Bazın basın organlarının Nijer’de gerçekleşen darbeye büyük bir tepki gösterirken Gabon’da Bongo ailesine karşı gerçekleşen askeri darbeyi desteklemesi bu darbeye halkın özlemi ve desteğini ifade etmesi akıllarda soru işaretlerine neden oluyor.
Ömer Faruk Doğan / AA
27 Temmuz 2023 sabahı Nijer’de, kendilerine “Vatanı Koruma Ulusal Konseyi” ismini veren bir grup Nijer Askeri, Nijer Devlet Televizyonu ORTD’de yayımlanan bir darbe bildirisiyle ülkede bir süredir hüküm süren kargaşa ve düzensizlik nedeniyle 26 Temmuz’da Nijer Cumhurbaşkanı Muhammed Bazum’un görevden alındığını ilan etti. Cumhurbaşkanı Bazum’un halen Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı tarafından kontrol altında tutulduğu biliniyor. Ancak Bazum’un akıbeti, nerede, ne durumda olduğu hakkında net kesin bir bilgi de bulunmuyor.
Enerji krizine de darbe
Nijer, 1960 yılında bağımsızlığını Fransa’dan aldı. Nijer, 25 milyon nüfuslu, 1,25 milyon kilometrekare yüz ölçümüne sahip, özellikle maden ve radyoaktif elementler, uranyum, nikel gibi madenler açısından dünyada zengin sayılı ülkelerden birisi olmasına rağmen en yoksul ülkeler arasında yer alıyor. Halen Fransa’nın enerji üretimi için ihtiyaç duyduğu uranyumun yüzde 25-30’unu karşıladığı önemli stratejik bir tedarik merkezidir.
Özellikle Ukrayna-Rusya savaşıyla tüm dünyada baş gösteren ve hatta boyutları Avrupa Birliği’ni (AB) terk ettiği kömürden tekrar elektrik enerjisi üretimine zorlayan enerji kriziyle, Nijer’in mevcut stratejik önemi misliyle arttı. Darbe süreci yıllık 30 milyar metreküp Nijerya gazının Nijer üzerinden Fas-Cezayir aracılığıyla “Gazoduc” projesi çerçevesinde 13 Batı Afrika ülkesinin projeye dahil edilmesi suretiyle, Batı Afrika Ülkeleri Ekonomik ve Siyasi Birliği (ECOWAS) koordinasyonu üzerinden AB’ye ulaştırılmasına yönelik yaklaşık 13 milyar avroluk “Doğal Gaz Boru” hattı projesi anlaşmalarının imzalanma sürecinin hızla devam ettiği bir sürece denk geldi. Bu projeler Avrupa’nın enerji açığının giderilmesine yönelik kilit ülke konumundaki dünya ve Afrika’nın en az gelişmiş ülkeleri arasındaki Nijer’in önemini farklı bir boyuta taşıyor.
Fransa’nın organizasyonu ve yönlendirmesine Mali, Burkino Faso gibi bazı ECOWAS üyesi ülkeler ve Çad, Fas, Cezayir gibi bölge ülkeleri karşı çıkarken, mevcut askeri konseyi Cumhurbaşkanı Bazum’u derhal serbest bırakmaya ve Anayasal düzene geri dönmeye zorladı. Fransa, aksi halde devamında askeri müdahalede bulunmak üzere Nijer’e ekonomik kısıtlamalar uygulama kararı aldı. Taraflar arasında sürdürülen müzakerelere rağmen herhangi bir sonuç alınamazken söylemler sadece bölgedeki belirsizliği artırarak kargaşayı güçlendirdi.
Küresel güçler ve bölge ülkelerinin darbeye bakışı
Nijer’in bağımsızlığını kazandığı 1960’dan beri, ülkede 4 fiili darbe olduğunu ve ayrıca başarıya ulaşmamış sayısı bilinemeyen darbe girişimleri yaşandığını bilmek bu günkü resmi anlamak ve yorumlayabilmek için önemli. Elektrik enerji ihtiyacının büyük bir bölümünü tüm çevreci karşıtlıklara rağmen halen nükleer enerjiden temin eden Fransa’nın, ciddi ekonomik daralmaların ve enerji krizinin yaşandığı Avrupa’da, elektrik enerji ihtiyacının yüzde 15 ila 20’lik bölümü de Nijer’den temin edilecek uranyuma bağlı.
Başta Fransa olmak üzere AB Dış Politika unsurları ve etkisi altındaki kurumlar ve ülkeler Nijer’deki darbeyi reddedip sürece Rusya ve Çin’i hatta dolaylı olarak Türkiye’yi de dahil etmeye gayret ettiler. Buna rağmen Nijer’de darbe konseyi bugüne kadar işaret edilen tehdit ve kısıtlamalara aldırmadan, ECOWAS yetkilileriyle temaslarını da kesmeden kendi planlarını takip ediyor. Bilinen demokrasi savunucusu kesimler Nijer’deki durumu şiddetle protesto edip bir an önce anayasal düzene geçilmesi ve Cumhurbaşkanı Bazum’un serbest bırakılması söylemlerini sürdürüyorlar.
Bölgenin etnik yapısı ve bölgedeki kırılganlıklar nedeniyle Çad, Cezayir, Fas gibi ülkeler bölgedeki güvenlik ve istikrar nedeniyle fevkalade tedirgin olduklarını ifade ederek, Mali ve Burkina-Faso’yla birlikte Nijer’e yönelik herhangi bir askeri müdahaleye karşı çıkıyor.
Gabon’da darbe ve Bongo ailesi yönetimi
Nijer’de yaşanan bu süreç kendi mecrasında devam ederken, Nijer’in oldukça güneyi Sahra Altı Afrika ülkelerinden Gabon’da 30 Ağustos günü darbe gerçekleştirildi. Fransızlardan 1960 yılında bağımsızlığını elde eden Gabon 2,5 milyon nüfuslu, yaklaşık 270,000 kilometrekarelik yüz ölçüme sahip petrol ve doğal gaz zengini bir ülkedir.
Gabon’da tam da yapılan genel seçimleri kazandığını ilan eden Cumhurbaşkanı Ali Bongo’nun yeni dönemini ilan ettiği saatlerde Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Komutanı, bir grup üst düzey askerle birlikte yapılan seçimlerin adil olmadığını Ali Bongo’nun emekli edildiğini, ülkenin mevcut olumsuz gelir dağılımı ve gidişatının yeniden düzenlenmesi için yönetime el koyulduğunu, oluşturulan konseyin yapacağı değerlendirmeye müteakip yeni açıklamalarda bulunacağını duyurarak Gabon Cumhurbaşkanı Ali Bongo’ya karşı askeri darbeyi ilan etti.
Bongo Ailesi, Fransa’dan 1960 da bağımsızlığını elde eden Gabon’u yaklaşık yarım asırdır yönetiyor. Kendine özgü farklı özellikleriyle tanınan Ali Bongo yıkılmak üzere olan iktidarı birçok iyileştirme vaadiyle babasından 2009’da devralmıştı. Ancak o tarihten bu yana ülkede özellikle gelir dağılımı ve halkın refahı açısından herhangi bir iyileştirmeye rastlanmamış ve mevcut Omar Bongo düzeni aynı şekliyle devam etmişti. Bu arada Fransa, Bongo ailesinin birçok mensubunu Fransa’da yolsuzluk ve usulsüzlükle suçlamış ve ailenin Fransa’da edindiği gayrimenkulleri gündem konusu yapmıştı.
Fransa’nın iki yüzlü tutumu
Diğer taraftan baştan bu yana darbenin öncülüğünü yürüten Cumhuriyet Muhafızları Komutanı General Brice Oligui Nguema’nın başkan olarak yemin etmesinin ardından hükümetin 4 Eylül’de göreve başladıktan sonra kurulacağı açıklandı. Bunun ardından Gabon sınırlarının kara, hava ve deniz yolu olarak ulaşıma açılacağı ilan edildi. Kurmaylık eğitimini Fas’ta alan General Nguema uzun süre Fas ve Senegal’de Gabon Askeri ataşesi olarak görev yapmıştı.
Fransız Dış Politika unsuru konumundaki Fransız basın organlarının Nijer’de gerçekleşen darbeye büyük bir tepki gösterirken Gabon’da bugüne dek Fransa’nın önemli desteğiyle ayakta duran Bongo ailesine karşı gerçekleşen askeri darbeyi desteklemesi ilginçtir. Fransa halkın darbeye sempati duyduğunu ve yoksulluk nedeniyle gerçekleştirilmesi vaat edilen yeni paylaşım düzenini büyük bir ümitle beklediğini beyan ediyor. Nijer askeri darbesinden Rusya, Çin ve kısmen Türkiye’yi sorumlu tutan bu kaynakların Gabon’da gerçekleşen askeri darbeye halkın özlemi ve desteğini ifade etmesi de akıllarda soru işaretlerine neden oluyor.
Askeri darbelerin normal yaşamın bir parçası haline geldiği ve özellikle birçok radyoaktif stratejik elementler, petrol ve doğal gaz açısından dünyanın önemli kaynaklarına sahip Sahra Altı ve Batı Afrika’daki ekonomik ve siyasal gelişmeler dikkatle değerlendirildiğinde, 2000’li yıllardan bu yana bölgenin çok hızlı bir değişim ve dönüşüm sürecine girdiği gözleniyor.
Ancak bu darbelerin ne kadarının halkların iradesini yansıttığı ve ülke geleceğiyle istikrar açısından bölgeye önemli bir katkı sağlayıp sağlamayacağı tartışmalı. Mevcut düzeni farklı bir anlayış ve yaklaşımla sağlama almaya ve halkın tepkisini dindirerek modern sömürü düzenini yeni bir yüz ve yeni bir yaklaşımla devam ettirmeye çalışan statükonun iyi ayırt edilmesi ve ortaya çıkan bulanıklığın yanlış yansımalarına misaade edilmemesi gerekiyor.
[Ömer Faruk Doğan, Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçisi]
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *