Babaoğlu: Sosyal medyasız bir toplum artık mümkün değil

Babaoğlu: Sosyal medyasız bir toplum artık mümkün değil

“Sosyal medya bizden bağımsız olarak iyi veya kötü değil. Ama açıktır ki, içimizdeki kötülüğü çoğaltıyor, kışkırtıyor.” diyen Haşmet Babaoğlu sosyal medyasız bir hayatın mümkün olmadığını ileri sürdü.

Sosyal medyaya ilişkin ortaya çıkan son tartışmaya değinen Haşmet Babaoğlu bugün Sabah gazetesindeki yazısında, sosyal medyanın bizatihi kötü olmadığını “içimizdeki kötülüğü” kışkırttığını belirtti. Babaoğlu, “Çürük ruhlar ve sosyal medya” başlıklı yazısında, “Nostaljik düşüncelere kapılıp sızlanmayı bırakalım” ifadesini kullandı.

Sosyal medyasız bir hayatın mümkün olmadığını savunan Babaoğlu yazısının bir bölümünde şöyle dedi:

Hepimiz yaşayarak öğreniyoruz işte!..
Sosyal medya bizden bağımsız olarak iyi veya kötü değil.
Ama açıktır ki, içimizdeki kötülüğü çoğaltıyor, kışkırtıyor.
Sahte kimlik bir yana…
Apartman yöneticisinin önünde ceket ilikleyen adamlar sosyal medyada açık kimlikleriyle ortalığı haraca kesmeye başladılar.
Meğer geleneksel kolektif bilinç, sözlü kurallar ve utanma duygusu hem ayıpları önlüyormuş hem de ayıp örtüyormuş.
Sosyal medyanın ise farklı bir “toplum“u var.
Görünmek ve göstermek bu kadar öne çıkınca, her türden kültürel ve iletişimsel “örtü”nün hükmü kalmıyor.

***

Bu meselenin dibini bulmak zor.
Yeni yasalarla etrafa zehir saçılmasının önlemi alınmalı.
İçimizdeki kötülük konusuna gelince…
Öyle bir yanardağ ki, sosyal medyada patlıyor.
Sosyal medyasız bir toplum artık mümkün değil.
Nostaljik düşüncelere kapılıp sızlanmayı bırakalım.
Bu platformların bizim ruhumuzun hangi kuytularını kurcaladığını, nasıl eğip büktüğünü görmemiz ve kendimizi ona göre terbiye etmemiz gerek.
Ayrıca ruh halimiz de kötü etkileniyor. Facebook kullanıcıları üzerinde yapılan araştırmalar sitede on beş dakikalık bir gezintiden ciddi biçimde depresif ruh haliyle çıkıldığını gösteriyor.

***

Tamam!
Haset ve nefret gerçeğiyle hiç bu kadar yüzleşmemiştik. Anladık, ibret aldık, alıyoruz.
Ama onu dizginlerinden boşalmış bir halde daha ne kadar tutabiliriz?
Tamam!
Mesela kişisel öfkelerimizin nasıl kolayca politik bir giysiye bürünebileceğini gördük, görüyoruz.
Ama bunu daha ne kadar sürdürebiliriz?

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *