Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Eşref Kudra, yaptığı yazılı açıklamada, Gazze’deki sağlık hizmetlerinin yetersizliğini vurgulayarak, “Gazze’nin kuzeyindeki hastanelerin hizmet dışı kalması ve Şifa Tıp Kompleksindeki sağlık hizmetlerinin yetersizliği nedeniyle yüzlerce yaralı hayatını kaybediyor.” ifadelerini kullandı.

Kudra, 19 Aralık’ta İsrail ordusunun, kuşatma, hedef alma ve çok sayıda sağlık çalışanı ile yaralı ve yerinden edilen kişiyi alıkoyması nedeniyle Gazze kentindeki son aktif hastane olan El-Ehli Baptist’in hizmet dışı kaldığını açıklamıştı.

Filistin Kızılayı da İsrail’in ordusunun Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Cibaliya’da bulunan Filistin Kızılayına ait ambulans merkezini dün akşamdan bu yana kuşatma altında tuttuğunu ve çevresine yönelik bombardımanının devam ettiğini bildirdi.

İsrailli keskin nişancıların civardaki binaların çatısına konuşlandığı aktarılan açıklamada, söz konusu kuşatma ve saldırıların merkezde tedavi gören 22 yaralı, sağlık görevlileri, gönüllüler ve yerinden edilmiş Filistinli ailelerin oluşturduğu toplam 127 kişinin hayatını tehdit ettiği vurgulandı.

İsrail, sistematik saldırılarla Gazze’deki hastaneleri çökertti

Barbar işgal ordusu, 7 Ekim’den bu yana Gazze’ye düzenlediği saldırılarda yaralı ve hastaların yanı sıra yerinden edilmiş binlerce Filistinlinin sığındığı hastaneleri de pervasızca hedef almaya, bütün dünyanın gözü önünde devam ediyor.

Londra merkezli araştırma grubu Forensic Architecture; medya kuruluşları Al Jazeera, Al Araby ile Shehab Haber Ajansı’nda yayımlanan ve “Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki hastanelere, hastane çevrelerine ve tıbbi altyapıya yapılan İsrail saldırıları”nı anlatan yüzlerce haberi analiz etti.

Analizde, işgalci İsrail’in, söz konusu hastaneleri bombalayarak kullanılamaz hale getirmesi, harita üzerinden kronolojik şekilde hareketli grafiklerle ele alındı.

İşgalcinin bölge genelindeki hastanelere yönelik saldırıları, “hastane çevresini hedef alan saldırılar, doğrudan hedefleme, kuşatma ve işgal” şeklinde tanımlanarak, saldırıların “tekrarlı ve tutarlı bir saldırı modelini” ortaya koyduğu vurgulandı. Söz konusu saldırılar, Gazze’nin kuzeyindeki hastaneleri servis dışı bıraktı.

2 Kasım itibarıyla hastanelerin yarısı hizmet dışı kaldı

Gazze’nin kuzeyindeki Beyt Hanun ve Ed-Durra hastaneleri, 14 Ekim itibarıyla işgal güçleri tarafından hizmet dışı bırakıldı.

Siyonist işgal güçleri, 31 Ekim’de bölgeyi işgal ederken, Endonezya, Şifa, Rantisi Çocuk, Kudüs, el-Ehli Baptist, Türk-Filistin Dostluk ve Vefa hastanelerinin çevresini bombaladı. Gazze’nin kuzeyindeki hastanelerin neredeyse yarısı, 2 Kasım itibarıyla hizmet dışı kaldı.

Bu süreçte Gazze’nin kuzeyinde yer alan diğer bölgelerdeki askeri faaliyetler nedeniyle 5 hastane (Kudüs, Şifa, Rantisi Çocuk, Kemal Advan, Endonezya), zorla yerlerinden edilen binlerce kişiye sığınak oldu.

Kısmen işlevsel olan son hastane de 18 Aralık’ta işgal edildi

Hava saldırıları, 2-7 Kasım tarihlerinde ise doğrudan Rantisi Çocuk ve el Ehli hastanelerini hedef alırken, saldırılar bu hastanelerin hizmet dışı kalmasına sebep oldu.

İşgal ordusu, 11 Kasım’da Kudüs ve Şifa hastanelerini kuşattı.

24 Kasım itibarıyla da Endonezya, Şifa ve Rantisi hastaneleri işgal ordusu tarafından işgal edildi ve hizmet dışı bırakıldı.

18 Aralık gecesi, Gazze’nin kuzeyinde kısmen işlevsel son hastane olan el Ehli Hastanesi işgal edildi ve hastane hizmet dışı kaldı.

Gazze’nin kuzeyindeki kısmen işlevsel 4 hastane, elektrik ve malzemesiz

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), 19 Aralık itibarıyla tamamı güneyde olmak üzere Gazze’deki 36 hastaneden 9’unun kısmen işlevsel olduğunu bildirdi. Gazze’nin kuzeyinde ise halihazırda 4 hastane, hastalara asgari düzeyde hizmet sunuyor. Söz konusu 4 hastanede elektrik ve malzeme olmazken, etrafı işgal güçleri tarafından kuşatılmış durumda.

Kemal Advan hastanesinde buldozerli vahşet

İşgal askerleri tarafından 12 Aralık’ta baskın düzenlenen, Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Kemal Advan Hastanesi birkaç gün içinde yerle bir edildi.

Baskına dair sosyal medyada yayınlanan, insanların, hastane önünde buldozerle ezildiğine ilişkin görüntüler ortaya çıktı. El Cezire’ye konuşan bir görgü tanığı, “İnsanlar buldozerler kullanılarak canlı canlı gömüldüler. Kim böyle bir şeyi yapabilir?” ifadesini kullandı.

El Cezire muhabiri Hani Mahmoud da, “Buldozerler hastane birimlerine ağır hasar verdi. Avluda kurulu çadırlar ve içindeki insanların üzerinden geçti, 20 kadar insan üzerlerinden geçirilerek canlı canlı toprağa gömüldü” ifadelerini kullandı.

Hastanede yaşananların ardından hastane doktorları durumun duyurulması için basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısına bile tahammül edemeyen terör devletinin askerleri kurşun sıkarak toplantıyı dağıttı.

Hastanede büyük yıkıma sebep olan işgalci, aralarında doktorların da olduğu 90 kişiyi rehin aldı.

Genellikle sosyal medyadan mesajla tepki vermeyi tercih eden Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, Kemal Advan Hastanesi’ndeki vahşete ilişkin de X sosyal medya hesabından mesaj yayınladı, dehşete kapıldığını öne sürdü.

Mesajında, “Gazze’nin kuzeyindeki Kemal Advan Hastanesinin son birkaç gün içinde etkileyici bir şekilde tahrip edilmesi, hastanenin işlevsiz hale getirilmesi ve en az 8 hastanın ölümüyle sonuçlanması karşısında dehşete kapıldık.” ifadelerini kullanan Adhanom Ghebreyesus, çok sayıda sağlık çalışanının gözaltına alındığının bildirildiğini belirtti.

DSÖ ve ortaklarının, gözaltına alınan bu kişilerin durumları hakkında acilen bilgi talep ettiğini vurgulayan Adhanom Ghebreyesus, “Ambulansların tesise ulaşamaması nedeniyle birçok hastanın, sağlığı ve güvenliği açısından büyük bir risk altında kalarak kendilerini tahliye etmek zorunda kaldıklarını öğrendik. Ölen hastalardan birçoğu, 9 yaşında bir çocuk da dahil, yeterli sağlık bakımının olmaması nedeniyle yaşamını yitirdi.” değerlendirmesinde bulundu.

Hastane binasında barındığı bildirilen yerinden edilmiş kişilerin sağlık durumundan son derece endişeli olduklarına da değinen Adhanom Ghebreyesus, paylaşımında “Gazze’nin sağlık sistemi zaten çökmüştü ve asgari düzeyde çalışan bir hastanenin daha kaybedilmesi sağlık sistemine ciddi bir darbe oldu. Hastanelere, sağlık personeline ve hastalara yönelik saldırılar sona ermeli. Şimdi ateşkes.” ifadelerine yer verdi.

Aksa Tufanı sonrası İsrail katliamı

Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, “Filistinlilere ve başta Mescid-i Aksa olmak üzere kutsal değerlere yönelik sürekli ihlallere karşılık verme” gerekçesiyle İsrail’e 7 Ekim’de Aksa Tufanı adı altında kapsamlı harekat başlattı.

Bunun üzerine bütün gücü ile Gazze Şeridi’ne saldıran işgalci İsrail rejimi, batılı demokrasilerin himayesi altında, en az 8 bini çocuk, 6 bin 200’ü kadın olmak üzere, 20 binden fazla Filistinliyi şehid etti. Gece gündüz durmadan bombalanan ve enkaza dönüşen Gazze’de enkaz altında binlerce şehid olduğu bildirilirken, halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı da işgalci tarafından yok ediliyor.

İşgal ordusu, Gazze Şeridi’ne saldırılarının başladığı 7 Ekim’den bu yana, 137’si karadan işgal sürecinde olmak üzere 469 işgal askerinin öldürüldüğünü duyurdu.

Çatışmalara 24 Kasım’da 4 günlüğüne verilen ve daha sonra 3 gün daha uzatılan “insani arada” 81 İsrailli ve 240 Filistinli esir karşılıklı serbest bırakıldı. Bu süreçte Filistinli esirlere zulmeden işgalci İsrail’e karşılık, Hamas’ın serbest bıraktığı esirlerin el sallayarak veda etmesi işgal rejimini öfkeden çılgına çevirdi. Serbest bırakılan birçok Filistinli tekrar tutuklandı.

İsrail işgali altındaki Batı Şeria ve Kudüs’te de işgal güçleri ve yahudi yerleşimcilerin saldırılarında 304 Filistinli şehid oldu. Ayrıca 4 binin üzerinde tutuklama yapıldı.

Lübnan sınırında da sorun çıkaran işgal ordusu, Hizbullah güçleri ile 8 Ekim’den bu yana sınırda çatışmalara devam ediyor. Bu süreçte 26 Lübnanlı sivil, 118 Hizbullah mensubu şehid olurken, 5 İsrailli sivil ve 6 işgal askeri öldürüldü.

Gazze’de silah zoruyla abluka altında yerinden edilen 1,9 milyon Filistinli, barınma, gıda, temiz su, ilaç ve sağlık hizmetlerinden yoksun şekilde yaşam mücadelesi veriyor.