Zeki Bayraktar’dan Talha Hakan Alp’e eleştiriler

Zeki Bayraktar’dan Talha Hakan Alp’e eleştiriler

Daha önce İslam ile ilgili kararsız olduğunu ve bir arayış halinde olduğunu söyleyen Yeni Şafak gazetesinin eski yazarı ilahiyatçı ve din üzerine birçok çalışması bulunan Talha Hakan Alp, Habertürk’te ‘Nedir Ne Değildir?’ programına katıldı. Programı izleyen Prof. Dr. Zeki Bayraktar, program sonrası Alp’e eleştirilerini sıraladığı bir dizi paylaşımda bulundu.

“Taha Hakan Alp beni şaşırttı. Sorgulamalarının daha girift, daha derin olduğunu sanıyordum ama değilmiş” diyen Zeki Bayraktar, paylaşımında şu ifadelere yer verdi:

Taha Hakan Alp beni şaşırttı. Sorgulamalarının daha girift, daha derin olduğunu sanıyordum ama değilmiş. Ateist ergenlerin sorularını/iddialarını dile getirmekten öte bir sorusunu görmedim. Bu çok şaşırtıcı. Ama daha da şaşırtıcı olan bazı ayetleri bağlamından kopartarak [siyak-sibaka bakmadan] parçacı bir yaklaşımla ele alması, barış anlaşmasını [saldırmazlık paktını] bozan müşrikler hakkındaki ayetleri [Tevbe suresini] bağlamından kopartarak okuması, kısaca Kur’ana [adeta ateistler gibi cahilane veya hasmane!] bakışı ve ‘’bu kadar da olmaz’’ dedirten açık çelişkilerinin bulunması, bunları fark edememesi. İşte sadece bir örnek;

Taha bey, konuşmaları, soruları ve araya girişleri ile ‘’Hz.Muhammed Kur’anı ehl-i kitaptan, Yahudi ve Hristiyan din adamlarından öğrendi’’ diyor[bunu ima ediyor]. Ama ‘’Kuranda hatalar var’’ iddiasını dile getirdiğinde ‘’Nedir mesela, örnek ver’’ diye sorulunca da şöyle diyor;

‘’Kur’an, ‘Yahudiler ‘Uzeyir Allah’ın oğludur’ dediler’’ diyor ama Yahudiler ‘biz böyle bir şey söylemedik, Kur’an bize iftira atıyor’ diyorlar.’’

E hani Hz.Muhammed Kur’anı Yahudilerden öğrenmişti!

Ya Hu, yüzlerce ayetinde ehli kitabı eleştiren, onların yaptıklarını hatalı bulan bir kitap nasıl ehli kitaptan öğrenilmiş olabilir? Ehli kitap bilginleri Hz.Muhammed’e kendi hatalarını mı anlatmışlar?!!

Benim görebildiğim şu;

Taha bey, dini daha doğrusu ehl-i sünneti savunurken de olguyu rivayet üzerinden okuyor ve okutuyordu, şimdi de aynısını yapıyor. Ancak bir farkla, geçmişte dini savunmak için yapıyordu bunu, şimdi dini sorgulamak için. Çünkü rivayetlerle gelen bilgilerin savunulamayacağını anladı. Ama maalesef hakikat ile rivayetin arasını ayırıp, ”bunun dinle/İslamla alakası yok” diyemedi. Onları hala dinin içinde gördüğü için onları/rivayetleri değil dini sorguluyor.

Asıl sorunu İslam ile Müslümanları ayırt edememesi [ki bu ikisini ayırt etmediğini bizzat kendisi söylüyor];

Dini Kur’andan değil de rivayet ve siyer üzerinden okuması,

Kur’anın ısrarla ‘’yapmayın’’ dediğini yapmaya devam etmesi,

Kur’an, ‘’çoğunluğa, atalara, ataların uygulamalarına bakmayın, ‘’Allah böyle emretti, biz bu yüzden böyle yapıyoruz, Allah’ın dini bu’’ diyen ama vahye aykırı davranan atalara uymayın, onları takip etmeyin, Allah’ın dini bu değil, halis din Allah’ın Kitabında, siz onun bu Kitabına uyun’’ dediği halde, Kitabı değil de ataların uygulamalarını din kabul etmesi,

Kısaca Kitabı hala ataların uygulamaları [rivayetler] üzerinden okuması, tıpkı geçmişte yaptığı gibi.

İnşallah sorgulamaları salimen sonuçlanır ve taklidi imandan tahkiki imana evrilir [taklidi iman diyorum çünkü farklı bir amaçla da olsa hala ataların imanını taklit ediyor]. Allah hepimize hidayet versin.

(İslami Analiz)

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *