‘Yahudiler Avrupa’dan, bin yıllık nefretin karşılığını alıyor

‘Yahudiler Avrupa’dan, bin yıllık nefretin karşılığını alıyor

Araştırmacı yazar Selim Han Yeniacun, Avrupa’nın borcunun son 100 yılı kapsamadığını ve Roma İmparatorluğu’nun Hristiyanlığı kabul ettiği döneme kadar uzandığını belirterek, “Bin yıllık, her yüzyılın içerisinde ciddi tarihsel dönemlere tekabül edecek şekilde sistematik bir yahudi karşıtlığı söz konusu.” dedi.

Selim Han Yeniacun, 19 ve 20. yüzyıldan itibaren dinle çok ayrı olmayan bir siyaset uygulanarak, yahudi figürünü “dünyaya ve hıristiyanlığa barıştırmaya” doğru bir noktaya geçildiğine işaret ederek, “Geçmişten bugüne gelen nefretin ve antisemitizmin bir borç ödeme şeklinde kendilerine pek çok şey ihsan edilecek İsrail’e ve kuruluş sürecine bu şekilde belirginlik kazandırma, devlet varlığını tahkim etmeye çalıştığını görüyoruz.” ifadelerini kullandı.

Avrupa’da nefretin kaynağının o dönemde yahudilerin herhangi bir yurdunun bulunmaması olarak görüldüğünü ve bunu çözmek için onların ‘kendi’ topraklarında “bağımsız ve egemen” yaşamaları gerektiğinin düşünüldüğü savunan Selim Han Yeniacun, bunun en temel desteklenmesi ve kesinlikle taviz verilmemesi gereken bir sav olarak ortaya çıktığını dile getirdi.

Borç ödeme noktasında Almanya’nın çok ön planda olduğunu aktaran Selim Han Yeniacun, Almanya’nın hala işgal rejimine ciddi bir tazminat ödediğini ifade etti.

Selim Han Yeniacun, 1940-1944 döneminde 1 yaşında olan bir yahudinin, şu an sosyal yardım ve yaşlı bakım hizmeti de dahil olmak üzere Almanya tarafından desteklendiğini anlatarak, hala süren bir maddi yükümlülük de olduğunu vurguladı.

Güvenliği de sağlanıyor

Ekonomik ilişkilerin yanı sıra güvenliği koruyabilmek adına bir bağımlılık olduğuna dikkati çeken Selim Han Yeniacun, İsrail’in hala kendini “Arap okyanusu içerisindeki bir ada” olarak görmesinden dolayı Avrupalı müttefiklerine ve bahşedebilecekleri savaş deneyimi desteğine muhtaç olduğunu dile getirdi.

Selim Han Yeniacun, Avrupa ve ABD merkezli ekonomi ve kredi değerlendirme şirketlerinin çalışmalarında İsrail için değişiklik olmadığını vurguladı.

İşgal rejiminin, Batı’nın finans düzeninde çifte standartla değerlendirildiğine işaret eden Selim Han Yeniacun, “Her gün bir güvenlik sorununun çıktığı, her sene ciddi bir savaşın olduğu, lojistik anlamda ürünlerin transferinin zorlaştığı, bu kadar istikrarsızlık içinde İsrail’in tüm kredilendirme notları A++. Yatırım yapılabilecek bir ülke. Dış yatırım yapıldığında ciddi bir vergi ödeniyor.” dedi.

Selim Han Yeniacun, borçluluk psikolojisinin belki de bu olayı en iyi özetleyen tanımlamalardan birisi olduğunu vurgulayarak, ülkelerin, hem borçluluk psikolojisi hem de mevcut küresel güçlerin politikalarına göre hareket ettiğini söyledi.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *