Batı medyasının İsrail sorununa yaklaşımı

Batı medyasının İsrail sorununa yaklaşımı

Batı’da ana akım medya kuruluşlarının, İsrail meselesinde taraflı habercilik yaptığı, Filistinli ölümlerini değersizleştirdiği, mağdur ve failin yerini değiştirdiği belirtiliyor. Siyonist ölümleri büyük puntolarla verilmesine karşın, Filistinlilerin ölümü ise ‘doğal’ haber gibi veriliyor.

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Eyüp Al, AA muhabirine, Batı’da ana akım medyanın İsrail meselesine yaklaşımını değerlendirdi.

Eyüp Al, siyonist rejimin Filistin’e saldırılarının ana akım medya tarafından taraflı yansıtıldığını aktararak, şunları söyledi:

“Taraflılığı haberlerin hem içeriklerinde hem de dilinde görüyoruz. Bununla ilgili çok fazla örnek gazetelere yansıdı, haberlere yansıdı. Filistinlilerin ölümüyle alakalı bir haber yapılıyor, aslında ölüm doğal gibi gösteriliyor. Söz konusu İsrailliler olduğunda ise onların öldürüldüğü söyleniyor. Öldürme eyleminin bir başkası tarafından gerçekleştirildiği ve dolayısıyla Hamas’ın ve Hamas üzerinden de tüm Filistinlilerin suçlandığı bir durum yaratılıyor.”

Siyonist ölümleri çok daha az olsa da Batı medyası tarafından manşetlere taşındığını ve büyük puntolarla haberleştirildiğini kaydeden Eyüp Al, Gazze’de hastane veya okul bombalanmasına ise aynı önemin gösterilmediğinden bahsetti.

Eyüp Al, İsrail meselesindeki taraflı haberciliğin ekonomik ve politik sebepleri olduğuna işaret ederek, “Büyük medya kuruluşları aynı zamanda ticari faaliyet gösteriyorlar yani para kazanıyorlar. Belirli politik görüşleri de var. Dolayısıyla biz gazeteciliği ve haber yapmayı objektiflik kriterleri üzerine kurduğumuzda elbette teorik düzeyde bu bir karşılık bulabilir. Ama pratik düzeyde iş öyle ilerlemiyor.” ifadesini kullandı.

Filistinlilerin hayatı değersizleştiriliyor!

Siyonist rejimin on yıllardır süren sistematik işgali ve Filistinlilere yönelik ihlallerine karşın ana akım medyanın olayların 7 Ekim’de Hamas tarafından başlatıldığı algısını oluşturmaya çalıştığına dikkati çeken Al, haberleri takip ederken medya okuryazarlığı ve İsrail meselesinin arka planına dair bilgilere sahip olmanın önemine işaret etti.

Doç. Dr. Eyüp Al, rejimin eylemlerini meşrulaştırma stratejilerinden birinin Filistinlilerin insandışılaştırılması olduğunu kaydederek, şunları dile getirdi:

“İnsandışılaştırma stratejisinde 7 Ekim önemli bir sac ayağını oluşturuyor. Aslında Hamas üzerinden tüm Filistin halkı insandışılaştırılıyor. İsrail okulları, camileri, hastaneleri bombalıyor ve buraların askeri amaçlarla kullanılan sığınaklar olduğunu iddia ediyor. Dolayısıyla da oradaki bütün çocuklar, 3, 5 veya 10 yaşındaki küçücük çocuklar ya da 70-80 yaşındaki hasta, yatağa bağlı insanlar aslında masum değillermiş gibi ve hepsini şeytani bir planın parçası gibi göstermek istiyorlar.”

İnsandışılaştırma stratejisinde hem medya temsili hem de siyasilerin demeçlerinin önemli rol oynadığının altını çizen Eyüp Al, siyonist Savunma Bakanı Yoav Gallant’ın “İnsanımsı hayvanlarla savaşıyoruz.” veya başka siyasilerin “yılan-sıçan” gibi ifadeler kullanarak, Filistinli ölümlerini değersizleştirmeye çalıştığı görüşünü paylaştı.

“İsrail çok sayıda gazeteci öldürdü ve bununla ilgili bilgi akışını kesmek istedi”

Eyüp Al, ana akım medyanın taraflılığına ve kısıtlamalara rağmen sosyal medyanın Filistinlilerin kendilerini temsil için imkan sağladığını vurgulayarak, “Geleneksel medyada Filistinlilerin insani özelliklere haiz olmadığı, bu nedenle öldürülebileceği algısı oluşturulsa da sosyal medyada Filistinlilerin yaptığı anlık paylaşımlar tüm dünya kamuoyunu etkiledi.” dedi.

Gazeteci ölümlerinin de siyonist rejimin bölgeden bilgi akışını kesme ve karartma uygulama isteğiyle bağlantılı olduğu görüşünü paylaşan Doç. Dr. Eyüp Al, sözlerini şöyle tamamladı:

“Gazetecilerin korunması aslında insanların bilgi edinme hakkıyla bağlantılı. İsrail çok sayıda gazeteci öldürdü ve bununla bilgi akışını kesmek istedi. İsrail’in 7 Ekim’den bu yana Gazze’de öldürdüğü gazeteci sayısı 118. Bu aslında çok açık bir savaş suçu. Şu ana kadar en çok gazetecinin öldürüldüğü savaş bu oldu. İnsanların burada neler olduğunu bilmesini engellemek istiyorlar ama bunu tamamen engellemek artık mümkün değil.”

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *