi. Tıpkı Monark II. Ramses’in suda boğulma anında tam son anda İsrailoğullarının Rabbine inandığını söylerken çıkardığı hırıltıya benzeyen bir ses gibi… Tıpkı Saddam’ın boru bacaklı heykeli, beton kaidesi üzerinden devrilirken çıkardığı hart sesi gibi…

    İşte bütün monarklar böyle… Devrilirler bir gün. Hırıltılar çıkarırlar, hırlarlar bir gün.  

    Ama biliyor musunuz, monarkların sayısı her geçen gün azalmaktadır. Bu geride kalanlara artık çok iyi, ‘gözümüz’ gibi bakmalıyız! Çünkü bir daha belki hiç bulamayacağız bu ‘sempatik’ yaratıkları… Çünkü artık dünya, monarkların, yerlerini demos’a terk ettiği bir yapıya doğru evrilmektedir. Hani şu bizim bazı tosuncuk ve kuzucuklarımızın daha iyiye, daha ehvene doğu gidildiğini vehmettikleri demos yapı…

    Firavun’un cansız habis bedeni, bütün zamanın ve mekanın Rabbi tarafından denizin kıyısına atılmıştı, ibret olması için. Bugün de böyle ibretlik manzaralara tanık oluyoruz. Adeta tıslayan, kıvranan, kan-ter içindeki monark bedenleri, toplum denizinin kıyısına atılmakta, hem de kadîm dostları (Hâman’ları, Karun’ları) tarafından.

    READ MORE
  • Yeni Bir Oy(un)un Arefesinde!

    Yeni Bir Oy(un)un Arefesinde!0

    Yine bir oy’unun arefesindeyiz!  Müslümanlar olarak dolgu malzemesi olarak görülmeye devam ediyoruz! “Yine Seçim Yeni Seçim” başlıklı yazımızdan hayli zaman geçmesine ve de sürecin bizi haklı çıkaran bir sürü verisine rağmen aynı senaryolar yine vizyonda! Ne acıdır ki, “Bir Müslüman aynı keler deliğinden iki kere ısırılmaz!” sözünü bilip kullanırken bu kaçıncı kez ısırılıştır! Demek ki

    READ MORE
  • Kırkayak

    Kırkayak0

    Kaplumbağa önünden geçen kırkayağı durdurarak ona sorar., Yürüyeceğin zaman önce hangi ayağınla adım atı­yorsun? Bu soru karşısında şaşıran kırkayak., Dur, düşüneyim!, demiş. Başlamış düşünmeye!… Düşünmüş, düşünmüş, düşünmüş ve böylece düşünür kalmış!. İlk önce hangi ayağıyla adım atacağını ve nasıl yürü­yeceğini derin derin düşünen, ancak yürüyemeyen bir düşünür!.. Acaba vahyin ilk muhatapları da böyle düşünmüşler midir?

    READ MORE
  • Anayasa Değişikliklerinde Siyasi Basiret Neyi Gerektirir?

    Anayasa Değişikliklerinde Siyasi Basiret Neyi Gerektirir?0

    Cemaatlerin, tarikat, sendika, meslek odaları, dernek ve vakıfların; ama kendi varlıklarının bekasını sağlama adına; ama kendi düşüncelerini iktidara taşıma veya iktidarda tutma adına elde var bir pozisyonuna düşerek sistem partilerini yıllardır oylarıyla destekledikleri ve bu sebeple İslam düşüncesi nokta-i nazarından kendilerince sağlam veriler ortaya koyduklarını iddia edenler tarafından yıllardır eleştiriye tabi tutuldukları birçoğumuzun malumudur. Ama

    READ MORE