Erdoğan: Sisam ve Midilli’ye ABD’nin zırhlı araçları yerleştirildi

Erdoğan: Sisam ve Midilli’ye ABD’nin zırhlı araçları yerleştirildi

CNN Türk-Kanal D ortak canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Amerika’nın bu adalara, gerek Midilli’ye gerek Sisam’a bu kadar yüklü silah, mühimmat, araç gereç göndermesi kabul edilebilir bir şey değil.” dedi.

ABD’nin New York kentinde 17-22 Eylül tarihleri arasında gerçekleşen BM Genel Kurulu’na katılan ve Türkevi’nde çeşitli görüşmelerde bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün akşam katıldığı canlı yayında gündemdeki soruları yanıtladı.

“Türkiye’nin bir İHA’sı, Yunanistan’ın hemen dibimizdeki Sisam ve Midilli adalarına ABD’nin verdiği zırhlı araçları yerleştirdiğini tespit etti. Bu, Lozan’a ve uluslararası anlaşmalara aykırı bir durum. Bir suçüstü durumu var. Siz sürekli ‘Bunu yapmaktan vazgeçin.’ dediniz, hatta sert mesajlar da verdiniz ama dinlemiyorlar. Ne yapmayı düşünüyorsunuz?” sorusu üzerine Erdoğan, “ABD, her şeyden önce NATO’da beraber olduğumuz ülkeler arasında adil davranmıyor. Yunanistan, NATO’da beraber olduğumuz bir ülke ama Türkiye de NATO’da, beraber olduğumuz bir ülke.” değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye’nin NATO’daki durumuyla Yunanistan’ın NATO’daki durumunun mukayese edilir bir yanının olmadığını belirten Erdoğan, Türkiye’nin hem yaptığı ödemelerle hem de Kara Kuvvetleri ve verdiği güçle NATO’da ilk 5 içerisinde yer aldığına dikkati çekti.

“Amerika’nın bu adalara, gerek Midilli’ye gerek Sisam’a bu kadar yüklü silah, mühimmat, araç gereç göndermesi kabul edilebilir bir şey değil.” diyen Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:

“ABD’nin son zamandaki bunlara vermiş olduğu zırhlı araçlar, bunları buraya konuşlandırmaları falan bütün bunlar İHA’larla tespit edildi. Tabii bunları tespit etmekle kalmadık. Amerikan zırhlıları nihayetinde bizi tehdit etmek için kullanılıyor. Ama bunlara sorduğunuz zaman ne diyorlar? ‘Biz, bunları Rusya için kullanıyoruz, kullanacağız. Bunun için burada böyle bir konuşlanma yapmış bulunuyoruz’. Amerika’ya diyoruz ki Türkiye gibi bir müttefik bulamazsın. İşine geldiği zaman bunu böyle söylüyorsun. Yine Amerika’ya ve Yunanistan’a gerekli uyarıları Dışişleri Bakanlığımız vasıtasıyla yaptık. Birleşmiş Milletlere son mektubumuzu da 17 Eylül’de gönderdik. Durumdan haberdar edelim, sonra bize şunu söylemesinler, ‘Siz bizi haberdar etmediniz’. Yunanistan bu meseleyi yok sayıyor ve görüşmeden de kaçıyor. Burada bir şey çok önemli. Buralar, hukuki ifadesiyle gayriaskeri adalar. Biz, burada uluslararası yargı yolunu bunların tıkadıklarını görüyoruz. ‘Uluslararası hukuktan yanayım.’ diyorsan neden görüşmeden, mahkemeden kaçıyorsun? Bu adaları silahlardan arındırmaları şart. Lozan’a göre buralar özel bir statüye tabi.”

‘Bizim, Amerika’dan beklentimiz’

Yunanistan’da toplam 9 Amerikan üssünün bulunduğunu ifade eden Erdoğan, “Bizim, Amerika’dan beklentimiz, Yunanistan’ı yanlış hesaplara sokmaması ve uluslararası kamuoyunun manipüle edilmesine müsaade etmemesidir. Şu anda biz, bütün bu olup bitenleri adım adım takip ediyoruz.” dedi.

Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Toplantısı’ndan sonra yapılan basın açıklamasının bunları içerdiğini dile getiren Erdoğan şunları kaydetti:

“Amerika’nın Güney Kıbrıs’a yönelik silah ambargosunu kaldırmasının da ne içerik bakımından ne de zamanlama bakımından izahı yoktur. Rum-Yunan ikilisinin Doğu Akdeniz’de barış ve istikrarı tehdit eden adımlarını görmezden gelen, hatta teşvik eden Amerika, bu adımıyla adada bir de silahlanma yarışına yol açacaktır. Biz duracak mıyız? Duramayız. Biz de ne yapıyoruz? Tabii ki Kuzey Kıbrıs’ta ne gerekiyorsa bu konuda bu adımları attık, atıyoruz ve atacağız.”

“Asker ve silah sevkiyatı mı yapılıyor?” sorusunu Erdoğan, “Hayır, asker en kolayı. Şu anda 40 bine yakın bizim orada askerimiz var. Ama bunun dışında da şu anda orada bizim silah, mühimmat, araç, gereç vesaire, bu konularda da hem kara hem hava hem deniz bütün bunlarla ilgili adımlarımızı atıyoruz. Bu son adımın da cevapsız kalmayacağını, Kıbrıs Türk halkının güvenliği için her türlü tedbirin alınacağını herkesin bilmesi gerekir.” diye yanıtladı.

“ABD’nin Kıbrıs’la ilgili ambargoyu kaldırmasına karşı mı söylüyorsunuz bunu?” sorusu üzerine Erdoğan, “Tabii, o var ama anlaşılan şu ki Amerika ambargoyu kaldırsa da kaldırmasa da maalesef attığı adımlarla ‘Türkiye sen ne yaparsan yap’. Bunu diyor.” ifadesini kullandı.

“Limana askeri savaş gemilerinin girecek olmasını nasıl değerlendirdiniz? Türkiye’ye tehdit mi bu?” sorusu üzerine Erdoğan, “Lozan’a baktığımız zaman buralar silahtan ari olan adalardır. Ama silahtan ari olması gereken bu adalara Amerika maalesef ne Lozan’ı dinliyor ne bu noktada Paris’i dinliyor, bunların hiçbirisini dinlemeden bu adımları attı, atıyor.” dedi.

AK Parti heyeti F-16 görüşmeleri için ABD’de

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’ye F-16 savaş uçağı satılması konusundaki son duruma ilişkin soru üzerine de şunları kaydetti:

“Bize verdikleri söz başta Sayın Biden bu konuda Demokratlar olarak kendi düşüncesinin F-16’ları ve diğer bütün parçalar, aksam, bunları vermekten yana olduğunu bize söyledi. Bu arada da yine özellikle savunma bakanım, muhatabı ile yaptığı görüşmelerde bu istikamette cevaplar alıyor, ‘Yani biz vermekten yanayız, işte Cumhuriyetçilerden destek alamıyoruz, onlar bu işe işte ters bakıyorlar’ filan. Bu seyahatte Cumhuriyetçilerden Lindsey Graham ve yine bir başka senatör de vardı, onlarla ayrı ayrı görüşmelerim oldu. O görüşmelerimde de bana olumlu cevaplar verdiler. Dediler, ‘Yani biz NATO’daki en önemli ortağımız olan Türkiye’yi bu noktada yalnız bırakamayız, elimizden gelen gayreti göstereceğiz’. Farklı birkaç kişiyle daha yine görüşmelerim oldu. Onlar da Türkiye’ye karşı tavır içerisinde olan ismi burada vermeyeyim, kişi ve kişilerden bahsetti, ‘Onlarla da görüşmeler yapacağız ve bu görüşmelerle birlikte Türkiye’ye karşı bir hasmane tutum içerisinde olmanın doğru olmayacağını çünkü Türkiye NATO’da bizim çok çok önemli bir ortağımız dolayısıyla bu sorunu çözmemiz gerekir diyeceğiz’ dediler. Biz de şu anda Sayın Biden’ın bize vermiş olduğu bu sözden hareketle hakikaten bunun neticesini bekliyoruz.”

“İyimser bir bekleyiş içerisinde misiniz” sorusuna Erdoğan, “Evet.” yanıtını verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti heyetinin, Türkiye’ye F-16 satılması konusunda ABD Kongresindeki temaslarının sorulması üzerine, “Beraberdik, onlar kaldılar ve şu anda dönmüş olmaları lazım. Onlar da orada yine Senato ve Kongredeki bazı üyelerle, Cumhuriyetçi ve Demokrat onlarla bazı görüşmeleri yaptılar. Temennim odur ki inşallah NATO’nun da menfaatine olan böyle bir girişimde NATO da bizi yalnız bırakmayacaktır ve o da gerekli adımları atacaktır diye düşünüyorum.” şeklinde konuştu.

Suriye ile görüşmeler

Türkiye’nin Suriye’ye yönelik harekatının gündemde olup olmadığı ve Şam reijimi ile MİT’in görüşmelerinin sorulması üzerine Erdoğan, şunları kaydetti:

“Suriye’de terör örgütü varlık gösterdiği ve milli güvenliğimizi tehdit etmeye devam ettiği müddetçe bizim oradaki kararlı mücadelemiz devam edecektir. Biz ondan taviz veremeyiz, sahada bu doğrultuda gerekli çalışmaları yapıyor her türlü tedbiri alıyoruz. Burada bizim için esas unsuru oluşturacak olan milli güvenliğimizdir. Yani milli güvenliğimizi tehdit eden ne varsa nerede olursa olsun bu 4 nokta olabilir, 5 nokta olabilir veya daha fazla olabilir, oralara karşı hani o ‘bir gece ansızın’ dediğimiz konu odur. Gerekli adımı atarız ve yapmamız gereken de neyse onu da yaparız. Çünkü bu mücadele ve çalışmalarımızı gerekli ve uygun gördüğümüz anda kapsamlı bir terörle mücadele harekatına dönüştürmekten asla kaçınmayız. Nitekim bugünkü Milli Güvenlik Kurulu basın metninde de bunlara özellikle yer verdik. Biz bunların başarılı sonuçlarını gördük görüyoruz, biz esasında bölgedeki terörle mücadele gayretimizle sadece milli güvenliğimize yönelik tehditleri bertaraf etmiyoruz, bölgenin huzurunu da burada temin ediyoruz ve terörle mücadele arkadaşlar biliyorsunuz tek taraflı olmaz onun için karşı taraf da buna aynı şekilde olumlu yaklaşımda bulunması lazım ki netice alalım. Amerika ve Rusya’nın 2019 Ekim ayında vardığımız mutabakatları uygulaması gerekiyor. Sınırdan 30 kilometre güneye… Burada bir de PKK/YPG terör örgütü sınırımıza yakın bölgelerde bu mutabakatlara aykırı şekilde halen konuşlu, tatbikatlar yapıyor. Hatta hatta Kamışlı ve çevresinde bunlar eğitim alıyorlar. Şimdi bu gerçekler ortadayken, Amerika koalisyon güçleri ile beraber bu adımları atarken, biz nasıl NATO’da beraber olacağız. Bu duruma da kimse bizim sessiz kalmamızı bekleyemez.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şam ile görüşmelere ilişkin, “Şam ile ilgili olarak bizim istihbarat örgütümüz oralarla ilgili görüşmeleri yürütüyor ve bizler de istihbarat örgütümüzün aldığı neticeler üzerinden yol haritamızı belirliyoruz.” ifadelerini kullandı.

Doğu Akdeniz

Türkiye’nin doğal gaz arama çalışmalarına devam ettiğine dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:

“Çalışıyoruz hamdolsun, bugün dünyada sayılı ülkelerde var, işte görüyorsunuz şu an 4 sondaj gemimiz var. Nereden nereye geldik? İki tane sismik araştırma var. Şimdi bu gemiler bir taraftan sismik araştırmayı yapacak, bir taraftan da sondaj yapacak ama Karadeniz’de ama Doğu Akdeniz’de. Gemiler, 12 bin 500 metreye kadar sondaj yapabilme kabiliyetine sahip. İnşallah bu kabiliyetleri berekete dönüşür, buralardan petrol çıkartırız. Buralardan doğal gaz çıkartırız. Beklentimiz birinci derecede şu anda tabii doğrusu doğal gaz ama petrol de gelse bizim için eyvallah doğal gaz da gelse bizim için eyvallah. Şu anda tabii ağırlıklı olarak bütün yatırımlar, adımlar doğal gazda. Artık her evde doğal gaz adeta herkesin talebi oldu. Nereye gitsek eğer evinde doğal gaz yoksa, ‘Başkanım ne olur bizim doğal gaz da gelsin.’ Herkes bunu istiyor.”

“Doğu Akdeniz’de bir müjde bekliyor muyuz?” sorusunu Erdoğan, “Şu anda Karadeniz’deki bu çalışmaların ardından gemilerimiz oralarda da sondaj çalışmalarına inşallah devam edecekler.” diyerek yanıtladı.

‘BM Genel Kurulu’ndan netice alacağımıza inanıyorum’

“Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda yaptığınız konuşmada Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması çağrısı yaptınız. Buna dair yakın dönemde bir beklenti var mı?” sorusunu, Erdoğan, “Biz diyoruz ki Kıbrıs Türk halkının 1959-60 anlaşmalarıyla teyit edilen müktesep haklarını, yani egemen eşitliğinin ve eşit uluslararası statüsü tescil etsin. Bu adadaki iki devletin eşit statüde müzakere masasına oturması demektir ve bunu başaracağız. Tabii bu eşitliği sağlama görevi de önce Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne düşer. Eğer Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi gerçekten adil davranırsa, bu süreci hızlandırırız. Çünkü ben Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’ndan da netice alacağımıza inanıyorum.” diye yanıtladı.

Erdoğan, 1,5 yıldır Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nden bu konuda hiçbir hareket görmediklerini, konseyin Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliğini, eşit uluslararası statüsünü teyit etmek için hiçbir adım atmadığını dile getirdi.

“Bunu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi yapamıyorsa o zaman Birleşmiş Milletler üyeleri Kuzey Kıbrıs Türkiye Cumhuriyeti’ni tanıyarak Kıbrıs Türklerinin müktesep haklarını teyit edebilirler.” diyen Erdoğan, bunun için Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’ndaki hitabında, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması için uluslararası topluma çağrıda bulunduğunu hatırlattı.

Erdoğan, “Bu bir ön hazırlık. Çağrımızın arkasında duracak tüm kurum ve kuruluşlarımızla uluslararası toplumun Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanıması için çalışacağız. Uluslararası toplum bundan sonra çözümün yolunu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanıyarak açmalıdır diye düşünüyorum.” dedi.

New York’ta da görüştükleri muhataplarına bu politikayı gerekçeleriyle anlattıklarını dile getiren Erdoğan, çabalarının sonuç vereceğine inandığını ifade etti.

ABD’nin aralarında yer aldığı bazı ülkeler faiz artırımına giderken Türkiye’nin faiz oranını düşürmesine ilişkin değerlendirmesi sorulan Erdoğan, “Amerika’nın faiz artırımı dediğiniz ne kadar bir oran? Dikkat ederseniz öyle ciddi bir oran yok. Küçük bir oran. Diyelim ki Amerika’da faiz artırımı belki şu anda son nihai durum yüzde 6 olabilir. Son rakamları bilemiyorum. Avrupa’ya geliyorsunuz oralarda da yine böyle yüzde 4, 5, 6. Çift haneli rakamda değiller. Şimdi biz işte son yani Para Piyasası Kurulu yüzde 12’ye indirdi. Temennim odur ki bundan sonraki toplantısında bunu biraz daha indirmek suretiyle biz yıl sonuna kadar faizimizi tek haneli rakama indirmeliyiz.” ifadelerini kullandı.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *