139 ülkenin imzası ile ‘Mekke Bildirgesi’

139 ülkenin imzası ile ‘Mekke Bildirgesi’

Medine Vesikası’ndan ilham alındığı iddia edilen Mekke Bildirgesine göre, evrensel vatandaşlığa saygı çağrısı yapıldı!

27 İslami mezhep ve grubu temsil eden 139 ülkeden bin 200 Müslümanın katılımıyla Mekke’de gerçekleştirilen konferansta, çeşitli din, mezhep, örf ve kültürlerle birlikte, tüm insani toplum bileşenleri arasında barış ve uyumun sağlanması için tarihi bir kararla ‘Mekke-i Mükerreme Bildirgesi’ ilan edildi.

Medine Vesikası’ndan ilham

Şarku’l Avsat’ın Mekke’den aktardığına göre, bildiri hazırlanırken, Hz. Peygamber’in (sav) 14 asır önce İslam devleti içerisindeki çeşitliliği koruma ve farklı bileşenler ile bir arada yaşamayı sağlamak için ilan ettiği ‘Medine Vesikası’ndan ilham alındı. Mekke’nin Müslümanların kıblesini içinde bulundurması ve dinin yayılma kaynağı olması bakımından, İslam dünyasının manevi referans noktasını oluşturduğuna vurgu yapıldı.

Zulme karşı mücadele

Müslümanlar, dini grupların temsilcileri tarafından hazırlanan Bildirge’de insanlığın yararını sağlamak, değerleri yerleştirmek, insani uyum ve sevgi köprüleri kurmak, olumsuz uygulamalar ve zulümle mücadele için görüş birliğine vardı.

İslam ümmetinin yönetilemeyeceği ve dini meseleler başta olmak üzere, ilgili konularda adına ancak derin ilim sahibi olan alimlerin bu bildirge gibi bir fikir birliği sonucunda konuşabileceğine vurgu yapıldı. İslam ümmetinin birleştirici kıblesi, din, dil, ırk ve renk ayrımı yapmaksızın, herkesin yararının amaçlandığı ortak dini ve beşeri çalışmaları ile diğer ümmetlerden ayrıştığı ifade edildi.

Irkçı söylemler reddedildi

Katılımcılar, tarihi bildirgenin dayandığı temele ve ilkelere işarette bulunarak, farklı bileşenlerden oluşan insanlığın, aynı kökene ait olduğunu vurguladı. Irkçı söylem ve sloganların reddedildiği ifade edildi. Nefret ve küçümseme içeren söylemlerin kınandığının üzerinde duruldu. Bildirgede, milletler arasındaki farkın inanç, kültür, doğa ve düşünme biçimlerinde olduğu, bunun da Allahu Teala’nın hikmeti ile takdiri olduğuna işaret edildi. Bu kainat düzenini kabul edip, akıl ve bilgelikle hareket edilmesinin, kibirlenme ve çatışmadan çok daha iyi olan insani uyum ve barışa ulaştıracağı vurgulandı.

Bildirgede, toplumlardaki dini ve kültürel çeşitliliğin, çatışma ve savaşı haklı çıkarmadığı, aksine olumlu bir medeniyet ortaklığı, çeşitlilikten diyalog köprüleri kuran aktif bir iletişim kurulması için işbirliği yapma gerekliliğinin altı çizildi. Çeşitliliğin, ayrıca insana hizmette ve mutlu etmede rekabeti teşvik etme, birleştirici ortak noktaları arama, insani ve ahlaki değerlere, adalet ve meşru özgürlüklere dayanan kapsamlı bir vatandaşlık devleti inşa etmek için yatırım olarak kullanma, karşılıklı saygıyı gerektirdiği vurgulandı. Çeşitli örf ve geleneklere saygı duyulması gerektiği belirtildi. Bildirge’de ayrıca din müntesipleri ve takipçileri tarafından gerçekleştirilen yanlış siyasi uygulamalar arasında bağ kurulmaması gerektiği konusunda uyarıda bulunuldu.

Diyalog çağrısı

Katılımcılar, Mekke Bildirgesi’nde diğerleriyle doğru bir anlayışa ulaşmanın, ortak noktaları öğrenmenin, bir arada yaşamanın önündeki engelleri aşmanın, ilgili sorunların üstesinden gelmenin, nefreti artıran, tarihin düşmanlıklarla yüklediği önyargıları aşmanın, bireysel hatalı tutum ve davranışları genellememenin en iyi yolu olarak, medeni diyalog çağrısında bulundu. Tarihin sahiplerinin elinde olduğuna dikkat çekilen bildirgede, din ve ideolojilerin müntesip ve takipçilerinin hatalarından uzak tutulması gerektiğinin üzerinde duruldu.

Terörü karşı yasa çağrısı

Mekke Bildirgesi’nde nefret söylemlerinde bulunan, terör ve şiddete teşvik edenlere yönelik caydırıcı yasaların yürürlüğe konması için çağrıda bulunuldu. Bu yasalar ile birlikte, dini ve etnik çatışmaların nedenlerinden kurtarabileceğine vurgu yapıldı. İbadet yerlerine yapılan saldırıların kınandığı Bildirge’de bunun, katı yasalar ve güçlü bir güvenlik ile karşısında durulması gereken bir suç eylemi olduğu belirtildi. Benimsenen radikal ideolojiler ile gerektiği gibi mücadele etmenin önemine atıfta bulunuldu.

Zulüm, acı ve terörle mücadeleye çağrıda bulunulan Mekke Bildirgesi’nde ayrıca Allahu Teala’nın insanın hizmetine sunduğu tabiatın korunmasının yanısıra halkların gücünden faydalanma ve insan haklarını ihlal etmeninin reddedildiği vurgulandı. Bunun, ayrım yapılmaksızın herkesin görevi olduğuna dikkat çekildi. Doğal kaynaklara zarar verilmesi, israf edilip kirletilmesinin, haddi aşmak ve gelecek nesillerin hakkını gasp etmek olduğunun altı çizildi.

Katılımcılar, Müslümanların, topluma eşsiz ve zengin bir deneyim kattığını belirtti.  Bugün küreselleşmenin olumsuz yönlerinin yarattığı değer eksikliği ışığında yaşanılan ahlaki, sosyal ve çevresel krizlerde, insanlığın ihtiyaç duyduğu olumlu katkıların çoğunu sağlayabildiklerine vurgu yapıldı.

Mekke Bildirgesi, medeniyet çatışmasının bir tezi, tecrit, ırkçılıktan doğan bir üstünlük ve olumsuz kültürel bir hegemonyanın tezahürü olarak kabul edildi. Bildirge’ye göre içe kapanıklık, nefreti oluşturmaya, milletler arasındaki düşmanlığı yeşertmeye, özellikle de dini ve etnik çeşitliliğe sahip ülkeler başta olmak üzere birlikte yaşama ve pozitif ulusal entegrasyon talebinin gerçekleşmesini engellemeye çalışırken, aynı zamanda şiddet ve terörizme de öncelikli olarak kaynaklık ediyor.

İslamofobi

Bildirge’de ‘İslamofobi’ kavramının İslam gerçekliğinin bilinmemesi, yeni bir medeniyetin icadı ve Semitik hedeflerin bir sonucu olarak ortaya çıktığı belirtildi. İslam’ın hakiki şekliyle tanınmasının, usul ve ilkelerini anlamak için önyargılardan kurtulmuş ve tarafsız bir bakış gerektirdiği ifade edildi. Bildirge’de ayrıca ‘İslam’ ismini kullananların sapkınlıkları ve yalnızca kendilerini bağlayan yanlışları konusunda uyarıda bulunuldu.

İnsani değerlerin ihlaline karşı ‘dikkat’ çağrısı

Mekke Bildirgesi, soylu ahlaki değerlerin sağlamlaştırılmasını, olumlu toplumsal uygulamaların, ayrıca ahlaki, çevresel ve ailevi sorunların ortak insani kavramlara göre ele alınmasında iş birliğini teşvik edilmesini içeriyor. Bildirge’de insani değerlerin ihlaline ve toplumsal düzenin tahrip edilmesine karşı dikkatli olunması vurgulandı.

Devlet işlerine müdahale edilmemeli tavsiyesi

Bildirge’de aynı zamanda, gerekçe ne olursa olsun devlet işlerine müdahale edilmemesi tavsiyesinde bulunuldu. Bu, reddedilen bir ihlal olarak nitelendirildi. Bildirge’de özellikle de ekonomik ve diğer alanlardaki hırslar ile siyasi hegemonya yöntemleri, mezhepsel fikirlerin pazarlanması, mekânsal koşullara karşı çeşitli fetvaların empoze edilmesine de karşı gelindiği ifade edildi.

Başarılı küresel kalkınma tecrübelerinin, tüm yolsuzluk şekillerinden caydırma, Hesap verebilirlik ilkesinin çok net bir şekilde uygulama, kalkınma programlarını engelleyen tüketim kalıplarını değiştirmeye çalışma ve servet israfını azaltma konusunda örneklik oluşturduğu belirtildi.

Katılımcılar, Müslüman toplumun güçlendirilmesi, ılımlılığa yönelmeye, komplo teorilerini tırmandıran olumsuz sürüklenmelerden ve dini veya kültürel çatışmalardan kaçınma gerekliliğine vurgu yaptı.

Evrensel vatandaşlığa saygı çağrısı

Katılımcılar, ulusal çeşitlilik kapsamında İslami adalet ilkelerinin öngördüğü bir hak olarak, evrensel vatandaşlığa saygı gösterilmesi için çağrıda bulundu. Ülkesine sadık her vatandaşın güvenlik, toplumsal barış ve kutsalları koruma, yasaklardan kaçınma görevi bulunduğu ifade edildi.

Barış, uyum, hoşgörü

Mekke Bildirgesi’nde ayrıca kadınların güçlendirilmesi yönündeki ilkelere, toplumdaki rollerinin dışlanması, aşağılanması ve küçük düşürülmesi, dini, bilimsel, siyasi, toplumsal ve diğer alanlarda karşılarına çıkan fırsatların engellenmesinin kabul edilemez olduğu bildirildi. Ayrım yapılmaksızın, eşit ücret ve fırsatlara sahip olduklarına dikkat çekildi. Bildirge’de çocukların sağlık, bakım eğitim ve terbiyelerinin yanısıra Müslüman gençliğin ‘din, dil, vatan, kültür ve tarih’ kimliğinin güçlendirilmesi, bu kimliği kasıtlı veya kasıtsız dışlama girişimlerinden koruma gerekliliği de yer aldı. Gençlerin medeniyetler çatışmasından, muhaliflere karşı olumsuz seferberlik fikirlerinden, radikalizm, şiddet ve terörizmden korunmak zorunda olduğuna vurgu yapılan bildirgede, gençlerin değerlerinin varlığını kabul eden, barış, uyum ve hoşgörü içinde, bir arada yaşama değerleri ile donatılması gerektiği ifade edildi.

Katılımcılar, başta barış ve güvenliğin inşası, soykırımın kınanması, etnik temizlik, tehcir, insan ticareti ve yasadışı kürtaj ile ilgili karar, girişim ve programların yalnızca teoride kalması ile mücadele edilmesi için çağrıda bulundu.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *

1 Comment

  • Ali Bal
    30 Mayıs 2019, 12:24

    Genelde güzel temenniler!Özelde ise radikalizm ile İslami terör arasında bir ayrımın ortaya konulamadığını görüyoruz.Ayrıca devlet işlerine karışmamaktan da ne kastedildiği belli değil.

    REPLY