Arakanlı Müslümanların yarım asırdır temel hak ve ihtiyaçlarından mahrum bırakıldığına işaret eden Çavuşoğlu, “Uluslararası toplum maalesef, bu trajediye ilgisini kaybediyor.” sözlerini sarf etti.

Bangladeş’in 5 yılı aşkın süredir bir milyondan fazla mülteciye ev sahipliği yaparak ağır bir yük üstlendiğini ifade eden Çavuşoğlu, dünyanın bu yükü paylaşmak için daha fazlasını yapması gerektiğini vurguladı.

Türkiye’nin kendi adına yardım projelerini ve gelir getiren faaliyetleri kapsayan projelerini desteklediğini anlatan Çavuşoğlu, “Cox’s Bazar’daki mülteci kampında bulunan sahra hastanemiz günde yaklaşık 1500 kişiye sağlık hizmeti veriyor.” bilgisini paylaştı.

Myanmar’daki askeri darbenin, Arakanlı Müslümanların içinde bulunduğu koşulları daha da zorlaştırdığını belirten Çavuşoğlu, Arakanlıların temel haklarını geri kazanmasına destek olmanın, uluslararası toplumun ortak sorumluluğu olduğunu ifade etti.

Arakanlı Müslümanların güvenli ve onurlu bir şekilde Myanmar’a dönüşlerinin öncelik olması gerektiğini vurgulayan Çavuşoğlu, “Arakanlı Müslümanlar krizi, modern zamanların en büyük trajedilerinden biri. Yardım çabalarının yanında Arakanlı Müslümanların durumunu uluslararası gündemde ilk sıralarda tutmalıyız. Evlerine dönmek ve adalet istiyorlar. Onların haklı davalarında yanlarında olmak bizim görevimiz.” açıklamasında bulundu.

Tahıl anlaşmasıyla küresel bir rahatlama oldu

Çavuşoğlu, Türkiye’nin ev sahipliğinde Türkevi’nde MIKTA (Meksika, Endonezya, Güney Kore, Türkiye ve Avustralya) 22. Dışişleri Bakanları Toplantısı’nda konuştu.

Meslektaşlarını Türkevi’nde ağırlamaktan duyduğu memnuniyetle sözlerine başlayan Çavuşoğlu, Kovid-19 salgını ve Ukrayna’daki savaşın gıda güvenliğine etkilerine değindi. Çavuşoğlu, “BM ile birlikte yürüttüğümüz İstanbul tahıl anlaşması, küresel gıda güvenliğini sağlama yolunda önemli bir adımdı. Anlaşmanın imzalanmasıyla küresel bir rahatlama oldu.” diye konuştu.

BM Gıda ve Tarım Örgütüne göre gıda fiyat endeksinin yüzde 9 düştüğünü ve bunun 2008’den bu yana kaydedilen en büyük düşüş olduğunu aktaran Çavuşoğlu, şunları söyledi:

“Ama tabii bu yeterli değil. Gıda güvensizliğinin üstesinden gelmek için tarım ve sosyal sektörler arasındaki entegrasyonunu güçlendirmemiz gerek. Doğru istihdam politikalarına da ihtiyacımız var. Bir sonraki kriz öncesi daha güçlü, daha kapsayıcı ve uyarlanabilir mekanizmalar hazırlamalıyız.”

Çavuşoğlu, uluslararası finans kuruluşları ve özel sektörün finansman programlarına dahil edilmesi ve evrensel sosyal güvenlik ve sağlık sigortası politikalarının tüm dünyaya entegre edilmesi gerektiğini vurgulayarak “Ne pandemi ne de Ukrayna’daki savaş, karşı karşıya kalacağımız son kriz olacak. Bir sonraki soruna daha iyi hazırlık için bunları stres testi olarak görmeliyiz.” değerlendirmesinde bulundu.

 “Şu an Pakistan için bir şeyler yapabiliriz”

MIKTA’nın bu sorunlara ne tür katkılar yapabileceğini gündeme getiren Çavuşoğlu, “Şu an Pakistan için bir şeyler yapabiliriz. Biz 5’inci insani yardım konvoyumuzu gönderdik. Çadıra ihtiyaçları var. MIKTA olarak bu korkunç selde yerinden edilenlere çadır gönderebiliriz. Kalkınma yardımlarımızı farklı ülkelere de genişletebiliriz.” önerisinde bulundu.

Toplantıya, Polonya Dışişleri Bakanı Zbigniew Rau da katıldı.