İsmet Özel: İslam’da ibadetlerin hepsi küfre darbe vurmakla alakalıdır

İsmet Özel: İslam’da ibadetlerin hepsi küfre darbe vurmakla alakalıdır

“Namaz kılmak demek küfre meydan okumak demektir. Küfre meydan okumadan kılınan namaz, namaz değildir.” diyen İsmet Özel oruca dair de, “Biz, böyle nefsimizi terbiye etmek için falan filan oruç tutmuyoruz. Biz, bizi yaşatanın sadece Allah olduğunu küfür aleminin kafasına çakmak üzere oruç tutuyoruz!” vurgusunda bulunuyor.

Şair İsmet Özel 10 Ekim 2015’te Ankara’da konuştuğu bir panelde ‘Neden oruç tutuyoruz?’ sorusunu şu şekilde yanıtlıyor:

“Namaz kılmak demek küfre meydan okumak demektir. Küfre meydan okumadan kılınan namaz, namaz değildir. Tutulan oruç, Hıristiyanların, Yahudilerin tuttuğu oruç değildir. Yani biz böyle nefsimizi terbiye etmek için falan oruç tutmuyoruz. Biz, bizi yaşatanın sadece Allah olduğunu, küfür alemine, kafasına çakmak üzere oruç tutuyoruz! Bir ümmet bir ay boyunca oruç tutuyor. Yani biz içtiklerimiz, yediklerimiz sebebiyle canlı olmadığımızı, cinsî münasebet yoluyla üremediğimizi, sadece bizi Allah’ın yarattığını ve Allah’ın bize can verdiğini ve Allah’ın verdiği canı Allah’ın alabileceğini, kâfirlerin kafalarına çakmak için bir ümmet olarak oruç tutuyoruz. Öyle dini bir fantezi değil bu, bir savaş!”

İsmet Özel’in konuşmasından daha geniş bir bölüm ise İstiklal Marşı Derneği internet sayfasında şöyle aktarılıyor:

“Bizi Türklükten nasıl uzak tuttuklarını anlamak için bizi İslam’dan nasıl uzak tuttuklarını anlayabilmemiz lazım. Bugün Ramazan ayındayız. Bize Ramazan ayı denince ne anlaşılması gerektiğini gayr-i Müslimler telkin etti. Biz Müslüman olarak Ramazan ayının ne manaya geldiğini ve tuttuğumuz orucun neye tekabül ettiğini bilmeden yaşıyoruz. Billboardlarda falan görüyoruz: “Ramazan keyfi…” bilmem ne. Bu kâfirlerin işidir. Çünkü dünya kâfirlerin cenneti, Mü’minlerin zindanıdır. Ramazan keyfinden bahseden insan kâfirdir. Ramazan keyifli bir şey değildir. Ramazan’ın keyfi çıkarılmaz.

Bizim kültürümüzde Ramazan eğlenceleri doğrudan doğruya kâfirlerin icat ettikleri şeylerdir. Ramazan eğlencesi olmaz. Çelimli Çalım okuyanlar Müslüman’ın üç türlü eğlencesi olduğunu öğrenmişlerdir. Hadis-i Şerif bildiriyor bunu bize. Bir, atını eğitirken aldığı zevk; iki, ok talimi yaparken aldığı zevk; üç, helaliyle oynaşırken aldığı zevk. Müslümanın bu üçünden başka eğlencesi olmaz.

Biz neden oruç tutuyoruz? Bütün ümmet-i Muhammed’e bu farz? Bu dünyada görülmemiş bir şey. Kur’an nazil olmadan önce de yok, Kur’an nazil olduktan sonra da bunun manasını kavrayan pek az. Bir ümmet, büyüğüyle küçüğüyle zenginiyle fakiriyle bütün bir ay oruç tutuyor. Bu akla sığacak bir şey değil. Ne yapıyorlar oruç tutmakla? Sahurdan iftara kadar bir şey yiyip bir şey içmiyorlar, cinsi münasebete veya cinsi faaliyete müteallik şeylere bulaşmıyorlar. Bu bir çeşit zühd gösterisi mi? Yoksa bunun fikriyata dair, tefekküre dair bir tarafı var mı? Asıl bu mu önemli?

Tabii ki asıl bu önemli. Biz oruç tutmak suretiyle bütün yaratılmışlara bir ümmet olarak, ümmetin tamamı olarak hitap ediyoruz: Bizi yaratan Allah’tır. Biz cinsi münasebet sebebiyle ortaya çıkmadık. Bizi Allah yarattı. Biz hayatta kalıyorsak yediklerimiz, içtiklerimiz yüzünden değil. Allah bizi yaşattığı için hayattayız. Bu dünya hayatını Allah bize nasip ettiği için böyledir. Bunu bütün bir ümmet olarak başta kâfirlere, sonra da bütün mahlûkata ilan ediyoruz, tebliğ ediyoruz. İslam’da ibadetlerin hepsi küfre darbe vurmakla alakalıdır.

Bu yüzden, kendini bilmez birtakım insanlar papazlarla, hahamlarla iftar ettiklerini, bunun iyi bir şey olduğunu sanıyorlar. Bu dinden çıkmaktır. Biz, eğer namazda Fatiha suresini okuyorsak, Yahudi olmadığımız için, Hıristiyan olmadığımız için Müslümanız.

Ehl-i Kitap sözü bir yumuşaklığı, bir ehveni gösteren ifade değildir. Ehl-i Kitap sözü bir hakarettir. “Siz, size Kitap verildiği halde Müslüman değilsiniz!” kınamasıdır. Ama işte ehl-i kitap kadınlarla bir Müslüman erkek evlenebilir. Bu nakısadan onları arıtmak içindir. Kadın hala, Müslüman bir erkekle evlendiği halde Hıristiyanlığına ya da Yahudiliğine devam ediyorsa o bileceği bir şey. Onlara tanınmış bir imkândır, bir fırsattır. Yoksa onları makbul görmekle alakalı bir şey değildir. Onlar kendilerine kitap indirilmiş kavimlerden gelen insanlardır. Dolayısıyla bunlara kitap indirilmemişlere göre bir puan tanıyoruz. Yani onların karılarıyla evleniyoruz.

Bize İslam’ı yüzyıllardan beri olduğundan farklı bir şekilde gösterdiler. Biz de bunun bize yaradığını sanarak yaşadık yıllar boyu. Böyle ölen milyonlarca, milyarlarca insan var.”

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *