Şair Odur ki Kendi Evinde Deplasman Yaşayandır

Şair Odur ki Kendi Evinde Deplasman Yaşayandır

Başka yolların beni felakete sürükleyeceğini ne zaman görsem hemen geri dönüp yeni bir şiir kovaladım. Bu gidiş beni nereye götürecek bilmiyorum…

Muhammed Münzevi

Bu şehre döndüğüm gün bunun son dönüş olduğunu hiçbir zaman çıkarmadım aklımdan. Bir daha geri dönmeyi kesinlikle düşünmüyorum. Aç mı kalırdım? Üç öğün değil iki öğün yerdim. Yine de “rezilce saadetlerim olurdu”. Büyük sözü dinlemenin zamanı geçti. Büyüklerin sanıldığı kadar şey bildiği yok… 

Ayrıldığım evde yaşamaya devam etseydim daha kötü olmazdı. Ev sahibim diğerleri gibi zalim biri değildi. Beni idare ederdi hep. Kedilerim, kitaplarım ve arada bir gelen misafirlerimle özgürce yaşardım Menekşe Sokağında. Ama olmadı. Pandemiydi, işten ayrılmaydı, döndüm. 

İki senedir KPSS kumarı, editörlük,  depresif nöbet derken bakıyorum da otuzdan fazla kitabın editörlüğünü yapmama ve üstüne yayınevi kurup bütün işin başına geçmeme rağmen debelenmeye devam ediyorum. Birçok insan bu işlere erken atıldığımı ve memuriyeti önemsemem gerektiğini salık veriyor. 

İnsanların ne kadar umurundaysam insanlar da o kadar umurumda. Birinin iyiliğini istemek yetmiyor. Onun iyiliği için ne yapılabilir o da düşünülmeli. Benim iyiliğimi düşündüğünü söyleyen kim olduysa çıkarttığım kitaplardan alıp da bana bir kuruş parası nasip olmamıştır. 

Hoş, böyle de bir beklentim yok zaten. Ben hayatımda on yıl önce bir belaya bulaştım. O bela ile attığım adımlardan memnunum. “Şair olmak zarar ömüre” evet ve fakat herkes kendi yolunda özgür. Şiir mi diğeri mi sorusuna şiir dememden ötürü gidenler oldu. Yolları açık olsun. 

Bunu romantiklik olarak değerlendirecek olanlara da bunun ne demek olduğunu anlatarak zaman kaybetmeyeceğim. Şiirin bana neler kazandırdığını görmek için bir çift gözden fazlasına sahip olmanız gerekiyor. Bu hayatı biraz ben seçtim ama kader denen bir şey de yok değil. 

Dedem, Necip Fazıl’ın şiirlerini ezbere okurdu. Annem, teyzelerim ve dayılarım şiirle her zaman ilgililerdi. Yazar, okur, dinlerler ve bana belli yaşa kadar tavsiye bile verirlerdi. İlkokul birinci sınıftan beri hocalarım bir şiir okunacaksa senin sesin gür, sen oku derlerdi. 

Bu kaderi ailem, öğretmenlerim ve ben hep beraber yazdık. Şimdi gerisin geriye dönüp de başka maceralara atılamam. Zaten başka yolların beni felakete sürükleyeceğini ne zaman görsem hemen geri dönüp yeni bir şiir kovaladım. Bu gidiş beni nereye götürecek bilmiyorum. 

Ama doğru yolda olduğumu anlamam için her gün başıma bir şeyler geliyor. Örnek aldığım ustalar var. Onlar ne yaptıysa onu yapmak istiyorum. Yazmak istediğim kitaplar var. Roman yazmak istiyorum. Taslağı bile hazır ama bir türlü hazır hissedemiyorum kendimi yazmak için. 

Başa dönelim. Gerçi malum şair “kimse başa dönemez” diyor ama biz yine de dönelim. Bu şehir bana ne verdiyse fazlasını geri verdiğimi düşünüyorum. Döndüğüm günden beri on tane şiir akşamı, bir o kadar da söyleşi yaptım. Hepsi ortada. Bunları görmezden gelenlerin de yolu açık olsun. 

İşlerimi daha iyi bir yerde daha çok hak edenlerle yapmak istiyor, her sabah bu hevesle uyanmak istiyorum. Sadece yeni bir söz, yeni bir şarkı söylemek istiyorum. Gerisi hikâye…

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *