CHP, Peker’in rüşvet ve yolsuzluk iddialarında ismi geçenler hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, AK Parti’nin ‘yolsuzluk, yasaklar ve yoksullukla mücadele’ sloganıyla iktidara geldiğini belirterek “Yeni Y’ler eklediler bu 3Y’ye. Yozlaşma, yalan, yüzsüzlük. Çürüme o kadar büyüdü ki, yozlaşma o kadar büyüdü ki gerçek bir beka sorunu haline geldi” dedi.

Erkek, Türkiye gündeminin son iki gündür yozlaşma, yolsuzluk ve rüşvetle karşı karşıya olduğunu dile getirerek şunları söyledi: “Artık topyekûn herkes; sivil toplumu, basını, siyasetçisi, yargısı, emniyetiyle bu yolsuzluk ve rüşvet çarkının üzerine gitmek zorundayız. 85 milyona karşı hepimizin görev ve sorumluluğu bu. Ama yargının durumu da içler acısı. Yargı, yürütmenin ağır bir tahakkümü altında. Cumhuriyet savcıları harekete geçemiyor. Biz, bugün ne için buradayız? Cumhuriyet savcıları resen harekete geçemediği için. Halbuki kanun, bu görevi savcılara veriyor. Uyuşturucu ticaretiyle, yolsuzluklarla, rüşvetle ilgili ciddi iddialar var. Kuvvetli şüpheler var. Onun için buradayız. Bütün kurumlar çürüdü. Siz, Cumhuriyet savcısısınız. Siz, bu yolsuzluk, rüşvet çarkı ile cesaretle mücadele edeceksiniz. Nereye uzanırsa uzansın, arkasında kim olursa olsun, tüm bu ciddi iddiaların cesaret ile üzerine gideceksiniz. Çünkü sizin bir tek efendiniz vardır. O da hukuk. Başka yerlere bakmayın, cesur olun. Hukukçular cesur olmazsa 85 milyon vatandaşın, hiç kimsenin can ve mal güvenliği yoktur. Bizim mücadelemiz bunun için.”

‘İHANET EDEN HOŞGÖRÜ BEKLEMESİN’

DEVA Partisi de ismi geçenler hakkında suç duyurusunda bulundu. Parti, şüpheliler hakkında kamu davası açılmasını talep etti ‘organize suç örgütü’ vurgusu yapıldı.

İYİ Parti de beş şüpheli hakkında suç duyurusu yaptı. Soruşturma başlatılarak kamu davası açılması istendi.

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ da “Saray rejimi etrafında oluşan yolsuzluk ağı bir noktasından daha patladı. Kanunsuz emirler alıp, soruşturmayı engellemeye kalkanlar, kulağının üstüne yatanlar, talimatla iş yapanlar olursa, bunun hesabını da bağımsız Türk yargısının önünde kısa zaman içerisinde verirler. İhanet içerisinde olan kimse bizden hoşgörü beklemesin” dedi.

Yedi kişi hakkında suç duyurusunda bulunduklarını belirten HKP Avukatı Ayça Okur da “Rüşvet çetesinin suç ortakları yargılanmalı” çağrısı yaptı.

Memleket Partisi Genel Sekreteri Halil İlker Çelik “Türkiye bugün bir kanalizasyon çukurunun içindedir. Halkımız yoksullukla mücadele ettiği halde yargı makamlarımız maalesef yolsuzlukla etkin mücadele etmemektedirler. Defaatle çağrımıza rağmen Hakimler ve Savcılar Kurulu konuyu gündemine almamıştır” dedi.

Öte yandan Sermaye Piyasası Kurulu, Marka Yatırım Holding A.Ş.’nin patronu Mine Tozlu Sineren’in sermaye artırımı için yaptığı başvuru ve rüşvet ödemeye zorlandığına yönelik iddiaları için suç duyurusunda bulunulacağını açıkladı. Eski SPK Başkanı Ali Fuat Taşkesenlioğlu da Mine Tozlu Sineren ve diğer kişiler hakkında yargıya başvuracağını açıkladı.

CHP MECLİS ARAŞTIRMASI İSTEDİ: MAL VARLIKLARI, HESAPLARI İNCELENSİN

CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç; yolsuzluk, rüşvet ve şantaj iddialarıyla ilgili TBMM’ye araştırma önergesi verdi. Peker’in iddialarının araştırılması için Meclis’te komisyon kurulmasını isteyen Kılıç, tüm siyasi partilere de ‘temiz toplum’ çağrısı yaptı.

Kılıç “Gelin, mafya-devlet-siyaset sarmalındaki ilişkileri tüm detaylarıyla araştıralım, ortaya çıkartalım, temiz bir sayfa açalım” dedi. Kılıç, şunları kaydetti:

“Daha önce Susurluk kazası için kurulan araştırma komisyonu, Sedat Peker’in ifşaları için de kurulmalı. Sanatçı Gülşen’i ışık hızıyla tutuklatan savcılar, Peker’in ifşalarına karşı harekete geçmeyecekse iddiadan da öte olan bu açıklamaların araştırılması için mutlaka TBMM çatısı altında araştırma komisyonu kurulmalı. Suçlamalara konu olan kişilerin profiline bakıldığında hemen hemen hepsinin, Recep Tayyip Erdoğan, Süleyman Soylu, AKP’li siyasiler ve bürokratlarla bağlantılı olduğu açıkça ortada ve AKP kulislerinde de bu konuların konuşulduğu belirtilmektedir. Devlet içerisindeki nüfuzunu ve gücünü arkasına alarak kendisine verilen kamu görevini kötüye kullanarak suça bulaşan herkesin adalet önüne çıkarılması ülkemizin asıl beka meselesidir. Her kim olursa olsun geniş kapsamlı bir şekilde yurt içi ve yurt dışı mal varlıklarının incelenmesi, hesabını veremediği her kuruş için hesap sorulması, ülkemizin geleceği açısından son derece önemli olacaktır. Gelin, kuralım bu komisyonu, kaçmayın.”

BAN YURT DIŞINA KAÇARKEN YAKALANDI

Rüşvet iddialarına karşı adım atılmazken Taşkesenlioğlu’nun görüntülerini servis ettiği ileri sürülen Ünsal Ban’ın, yurt dışına kaçmaya çalıştığı sırada yakalandığı iddia edildi. Savcılığın videoya ilişkin soruşturma başlattığı ortaya çıktı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturması kapsamında, eski Türk Hava Kurumu (THK) Üniversitesi Rektörü Ünsal Ban, yurt dışına kaçmaya çalıştığı sırada Muğla’nın Milas ilçesinde gözaltına alındı. Soruşturma çerçevesinde hakkında gözaltı kararı bulunan Ban’ın, deniz yoluyla yurt dışına kaçacağı ihbarı üzerine polis ekipleri harekete geçti. Ban, Muğla’nın Milas ilçesinde kendisine ait olmayan bir araçla seyir halindeyken polis ekiplerince yakalandı. Ban’ın, kendi aracını bırakarak başka bir araçla hareket ettiği, kontrol noktalarından kurtulmak için de farklı güzergahları kullandığı belirtildi. Ban hakkında, boşanma aşamasındaki eşine ait kişisel verileri organize suç örgütü lideri ile paylaşma, tehdit ve şantaj suçlamaları bulunuyor.

AK Parti Erzurum Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu’nun boşanma aşamasında olduğu Ünsal Ban, suç örgütü lideri Sedat Peker ile görüştüğünü doğruladı. Ban, Peker’in, Taşkesenlioğlu’nun elinde bıçakla Ban’ı yaraladığını ileri sürerek paylaştığı videoyla ilgili iddiaları da doğruladı. Videoyu can güvenliği için gizlice çektiğini belirterek, “Peker’e videoyu ben göndermedim” dedi. Videoyu sadece arkadaşına gönderdiğini ileri süren Ban, kaydın hangi yolla Peker’e gönderildiğini bilmediğini söyledi.

Öte yandan TELE 1’e açıklama yapan Ban, Peker’in, Taşkesenloğlu’nun elinde bıçakla kendisini yaraladığını ileri sürerek paylaştığı videoyla ilgili konuştu. Ban, videoyu ‘eşinin kesici aletle’ saldırmasından kaynaklı gizli bir şekilde önlem olarak kayda aldığını ifade etti. Ban “Ben videoyu can güvenliğim için çektim, bu videoyu arkadaşıma emanet ettim. Bu videoyu Peker’e gönderilsin diye vermedim. Kim kanalıyla bu video Sedat Peker’e gitti meselesini bilmiyorum” dedi. Ban ayrıca, hâlâ ölüm tehdidi aldığını ancak siyasilerden tarafından bir tehdit almadığını söyledi.

‘AHLAKSIZCA BİR KUMPAS’

Rüşvet iddialarında adı geçen AK Parti Erzurum Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu, günler sonra açıklama yaptı. Taşkesenlioğlu “Günlerdir ailemle birlikte sistematik olarak iftira kampanyası ile karşı karşıya kaldığımı ve bu iftiraları atan ya da taraf olan herkesle yargı önünde hesaplaşacağımı belirtmek isterim. Şahsıma yönelik bu yargısız infazın son bulacağına ve son derece ahlaksızca oynanan bu kumpasın yargı önünde bir an önce gün yüzüne çıkacağına inancım tamdır. Bu konu ile ilgili adli ve hukuki süreç başlatılmıştır” dedi.

‘BİRBİRİNE DÜŞTÜKLERİ İÇİN BUNLAR ORTAYA ÇIKTI’

Marka Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mine Tozlu Sineren, TELE1 TV yayınında gazeteci Enver Aysever’e konuştu. Sineren “Zehra hanımın bu işlerle ilgili bir danışmanlık şirketi var. Halka arzları patronlarla ilgili işleri kim yapıyor. Onlar yürütüyor. Bunu bütün Türkiye biliyor. Benden istedikleri rüşveti vermedim. Ali Fuat bey, Zehra hanım ve Ünsal bey birbirine düştükleri için her şey ortaya çıktı” dedi.

AK PARTİ’DEN ‘ARINMA’ ÇAĞRISI

AK Parti Merkez Karar Yönetim Kurulu üyesi Metin Külünk ‘dava’ uyarısı yaptı, ‘arınma’ çağrısında bulundu. Twitter hesabından bir dizi paylaşımda bulunan Külünk “çıkarları için hukuksuzluğa ve usulsüzlüğe başvuranların dava kavramını kullanma hakkının olmadığını” ifade etti. Gençliğin partileriyle arasında çok sert mesafe koyduğuna da dikkat çeken Külünk “arınma vakti” dedi. Külünk, şunları kaydetti:

“Mukaddes ‘DAVA’ kavramı ile milletin karşısına çıkanların, bu kavram üzerinden kendi egolarını, hırslarını, bireysel iktidar beklentilerini, çıkarlarını, kuralsız ve haksızlıklarla dolu yöntemlerle gerçekleştirmek için mukaddes dava kavramını kullanma hakları yoktur. Toplumun hakim değerleriyle güç elde etmek, elde edilen güç üzerinden seküler tutum ve davranışlar toplumu rahatsız eder, bunun sonucunda toplumumuz değerlerimizi sorgular hale gelir. Buna sebep olmak hiç kimsenin hakkı değildir. Farkında mıyız bir nesil içinde çok kalabalık genç kitle bu kabul edilmesi mümkün olmayan davranışlar üzerinden değerlerimizle arasına çok sert mesafeler koyuyor. O halde vakit bireysel ve kolektif bilinç ile arınma vaktidir. Dindar söylem seküler ve pratik olmaz.”

(KARAR)