Eşref Bitlis’in ‘sır’ ölümünün üzerinden 29 yıl geçti

Eşref Bitlis’in ‘sır’ ölümünün üzerinden 29 yıl geçti

Eski Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis’in, şüpheli bir uçak kazasında ölümünün üzerinden 29 yıl geçti. Daha önce de helikopterine taciz ateşi açılan Bitlis için “JİTEM tarafından öldürüldüğü” iddiaları dile getirilmişti.

Malatya’da 1933’te dünyaya gelen Bitlis, 1952’de Kara Harp Okulundan teğmen rütbesiyle mezun oldu. Kara Harp Akademisini 1966’da tamamladıktan sonra Almanya’ya dil eğitimine giden Bitlis, 1969’da Silahlı Kuvvetler Akademisini bitirdi. Kara Harp Akademisinde “başöğretmenlik” yapan, 1978’de tuğgeneral rütbesiyle Bolu Komando Tugay Komutanlığına atanan Bitlis, tümgeneral olduğu 1982’de Kıbrıs 28. Tümen Komutanlığı görevine getirildi. Korgeneral rütbesini 1986’da alan Bitlis, 1988’de Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanı olarak görev yaptı.

Eşref Bitlis, 1990’da orgeneral rütbesi aldı ve Jandarma Genel Komutanlığına atandı.

AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, Jandarma Genel Komutanı olduğu dönemde terörle mücadeleye ilişkin çıkışlarıyla dikkatleri üzerine çeken Bitlis, “İncirlik Üssü’nden kalkan ABD uçaklarının PKK’ya yardım dağıttığını, Çekiç Güç kuvvetlerinin Türkiye’den ayrılması gerektiğini, ABD’nin Irak’ın kuzeyinde oluşturmaya çalıştığı Kürt devletinin Türkiye’nin zararına olduğunu” ifade etti.

Çekiç Güç’e bağlı ABD savaş uçaklarının, 17 Aralık 1992’de kendilerine bildirildiği halde Irak’ın Selahaddin kentine gitmekte iken Bitlis’in helikopterini taciz uçuşuyla inişe zorlaması, dönemin konuşulan olayları arasında yer aldı. Bitlis, bölgede yaşananları bir mektup yazarak dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal’a da iletti.

Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş, uçağın buzlanma ve pilotaj hatası ile düştüğünü söyledi

Orgeneral Eşref Bitlis’in, 17 Şubat 1993’te Ankara’dan Diyarbakır’a gitmek üzere bindiği uçak, kalkıştan kısa süre sonra Yenimahalle’deki PTT İşleme Merkezi’nin bahçesine düştü. Şüpheli bir şekilde düşen uçakta bulunan hiç kimse kurtulamadı. Kazada, Eşref Bitlis ile Binbaşı Yaşar Erian, Yüzbaşı Tuğrul Sezginler, askeri personel Fahir Işık, Emin Öner, Posta İşletme Merkezi güvenlik görevlisi Ruhi Salay hayatını kaybetti.

Olay yerinde incelemede bulunan dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Doğan Güreş, uçağın düşüş sebebinin buzlanma ve pilotaj hatası olduğunu söyledi.

Daha sonra yapılan açıklamada “hiçbir bilirkişi raporu ve teknik raporun bulunmadığının” ifade edilmesi kazaya ilişkin soru işaretlerini beraberinde getirdi.

JİTEM iddiası

Kazadan 17 yıl sonra, “Ergenekon” davasında yargılanan emekli Albay Arif Doğan’a ait olduğu ileri sürülen bir ses kaydında, “Bitlis’in JİTEM tarafından öldürüldüğü” iddiaları yer aldı. Komutanlığı döneminde, JİTEM’in kurularak yargısız infazların yapılmasına ve itirafçılarla birlikte silah ve uyuşturucu kaçakçılığı yapılmasına karşı çıktığı da basına yansıdı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, iddialar üzerine, daha sonra vefat eden Arif Doğan’ın da arasında bulunduğu bazı kişilerin “şüpheli” sıfatıyla ifadesini aldı. Savcılık, eski Genelkurmay 2. Başkanı emekli Orgeneral Çevik Bir, eski MİT Kontrterör Dairesi Başkanı Mehmet Eymür, dönemin Susurluk Araştırma Komisyonu Başkanı Mehmet Elkatmış, eski İçişleri Bakanı İsmet Sezgin’in de arasında bulunduğu çok sayıda kişiyi “tanık” olarak dinledi.

Uçak enkazı hurdacıya satıldı

Düşen uçağın enkazının hurdacıya satıldığının ortaya çıkmasının ardından, soruşturmayı yürüten savcılık, incelenmek üzere, Genelkurmay Askeri Savcılığından kaza sonrası çekilen fotoğrafları istedi. Bitlis’in öldüğü uçak kazasının fotoğraflarını inceleyen Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü ve Emniyet uzmanları, hazırladıkları raporda “uçağın düşüş nedeninin tespit edilemediğini” bildirdi.

Uzmanların incelediği 15 fotoğrafa ilişkin hazırlanan raporda, “Mevcut fotoğraflarla sonuca ulaşmanın mümkün olmadığı, bu nedenle uçağın düşmesiyle ilgili bir kanaatin oluşmadığı” belirtildi.

Genelkurmay Askeri Savcılığı zaman aşımı gerekçesiyle dosyayı kapattı 

Savcılık, Orgeneral Eşref Bitlis’in 1993’teki ölümüne ilişkin soruşturmada, zaman aşımı süresi dolduğu gerekçesiyle 2016’da “kovuşturmaya yer olmadığına” karar verdi. Kararda, olayda bomba kullanılıp kullanılmadığının tespitinin mümkün olmadığı belirtilerek, “Bu nedenle özellikle medyada speküle edilen sabotaj iddiasına ilişkin herhangi bir somut kanıt ortaya konamamıştır.” ifadesi kullanıldı.

Zaman aşımını durduran veya kesen bir işlem bulunmadığı kaydedilen kararda, bu sebeple soruşturmada “20 yıllık asli zaman aşımı süresinin dolduğunun” kabulüyle kovuşturmaya yer olmadığının kararlaştırıldığı aktarıldı.

Orgeneral Bitlis’in oğlu Tarık Bitlis’in karara yaptığı itiraz ise reddedildi.

1993 yılı

Orgenaral Bitlis’in kamuoyunda tartışmalara neden olan ölümünün hemen ardından kendisine yakınlığıyla bilinen Cumhurbaşkanı Turgut Özal 17 Nisan 1993’te geçirdiği kalp kriziyle, ardından Bitlis’in ekibi içinde yer alan albay Rıdvan Özden (17 Şubat 1993’te Eşref Bitlis’le aynı uçakta) ve eski Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın (22 Ekim 1993’te suikastle) görev başında vefat etti.

Aynı yıl Türkiye’de derin yankı uyandıran Uğur Mumcu (24 Ocak 1993) ve Adnan Kahveci (5 Şubat 1993) suikastleri yapılmış, Bingöl karayolunda 24 Mayıs 1993’te PKK’nın pususunda yolları kesilen 33 silahsız er öldürülmüş, hemen ardından Alevi-Sünni çatışmasına sahne olan Sivas Katliamı (2 Temmuz 1993) yaşanmış, yine aynı yıl PKK saldırısında 33 sivilin katledildiği Başbağlar Katliamı (5 Temmuz 1993) yaşanmış, Tuğgeneral Bahtiyar Aydın’ın Lice’de (22 Ekim) uzun menzilli tüfekle vurulması olayları arkası arkasına gerçekleşti.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *