Türk Telekom ‘operatör bağımsız afet iletişimi’ üzerine çalışıyor

Türk Telekom ‘operatör bağımsız afet iletişimi’ üzerine çalışıyor

Türk Telekom Üst Yöneticisi Önal, afet zamanlarında iletişimi sağlamak için tamamen afet iletişimi üzerine bir ürün geliştirmek konusunda çalıştıklarını belirterek, “Tüm operatörler ve kullanıcılar tarafından kullanılabilecek…” dedi.

Türk Telekom Üst Yöneticisi (CEO) Ümit Önal, Türk Telekom’un 9 aylık finansal sonuçlarının açıklandığı hibrit toplantıda, basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Gelen bir soru üzerine Türk Telekom Arama ve Kurtarma Ekibi (TTAKE) faaliyetlerinden bahseden Önal, tamamı çalışanlardan oluşan ekibin 2010’da gönüllülük esasıyla kurulduğunu, hem merkezde hem de bölgelerde bulunduğunu söyledi.

Önal, TTAKE’nin Van, Elazığ ve İzmir depremlerinin yanı sıra Trabzon ve Samsun’daki sel baskınlarında ve kayıp vakalarında aramalara katıldığını aktararak, “İzmir depremine ekipten 11 kişi destek verdi. Depremden 1 saat sonra da Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) yönetimindeki grupta oldu. Diğer arama kurtarma ekipleriyle 2’si canlı toplam 6 kişi enkazdan çıkarıldı. Kendi içlerinde eğitim devam ediyor. Klasik bir arama kurtarma ekibiyle ilgili hem müfredat hem eğitim bakımından ne prosedür varsa o şekilde ilerliyor.” diye konuştu.

TTAKE’nin hangi teknolojileri kullandığına yönelik bir soru karşısında Önal, “Bununla ilgili çalışmamız var ama biraz erken. Bir sonraki toplantımıza bırakmak istiyorum. Özellikle afet zamanlarında iletişimi sağlamak için tamamen afet iletişimi üzerine bir ürün geliştirmek konusunda çalışıyoruz. Kamu otoriteleri, özellikle de AFAD ile entegre… Tüm operatörler ve kullanıcılar tarafından kullanılabilecek. Önemli olan iletişimin operatör bağımsız afetzedelere ulaşmak ve afet anında insanların rahat birbirini arayabilmesi…” ifadelerini kullandı.

Önal, İzmir depreminden hemen sonra mobil kullanıcılarına gigabayt faydası verdiklerini, kullanıcılarına cezasız iptal, fatura erteleme ya da dondurma imkanını sağladıklarını vurgulayarak, durumunu belgeleyen kullanıcıların bu hizmetten faydalanmaya devam ettiğini anlattı.

Geçen yıl yaşanan İstanbul depreminin şebekelerini yenileme esnasına denk geldiğini anımsatan Önal, bu nedenle ciddi eleştiri aldıklarını, ancak Türk Telekom’un hem sabit hem mobil şebeke altyapısını yenileme kapsamında ciddi bütçe harcadığını ifade etti.

“Özel afet bütçesi kapsamında yaklaşık 350-400 milyon lira harcadık”

Türk Telekom Teknoloji Genel Müdür Yardımcısı Yusuf Kıraç ise afet iletişimine yönelik çalışmalarına ilişkin, “İzmir’de herkes birden Bayraklı tarafına aramalar yaptı ve tıkandı. Diğer operatörlerle güzel bir sinyal verildi. Belli bir bölgeye kapasite verip oradaki başarısız aramayı engelleme gibi bir çalışma bu.” bilgilerini verdi.

Depremden sonra çok ciddi yatırımlar yaptıklarını, 2021’de de yapmaya devam edeceklerini vurgulayan Kıraç, şunları söyledi:

“Şirket özel afet bütçesi ayırdı. Bu yıl yaklaşık 350-400 milyon lira gibi bir para harcadık, önümüzdeki yıl yine buna yakın bir rakam harcamayı planlıyoruz. Bu bütçeyi, bir gelir ön görüsü olmadan, sırf bu gibi durumlarda daha iyi yönetelim diye harcıyoruz. Bu dönemi daha rahat yönettik. Depremden sonra elektrikler gidince bizim için en büyük sıkıntı baz istasyonlarını ayakta tutmaktır. Buradaki baz istasyonlarının ayakta kalabileceği maksimum akü süresi 5-6 saattir. Bizim yaygın bölge yapılanmamızla hızlı müdahale edildi. Akşam 8-9 civarından itibaren hiçbir kesinti yaşamadık. O bölgedeki yatırımın etkisini görmeye başladık.”

Kıraç, e-Sim’e yönelik cihazların çıkmaya başladığını belirterek, bunun otonom araçların kullanılmasıyla yaygınlaşacağını, testlerin devam ettiğini bildirdi.

e-Sim için hazır durumda olduklarını vurgulayan Kıraç, “Yüklenici kurumun belirli düzenlemelerini bekliyoruz. Ondan sonra başlayacağız.” dedi.

Kıraç, 5G İstanbul Havalimanı projesinin 3 operatörün beraber hareket etiği, mükerrer yatırımın önüne geçme konusunda güzel bir örnek olduğuna da değinerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“5G için frekans ihalesi yapılması gibi konular gündemde. BTK operatörlerle çok yakın alışverişte bulunuyor. Bazı ülkeler kaynak kalmadığı için apar topar 5G’ye geçiyor. Tam da 5G değil. Bizler 5G’ye tamamen hazır durumdayız. Fiberleşme oranı yüzde 3,5 olan, yani son kullanıcı eve kadar kullanıcı Almanya ve İngiltere’de yüzde 3,5 ama biz yüzde 20’yiz. Bizim gibi fiberleşme oranı yüzde 20’lerde olan Polonya, hız sıralamasında 26. sırada. Biz 102. sıradayız. Ciddi anlamda ortak kullanım var. Hane başına düşen insan sayısı bizde daha fazla. Bu sene 1 milyon port döşüyoruz. 100 bini bakırdan mahalleye kadar. 300 bini de eve kadar yapmışız. Önümüzdeki yıl bu rakam katlayacak, yüzde 80 mahalleye kadar götürmüşüz. Bina girişine kadar fiber yapıyoruz. Bina içindeki yapı kötü olunca hız düşüyor. Önümüzdeki yıl 700 bin eve fiber dönüşüm yapacağız. Bina içine kadar fiber var ama bina içindeki sıkıntılardan dolayı hız 1 megabite kadar düşürüyor. İnternet pandemi döneminde ekmekten sonra geliyor neredeyse. Pandemi bunu gösterdi.”

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *