“Böyle bir şûrâ oluştuktan sonra İslâm’ın ve Müslümanların önemli meseleleri bu şûrada tartışılır, karara bağlanır, bu karar din ve vicdan açısından bağlayıcı olur.”
Hayrettin Karaman, yönetime bağlı olmayan sivil ve İslâmî bir danışma kuruluna ihtiyaç olduğunu belirtti. Dün Yeni Şafak’taki yazısında bu ihtiyaca değinen Karaman, bu ve benzer kurullar ile “ümmetin şûrâs”na doğru yol açılmış olacağını ileri sürdü. Karaman, “Danışanın hatası az olur ve istişare eden pişman olmaz” başlığını taşıyan yazısında şöyle diyor:
Ülkeyi yönetenlerin uygun danışma kurulları olmalıdır, ancak bir de yönetime bağlı olmayan, sivil ve islâmî danışma kuruluna (şûrâ meclisine ihtiyacımız vardır. Bu kurulu oluşturmanın önünde birden fazla engelin bulunduğu tecrübe ile sabit olmuştur. Ehliyetli kişilerin teşebbüs ederek oluşturacakları bir kurul, icraatıyla güven ve başarı elde ederse bu çizgiyi yakalayamayan diğer teşebbüsler kendiliğinden etkisiz hale gelir ve yok hükmünde olurlar. İslam dünyasından benzer kurullar ile işbirliği yapılınca da “ümmetin şûrâs”na doğru yol açılmış olur.
İslâmî şûrâyı oluşturacak kişilerin iki önemli vasıfları olacaktır: İlim ve başta güvenilirlik olmak üzere güzel ahlak. Böyle bir şûrâ oluştuktan sonra İslâm’ın ve Müslümanların önemli meseleleri bu şûrada tartışılır, karara bağlanır, bu karar din ve vicdan açısından bağlayıcı olur. Aksine fikirler kamuya ait uygulamalarda geçerliliğini kaybeder, asla baş çekme, bölünme sebebi olamaz.
Siyasette ve mevcut şartlarda:
Tamamen veya şartların imkan verdiği ölçüde İslam’ı yönetimde uygulamak isteyen iyi niyetli kimselerin, tek başına edindikleri fikir, tespit ve ictihad yanında iki sınıf insanla istişare etmeleri şarttır:
1. Konunun uzmanları, bilim adamları,
2. Din alimleri.
Hakikati bulmaya ve mevcut durum ve şatlarda Şâriin maksadına en uygun olanı uygulamaya niyetli olan siyasetçilerde taassup ve istibdad olmaz; iyi niyetle ve tevazu ile dinlerler, raporları gözden geçirirler, istişare sonunda ittifak hasıl olmayan konularda yetkileri içinde sorumluluğu yüklenerek tercihlerini yapar ve uygularlar.
İslâmî sistemde muhalefet, iktidarın hataya düşmemesi için en önemli ve değerli bir kurumdur ve istişare organıdır; çünkü takva sahibi muhalif müminlerde ihtiras olmaz, tenkitlerini ortak değerler ve erdemler içinde kalarak yaparlar, hedefleri iktidarı yıpratıp onun yerini almak değil, yanlış ve zararlı kararları ve uygulamaları önlemek olur.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *