Hiranur Vakfı’ndan açıklama

Hiranur Vakfı’ndan açıklama

Hiranur Vakfı kurucusunun, 6 yaşındaki kızını evlendirmesine ilişkin haberler üzerine bir açıklama yapan Hiranur Vakfı, olayın aile içinde bir vaka olduğu savunulurken, ‘hukuk sistemine’ duyulan güven vurgulandı.

Vakfın internet sitesinde “Açıklama” başlığı ile yayımlanan metinde şu ifadeler kullanıldı:

“BirGün gazetesinde vakfımızın ismi zikredilerek verilen haberin içeriğinde yer alan ve mahkemelere intikal etmiş konu ile kurumsal olarak hiçbir ilgimiz bulunmamaktadır.

Süreci devam eden bir davanın iddianamesinde yer alan suçlamalar dava sonuçlanmadan sadece iddiadan ibarettir.

Vakıf yönetimi olarak dava sürecini takip edeceğiz.

Hukuk sistemimize güveniyoruz ve mahkemenin en doğru kararı vereceğine inanıyoruz.

Bir aile içerisinde yaşandığı iddia edilen ve mahkemeye intikal etmiş dava üzerinden bir kurumu karalamaya çalışmak ve İslami hassasiyetleri olan bütün insanları yaftalama niyetinde olmak en hafif tabirle kötü niyettir.

Hiranur Vakfı olarak hiçbir kötü niyetin parçası olmayacağız ve Allah’ın izniyle faaliyetlerimize aynı inanç ve azimle devam edeceğiz.

Bu süreçte vakfımıza yönelik yalan, iftira ve hakaret beyanında bulanan kişi ve kurumlar hakkında tüm yasal haklarımızı kullanacağımızı da önemine binaen belirtmek isteriz.

“Kamuyona saygıyla duyurulur.”

Olay

Birgün gazetesinde Timur Soykan imzası ile 3 Aralık’ta “Karanlık dünya bir çocuğu yuttu: Tarikat karanlığında henüz 6 yaşında…” başlığı ile yayımlanan bir haberde şu ifadeler yer almıştı:

“İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in kızı H.K.G. babasının kendisini 6 yaşındayken imam nikahıyla ‘evlendirdiğini’, çocukluğu boyunca her gün cinsel istismara uğradığını anlatarak şikâyetçi oldu. 6 yaşındayken 29 yaşındaki bir müritle imam nikahı kıyılan H.K.G. ifadesinde cinsel istismarın kendisine bir oyun gibi gösterildiğini anlatıyor. 2012 yılında ise H.K.G.’nin cinsel istismarına yönelik soruşturmayı gizli ellerin örttüğü anlaşılıyor.”

“Yusuf Ziya Gümüşel’in kızı H.K.G. 1998’de İstanbul Fatih’te doğdu. Kadınların çarşaflı, erkeklerin uzun sakallı, cübbeli ve sarıklı olduğu tarikat dünyasında minik bir kız çocuğuydu. Tarikatın şeyhi Mahmut Ustaosmanoğlu, onun kaderini çizmişti. Kız çocukları okuyamazdı, saçları görünmezdi. Onun başı kapatılırken akranı erkek çocuklarının başına beyaz takke konulmuştu.”

“Henüz 6 yaşındayken H.K.G’ye gelinliğe benzeyen beyaz bir kıyafet giydirdiler, K.’i gösterip “O artık senin kocan” dediler. K. onu bir fotoğraf stüdyosuna götürdü. Birlikte fotoğraf makinesine bakarken küçük kız evcilik oynadıklarını sanıyordu.”

“2011’de babası, Sancaktepe’de büyük bir külliye kurmaya başlamıştı ve oraya yerleştiler. Küçük çocuğa 13 yaşındayken nişan, 14 yaşına geldiğinde ise düğün yapıldı. Düğünden sonra K. ile H.K.G. aynı evde yaşamaya başladı. Düğünden 4 ay sonra, 17 Ağustos 2012 günü, annesi F.G. hastaneye götürdü. Adetlerinde düzensizlik vardı. Doktor çocuğa istismarı hemen anladı ve polise haber verdi. Savcılık soruşturma başlattı. Ancak tarikatın gücü karşısında bir çocuk çaresiz, laiklikten koparılmış devlet acziyet içindeydi.”

“4 ay sonra 10 Aralık 2012’de kemik yaşı raporu çıktı. 17 yaşında olduğunu beyan eden H.K.G.’nin yaşı raporda 21 görünüyordu. Buna karşın akıl almaz şekilde kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi. Acaba bu dosyanın kapatılması için kimler devreye girdi? Kimlerin desteğiyle tarikatın içindeki çocuk tecavüze mahkum bırakıldı? İsmailağa Cemaati’ni sık sık ziyaret eden siyasilerin bunda payı var mıydı?”

“İfadesinde sonrasını şöyle anlatacaktı: “Bu olaydan sonra tekrar içime kapandım. İtaat etmeye çalıştım, ailemin sözünden çıkmadım. 17 yaşında hamile kaldım. Çocuk doğduktan sonra huzur buldum. Ancak çocuğumu benden aldılar. Cep telefonundan araştırdığımda 6 yaşında evlendirmenin normal olmadığını anladım.” H.K.G. 18 yaşına geldiğinde resmi nikah kıyıldı.”

Daha sonra, iddianameye giren ses kaydına yer verilen yazıda, 2020’de başlayan sürece ilişkin bazı ayrıntılar da yer aldı:

“30 Kasım 2020’de vücudunda morluklarla İstanbul Anadolu Savcılığı’na gitti ve şikayetçi oldu. Kaydettiği konuşmanın yanı sıra fotoğraflar sundu savcılığa. Bir fotoğrafta 6 yaşındaydı, üzerinde gelinlik vardı.”

“İki yıl boyunca şikayetiyle ilgili dava açılmadı.”

“Nihayet 30 Ekim 2022’de İstanbul Anadolu Başsavcılığı’nın iddianamesi tamamlandı. Savcı iddianamede H.K.G.’nin anne ve babasının tecavüze göz yumduğunu anlattı.”

“Üç sanığın en az 27’şer yıl hapisle cezalandırılmaları istendi.”

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *