BRICS toplantısında hakim hava ‘yoğun batı karşıtlığı’

BRICS toplantısında hakim hava ‘yoğun batı karşıtlığı’

Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika’nın kurduğu birliğin 2 Haziran’da Cape Town’da gerçekleşen BRICS Dışişleri Bakanları Toplantısı’na, üye devletler dışında Suudi Arabistan, İran, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Küba gibi devletler de yer aldı.

​​​​​​​Dr. Huriye Yıldırım Çınar / AA 

BRICS’in amacı ne?

Siyasi olarak Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika Cumhuriyeti’nin oluşturduğu BRICS grubu, daha eşitlikçi ve temsili bir küresel yönetişimi amaçlıyor. Üye ülkeler Batı’nın hegemonyası altında bulunan küresel sistemde, gelişmekte olan ülkelere daha fazla temsil imkanı yaratılması gerektiğini savunuyor. Bu minvalde G7 ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) eşitliksiz yapı ve kararları BRICS’in sürekli olarak eleştirdiği konulardan. Birçok uzmanın uluslararası sistemde çok kutupluluk yaratma amacı yorumuyla değerlendirilen bu tutum, üyelerin sıklıkla BMGK’da reform talebi ve uluslararası hukuk eleştirileriyle somutlaşıyor.

Ekonomik olarak BRICS, kolektif ekonomik güçlerinin önemini kabul ederek, bunu karşılıklı yarar ilkesi kapsamında güçlendirmeye çalışır. BRICS, altyapı, sanayileşme, teknoloji ve inovasyon gibi alanlarda deneyimler ve bilgi paylaşımı yoluyla üyelerinin kalkınmasını desteklemeye çalışıyor. Bu kapsamda 2015 yılında 5 kurucu üye gelişmekte olan ülkelerdeki kalkınma projelerine kredi vermek için Yeni Kalkınma Bankasını (NDB) kurdu. Bankanın günümüzde üye ülkelerdeki 96’dan fazla projeye 33 milyar dolar kredi verdiği biliniyor. 2021’de Bangladeş, Mısır, Uruguay ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) NDB’ye katıldı. Şu an 30’dan fazla ülkenin de NDB’ye katılma başvurusundan söz ediliyor. BRICS’in ekonomik amaçlarının odağında Batı hegemonyasındaki küresel ekonomik sistemin baskın para birimi olan Amerika Birleşik Devletleri (ABD) dolarını ortadan kaldırmak olduğunu söylemek mümkündür. Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva’nın oluşum için ortak bir para birimi önerisi ile Çin’in son dönemde ticari işlemlerini Çin yuanı üzerinden gerçekleştirme çabası da bu kapsamda yorumlanabilir.

BRICS Dışişleri Bakanları Toplantısı’nın odaklandığı konular neler?

2 Haziran’da Cape Town’da gerçekleşen BRICS Dışişleri Bakanları Toplantısı’na, üye ülkeler dışında Suudi Arabistan, İran, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Küba gibi ülkeler de katıldı. “BRICS’in Dostları” olarak anılan Kongo, Komorlar, Gabon ve Kazakistan da toplantıya temsilci gönderdi. Ayrıca Mısır, Arjantin, Gine Bissau ve Endonezya’nın da BRICS toplantılarına fiilen katıldığı biliniyor.

Bu geniş katılımlı toplantıda ele alınan konular arasında BMGK reformu, çok taraflılığın korunması, uluslararası hukuk ve yaptırımlar, bölgesel ve küresel güvenlik sorunları, sürdürülebilir kalkınma, küresel ekonomi, terörle mücadele, iklim ve enerji güvenliği gibi meseleler vardı. Toplantıda yakın zamanda Rusya ve Çin’e sert mesajlar verilen G7 toplantısına cevaben yoğun bir Batı karşıtlığı da hakimdi. Öyle ki ev sahibi Güney Afrika Cumhuriyeti’nin Dışişleri Bakanı Naledi Pandor zirvenin açılış konuşmasında, “Gelişmiş ülkeler gelişmekte olan dünyaya karşı taahhütlerini hiçbir zaman yerine getirmedi ve tüm sorumluluğu Küresel Güney’e kaydırmaya çalışıyor.” dedi.

Toplantıda dikkat çeken bir diğer husus ise gazetecilerin ağustos ayında Güney Afrika’da yapılacak BRICS liderler zirvesine Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in katılması durumunda tutuklanıp tutuklanmayacağına dair yoğun sorularıydı. Bilindiği üzere bir Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) üyesi olan Güney Afrika, hakkında tutuklama emri çıkartılan Putin’i, zirveye katılması halinde tutuklaması gerektiği baskısına maruz kalıyor. Pandor’un Putin’i ağırlamak için yasal seçenekleri değerlendirdikleri açıklaması, beklenen tutuklamanın gerçekleşmeyeceği şeklinde yorumlanabilir. Ayrıca zirvenin ev sahipliğinin Mozambik veya Çin gibi başka bir ülkeye verilmesi de olasılıklar dahilinde.

Toplantıdaki belki de en can alıcı konu oluşumun genişleme yolundaki eğilimiyle ilgili görüşmelerdi. Yakın zamanda Çin arabuluculuğuyla 7 yıllık anlaşmazlıklarına son veren Suudi Arabistan ve İran’ın potansiyel katılımcılar olarak toplantıda hazır bulunması ve özel bir görüşme gerçekleştirmesi de BRICS’in genişlemesi ve geleceğiyle ilgili önemli bir gelişme olarak yorumlanıyor.

BRICS’deki genişleme eğilimi nasıl yorumlanıyor?

Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu en az 19 üyenin BRICS’e katılma niyeti biliniyor. Şimdiye kadar Suudi Arabistan, İran, Cezayir, Arjantin, Bahreyn, Endonezya, Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri BRICS üyeliği için başvurdu. Öte yandan NDB yetkilileri Suudi Arabistan’ın bankaya üyeliği konusunda önemli görüşmeler yaptıklarını bildirdi.

Dünyanın en büyük petrol ihracatçılarından biri olan Suudi Arabistan’ın BRICS ve NDB’ye katılımı büyük önem taşıyor. Suudi Arabistan’ın katılımı BRICS’in küresel ekonomideki Batı hakimiyetini kırmak için gerekli gördüğü petro-doları bitirmek amacıyla önemli. Zira gelecekte Suudi Arabistan BRICS bünyesinde petrol ticareti yaparken, petrolüne ihtiyacı olan başta Avrupa ülkeleri olmak üzere birçok aktör dolar yerine yeni bir para birimiyle ticaret yapabilir. Öte yandan, BRICS’in dünya nüfusu ve ekonomisindeki temsil oranları dikkate alındığında, Suudi Arabistan oluşuma katılınca geniş bir ticaret ve ekonomik ağa erişebilecek ve Batı ile ilişkilerinde müzakere alanı genişleyecektir.

Ağustos ayında gerçekleşecek zirve sonrasında BRICS’te yaşanacak genişlemelerin küresel sistemde önemli değişimlere yol açacağını söyleyebiliriz. Ancak bu değişim, Çin, Rusya ve İran’ın beklediği gibi ABD’yi devirerek küresel hegemonyanın el değiştirmesi değildir. Suudi Arabistan, İran, Arjantin, Venezuela ve Cezayir gibi küresel ekonominin önemli aktörlerinin BRICS’e dahil olması petro-doları kısa ve orta vadede ortadan kaldırmayacaktır. Aksine küresel ekonomide yeni bir kutuplaşmaya zemin hazırlayarak Doğu ile Batı arasında yeni gerilimler yaratabilir.

Öte yandan Rusya ve Çin’in bu gelişmelerden en çok yararlanacak iki devlet olduğunu da söyleyebiliriz. Çünkü Çin, lider ülke konumunda olduğu BRICS’in genişlemesiyle uzun süredir devam eden genişleme stratejisini somut bir başarıya dönüştürecektir. Rusya ise Ukrayna Savaşı nedeniyle Batılı aktörlerin içine ittiği izolasyon durumunu BRICS kanalları aracılığıyla aşabilecek.

[Dr. Huriye Yıldırım Çınar, TASAM Afrika Enstitüsü Eş-Direktörü’dür.]

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *