Financial Times gazetesi, “Kafkasya‘daki ateşkes, Türkiye‘yi Rusya‘nın arka bahçesinde bir güç olarak pekiştirdi” başlıklı habere yer verdi.

Metinde, Azerbaycan Savunma Bakanlığınca çekilen bir fotoğrafta Türk mevkidaşı Hulusi Akar’dan “Azerbaycan’ın en yakın müttefikinin Savunma Bakanı” şeklinde bahsedildiğine dikkat çekildi.

‘Kremlin’in jeopolitik arka bahçesi olarak gördüğü Kafkasya’da Ankara’nın yeni keşfedilen etkisi’

Bunun daha önce Rusya’yı en önemli ortağı olarak gören eski Sovyet devleti için “baş döndürücü” bir açıklama olduğu kaydedilen yazıda, Azerbaycan ve Türkiye destekli ordusu için büyük kazanımlar sağlayan 6 haftalık bir çatışmanın, Bakü’nün bölgesel bakış açısını yeniden ayarladığı vurgulandı.

Barış gücü gönderen Moskova’nın ateşkese aracılık ettiği vurgulanan haberde, “Azerbaycan’ın Türkiye’nin desteğiyle elde ettiği başarının boyutu, Kremlin’in jeopolitik arka bahçesi olarak gördüğü Kafkasya’da Ankara’nın yeni keşfedilen etkisini pekiştirdi.” denildi.

Haberde görüşlerine yer verilen Rusya Strateji ve Teknoloji Analiz Merkezi Direktörü Ruslan Pukhov da “Jeopolitik sonuçlar sadece Ermenistan için değil, Rusya için de felaket.” dedi.

‘Rusya için aldatıcı bir dış politika zaferi’

Rusya’nın bölgeye barış gücü gönderecek olmasını, “aldatıcı bir dış politika zaferi” olarak niteleyen Pukhov, “Acı gerçek şu. Moskova’nın Trans-Kafkasya bölgesindeki nüfuzu keskin bir şekilde azalırken, başarılı ve hırslı bir Türkiye’nin prestiji, tam tersine inanılmaz derecede arttı.” ifadesini kullandı.

Ateşkesin Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in vazgeçilmez bir bölgesel hakem olarak rolünü teyit ettiği ancak bunun Rusya’ya, “Türkiye’yi Kafkasya’da jeopolitik bir aktör olarak tanımaya mal olduğu” belirtildi. Türkiye’nin Bakü’ye verdiği destekle Moskova’nın 25 yıldır dengede tuttuğu bir sorunda dengeyi bozduğuna işaret edildi.

‘Türkiye küresel bir oyuncu olmak ve her şeyde söz sahibi olmak istiyor’

Azerbaycan’ın Türkiye’nin de desteğiyle, Moskova’nın çatışmaya askeri müdahalede bulunmayacağını hesaplayarak bir risk aldığı ve bunda da haklı çıktığı vurgulanan metinde, “Ve büyük bölgesel kazanımları sayesinde Bakü, Moskova’nın Sovyet sonrası alanda fiili sınırları yeniden çizebilecek tek askeri güç olmadığını kanıtladı.” ifadesine yer verildi.

Diğer bir uzman Stanislav Pritchin de “Türkiye’nin Dağlık Karabağ’daki eylemlerinin kısmen Rusya’nın Orta Doğu’daki eylemlerine bir cevap olduğunu belirterek, “Türkiye küresel bir oyuncu olmak ve her şeyde söz sahibi olmak istiyor.” dedi.

‘Moskova’nın diplomatik zaferinin bir bedeli var’

Öte yandan BBC de internet sitesinde, düşünce kuruluşu Carnegie Moskova Merkezi’nden Alexander Gabuev’in bir yazısına ver verdi.

“Rusya ve Türkiye nasıl Ermenistan-Azerbaycan çatışmasının galibi oldu” başlıklı yazıda, Türkiye için Karabağ’daki savaşın, Ankara’nın stratejik öneme sahip Güney Kafkasya’da artan rolünü gösteren bir vitrin olduğu” yorumu yapıldı.

Türk ordusunun galip gelen Azerbaycan ordusunu eğittiği ve donattığı kaydedilen yazıda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da Azerbaycan’a diplomatik desteğini açıkça ifade ettiğine dikkat çekildi.

Zaferin Türkiye’nin bölgede önemli bir nüfuz kazandığını ortaya koyduğu kaydedilen yazıda, “Moskova’nın diplomatik zaferinin bir bedeli var. Savaş, Kafkasya’da Türk etkisinin arttığı ve Rusya’nın artık bölgedeki tek büyük güç gibi görünmediğini gösterdi.” ifadelerine yer verildi.