Gazze’ye “beyaz fosfor” bombası atılmasına kim tepki verdi?

Gazze’ye “beyaz fosfor” bombası atılmasına kim tepki verdi?

İşgal rejiminin Gazze’yi yok etme saldırılarında, Müslüman Filistinlilere karşı kullandığı beyaz fosfor bombası, demokratik dünyadan herhangi bir tepki almadı. Sadece Mahmud Abbas yönetimi Dışişleri Bakanlığı sosyal medyadan bir kınama mesajı yayınlamakla yetindi.

Filistin Dışişleri Bakanlığının X hesabından, işgalci İsrail’in beyaz fosfor bombası atması ilgili yazılı açıklama yapıldı.

İşgalcinin Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarının 63. gününe girdiği belirtilen açıklamada, Gazze’deki Filistinlilere yönelik soykırım savaşı yürütüldüğü belirtildi.

Saldırıların kapsamının durmaksızın genişlediği ifade edilen açıklamada, yerinden edilen Filistinlilerin ve onların sığındığı okulların, hastanelerin, çeşitli kuruluşların ve Birleşmiş Milletlere ait yapıların işgalcinin hedefi haline geldiği kaydedildi.

Açıklamada ayrıca, beyaz fosfor gibi uluslararası yasaklı bombaların kullanılması ve yerinden edilmiş sivillerin defalarca Gazze’nin güneyine doğru zorla göç etmeye zorlanması kınandı.

Fosfor ve duman bombası atıyor

Filistin’in El-Aksa televizyonunda yer alan haberde, işgalcinin bugün çok sayıda sivilin kaldığı Cibaliya Mülteci Kampı’ndaki bir okula yönelik saldırıda, “fosfor ve duman bombası” kullandığı belirtilmişti.

Televizyonun muhabiri Enes es-Şerif, “Şu an işgalciler, Cibaliya Mülteci Kampı’nda sığınmacıların kaldığı bir okula çok sayıda fosfor ve dumanlı bombalar yağdırıyor.” ifadelerini kullanmıştı.

Paylaşılan görüntülerde çok sayıda sivilin bombalar sonucu beyaz dumanla kaplanan sokaklarda kaçıştığı görülmüştü. Saldırılarda onlarca Filistinlinin boğulma tehlikesi geçirdiği aktarılmıştı.

İsrail’in beyaz fosfor bombaları attığı kanıtlanmıştı

Uluslararası Af Örgütü, daha saldırının ilk haftasında, örgütün Kriz Müdahale Programı’nın, İsrail’in Gazze’de, beyaz fosforlu top mermileri kullandığını belgeleyen ikna edici kanıtlar topladığını kaydetmişti.

Toplanan kanıtlar arasında, AA foto muhabiri Mustafa Al-Kharouf’un 9 Ekim’de çektiği ABD Savunma Bakanlığı Tanımlama Kodu’nun “beyaz fosfor esaslı mühimmat” için kullandığı D528 etiketli M825 ve M825A1 top mermilerinin fotoğrafı da yer alıyor.

AA görsellerinde, İsrail’in Gazze’ye yönelik hava saldırılarında beyaz fosforun havadaki patlama anlarına yönelik 10 ve 11 Ekim’de çekilen görüntüler paylaşılmıştı.

Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde (UCM) Filistinlileri temsil eden Fransız avukat Gilles Devers da, AA’nın çektiği fotoğrafların, işgalcinin Gazze’de beyaz fosfor bombası kullandığını kanıtlamada büyük rolünün olduğunu belirtmişti.

İnsan Hakları İzleme Örgütü de, İsrail güçlerinin Gazze’ye yönelik saldırılarında beyaz fosfor kullandığını video ve tanık ifadelerine dayanarak tespit ettiğini duyurmuştu.

Beyaz fosfor

Uluslararası hukuka göre yoğun sivil nüfusun bulunduğu bölgelerde kullanımı yasak olan beyaz fosforun dumanı, teneffüs edildiğinde ciğerlerde ani yaraların oluşmasına ve nefessiz kalarak boğulmaya yol açabiliyor.

Ciltte ikinci ve üçüncü derece süregelen yanıklara neden olabilen beyaz fosfor, oksijenle temas ettiği anda kolayca alev alıyor, bomba olarak kullanıldığında da patlayıcı etkisinin yanı sıra yangınlara yol açıyor.

Beyaz fosfor bombası nedeniyle çıkan yangınlar geniş alanlara yayılabiliyor ve alandaki fosfor tükenene kadar bu yangınlar devam ediyor.

Solunum yoluyla, temas ya da sindirim yoluyla vücuda alınan, birçok yüzeye yapışarak bulaşan beyaz fosfora maruz kalanların tedavisi maddenin bulaşıcılığı nedeniyle oldukça zor. Bombanın neden olduğu yaralanmaları tedavi eden kişilerin de bu yüzden kendilerini korumak için özel eğitim almaları gerekiyor.

Söz konusu maddeye belli aralıklarla maruz kalmanın, çene kemiğinin ileri düzeyde deformasyonuna yol açarak kırılmasına neden olabildiği ifade ediliyor.

Uluslararası hukukta beyaz fosfor bombası

Birleşmiş Milletler (BM) Konvansiyonel Silahlar Sözleşmesi (CCW) uyarınca sivil bölgelerde havadan yangın çıkarıcı silah saldırıları yasak.

Beyaz fosforun yaydığı dumanın açık alanlarda askeri birliklerin kamufle edilmesi gibi amaçlarla kullanılmasının önünde ise herhangi bir hukuki engel bulunmuyor.

Öte yandan, beyaz fosforun kullanıldığı anda insanların üzerinde yarattığı etki ve zarar nedeniyle savaş suçu kapsamında görülmesine ilişkin tartışmalar sürüyor.

İsrail, daha önce de beyaz fosfor kullanmıştı

İnsan Hakları İzleme Örgütü, Gazze’de savaş kuralları ihlallerinin cezasız kalmasına dair 2010’da yayımladığı raporda, İsrail’in, Aralık 2008-Ocak 2009 arasında Gazze Şeridi’nde düzenlediği “Dökme Kurşun Operasyonu”nda da beyaz fosfor içeren mühimmat kullandığını belirtmişti.

Raporda, İsrail’in nüfusun yoğun yerlerde beyaz fosfor içeren mühimmat kullanması, siyasi ve askeri liderlerin uyguladığı ve savaş kuralları ihlallerine yol açan politikalar arasında gösterilmişti.

Beyaz fosfor ilk kez Vietnam direnişine karşı ABD tarafından kullanılmıştı

Beyaz fosfor kullanımı üzerine AA’ya açıklamada bulunan Medeniyet Üniversitesi Öğretim Görevlisi Acil Tıp Uzmanı Prof. Dr. Behçet Al, “Aslında kelime olarak da Yunanca bir kelimedir. Işık getiren, aydınlatan anlamında geliyor. Üretimi, ilk ortaya çıkması da 1650’li yıllarda bir simyacı tarafından bulunmasına dayanıyor. Yani rastgele bulunan bir şey. O günden itibaren artık çok farklı alanlarda kullanılmaya başlanıyor.” dedi.

Beyaz fosforun ne olduğu hakkında bilgi veren Behçet Al, beyaz fosforun fosfat kayalarından üretildiğini, temizlikten gıdaya birçok alanda kullanıldığını, askeri alanda ise özellikle sis bulutları oluşturmak için kullanımının yaygın olduğunu ve savaşlarda ise ilk kez 1955’te Vietnam’da kullanıldığını anlattı.

Behçet Al, “Son olarak 2003 ve 2005 yıllarında Gazze’de yapılan saldırılarda net olarak kullanıldığı ortaya çıktı. Kullanılmasının sebebi şu: Yüksek tahrip gücü oluşturmak için kullanılıyor. O da şu şekilde oluyor: Fosfor atmosferle temas ettiği zaman çok yüksek ısı oluşturabiliyor ve tahrip gücü çok yükseliyor, alev alıyor.” ifadelerini kullandı.

Beyaz fosforun insan üzerinde üç önemli etkisinin olduğunu belirten Behçet Al, şunları kaydetti:

“Birincisi cilt üzerinde, ikincisi göz, diğeri de solumun yolu üzerinde… Çok ciddi yanıklara sebep oluyor ciltte. Gözde de görme bulanıklığı, göz kapaklarında hassasiyet, göz perforasyonu, görme bozuklukları yapabiliyor. Solumun yolunda da birikip solumun yolunda dumandan dolayı, ses kısıklığı, boğazda yanma, temel olarak da bizim hiç istemediğimiz solumun yolunda kalıcı ciddi hasar oluşturuyor, akciğerlerde sıvının oluşmasına sebep olabiliyor. Daha ileri dönemlerde de kronik hasarlar da olabiliyor. Kardiyovasküler sistem üzerinde, karaciğer üzerinde, böbrek üzerinde kalıcı hasarlar, böbrek yetmezliği, karaciğer yetmezliği yapabiliyor, kalp yetmezliği yapabiliyor. Kalp hasarlarına neden olabiliyor.”

Savaş başlıklarında yanıcı ve tahrip edici gücünden faydalanmak için beyaz fosforun kullanıldığını söyleyen Behçet Al, “Bombanın patlamasıyla beraber iki tane etki oluşuyor. Bir bombanın bizzat kendi etkisi, bir de bu fosforun yanıcı ve tahrip edici gücüyle ikisi birleşince çok yüksek tahrip ve öldürücü bir hasara sebep olabiliyor. Yanıkları çok şiddetli ağrı yapar. Yani hakikaten dayanılmaz. Yanık zaten kendisi çok ciddi ağrı verici bir şeydir. Ama bununla beraber yüksek tahrip edici gücü oluşuyor ve ciddi yanıklara ve ciddi ağrılı yanıklara sebep olabiliyor. Bu açıdan, zaten bu tahrip edici gücünden dolayı kullanılıyor.” diye konuştu.

Behçet Al, bombanın ilk etaptaki tahrip edici etkisinden kurtulanların 2 saat sonra ciddi sorunlarla karşı karşıya kaldığını belirterek “72’nci saatten sonra öldürücü seviyeye çıkabiliyor. İşte solunum yetmezliği, kalp yetmezliği, karaciğer yetmezliği, böbrek yetmezliği sebep olarak insanlarda öldürücü bir sonuca neden olabiliyor.” dedi.

“Panzehir olarak bilinen bir tedavi yöntemimiz yok”

Beyaz fosforun kullanıldığı ortamda kalıcı olabildiğini söyleyen Al, sularda ve toprakta uzun süre kalan beyaz fosforun hem çevreye hem insanlara zarar verebildiğini söyledi. Behçet Al, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Fosfora yönelik olarak bizim antidot dediğimiz halk arasında panzehir olarak bilinen bir tedavi yöntemimiz yok. Ancak diğer bütün yanıklarda yaptığımız önleyici veya kurtarıcı tedaviler, tedavi yöntemleri kullanırız. Esas olarak da bu meydana geldiği zaman insanı bir kez oradan uzaklaştırmak gerekiyor. Eğer maruz kalmışsa bir an önce o fosforu da insanın üzerinden uzaklaştırmak gerekiyor. Buna biz kontaminasyon yöntemi diyoruz. En etkili yöntem, uzun süre bolca soğuk suyla yıkayacaksınız. Çünkü fosfor sıcak şeylerle temas ettiği zaman ciddi derecede oksitleniyor ve yanıcı etkisi oluyor. Elinizde bulunduğu zaman onu sıcak bir ortamda elinize aldığınız zaman patlıyor. Genelde oda ısısından 10 derece yüksek olan ısılarda elinizde patlayabiliyor. Koruduğunuzda kaldığı yerde patlayabiliyor ve oksitlenerek ciddi tahrip edici bir güce ulaşabiliyor.”

Bazı yerlerde tedavi için bakır sülfatlar kullanıldığını söyleyen Behçet Al, bunun etkili bir çözüm getirmediğini ve beyaz fosforun temas ettiği noktaları soğuk suyla bolca yıkamak gerektiğini kaydetti.

Behçet Al, 7 Ekim’den itibaren başlayan olaylarda beyaz fosfor kullanıldığını gösteren görüntü ve görgü tanığı ifadelerinin olduğunu belirtti.

Beyaz fosforun spesifik bir kokusu olduğunu ve sarımsak gibi koktuğunu kaydeden Behçet Al, sağlık çalışanlarının bunu net bir şekilde anlayabildiğini, Gazze’deki sağlık çalışanlarıyla kurdukları temaslarda aktarılan gözlemler ve gönderilen fotoğraflarda fosfor bombası kullanıldığını anladıklarını söyledi.

Behçet Al, sağlık çalışanlarının bölgeden kendilerine görüntü göndermeye devam ettiğini belirterek “Bu konuyla ilgili bölgeden gelen elimizde çok sayıda fotoğraf ve video var. Dayanılmayacak derecede dehşet verici fotoğraflar bunlar.” ifadelerini kullandı.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *