Savaşların Ortasında Bilinç Tazelemek

Savaşların Ortasında Bilinç Tazelemek

“Ölenler müslüman olunca sağır kesilen Batılı zihniyetin sorgulanması gerekmektedir. Onların insan hakları, hümanizmi, özgürlüğü, demokrasisi, laikliği, rasyonel aklı, ilerlemeciliği, akılcılığı vs. ne kadar ürettikleri değer varsa hepsi sorgulanmalıdır. Bu kadar “medeni” bir toplumun yarattığı dehşeti toplumlara medeniyetin bir gereği olarak yutturması olacak şey değil.”

Rusya’nın Ukrayna’ya saldırılarının devam ettiği şu süreçte saldırılarda ölen, yaralanan, evlerinden barklarından olan ve göç etmek zorunda kalan Ukrayna halkına üzülüyoruz. Müslüman bilincin bize yüklediği görev de budur. Biz yani müslümanlar dünyanın neresinde olursa olsun zulüm gören her yaratılmış için üzülürüz. Bu bizim mayamızda, terbiyemizde vardır.

Gel gör ki Batılı zihniyet kendi çıkarlarından başka hiç bir şeye üzülmüyor. Silah şirketleri iş başında ürettikleri yeni silahları satmakla meşguller. Üstelik savaşın tarafları üzerinde silahlarını deneyerek insanlar üzerinden ürün kalite testi yapmaktalar. Finans şirketleri ayrı bir hava içinde savaş ortamından maksimum faydalanarak kredi muslukları sayesinde ülkelerin stratejik kaynaklarını ele geçirmek derdindeler. Devletler savaş üzerinden birbirlerini hizaya çekme gayesi gütmekteler. ABD, Rusya üzerinden Avrupa’ya ayar verirken; Rusya ise Ukrayna üzerinden kendince herkese ayar vermektedir. Ukrayna  devleti ise popülist bir başkanın düşleri yüzünden göz yaşına boğulmaktadır.

Savaşlar dünya üzerinde yeni karşılaştığımız bir şey değil. Bin yıllardır hep varolmuşlardır. İnsanlığın yaşıyla eşdeğer diyebiliriz. Eski savaşlar cephede olup yalnızca askerlerin ölümüyle sonuçlanırken şimdilerin savaşı şehirlerin bombalanışına tanıklık etmektedir. Asker/sivil, çocuk/yaşlı, kadın/erkek ayırt etmeksizin herkesi aynı kadere mahkum etmektedir. Ölüm, herkesi her an kuşatabilen bir olguya dönüşmüştür. Batı, bunu yüzyıllardır yapmaktadır. Bosna’da, Filistin’de, Cezayir’de, Irak’ta, Suriye’de, Afganistan’da, Hindistan’da, Vietnam’da, Kore’de daha birçok yerde defalarca yapmıştır.

Ölenler müslüman olunca gıkı çıkmayan hümanistler (Batılılar) söz konusu Batılılar ölmeye başlayınca dehşete kapılmışlardır. Zelenski, Filistin’den İsrail’e atılan füzeler için üzülürken, İsrail’den Filistin’e atılan bombalara ise seviniyordu. Aynı akibet kendi toplumuna isabet edince fikrinden vaz mı geçmiştir bence aynı kafaya sahiptir. Çünkü onun da mayası öyledir. Sırp asıllı basketbol koçu Zeljko Obradovic Ukrayna savaşını yorumlarken: “Yorum yapmak istemiyorum. Hayatımda gördüğüm ilk savaş değil bu. 62 yaşındayım, çok şey hatırlıyorum ama 1999’da ülkem bombalanırken kimsenin konuştuğunu hatırlamıyorum.” diyor. Oysa 1992-1995 arasında tecavüze uğrayan, katledilen binlerce Boşnak yokmuş gibi davranıyor. Çünkü ölenler müslüman olunca Batılı adamın gözü kör, kulağı sağır olur. Zira müslüman onlar için insan yerine konulabilecek bir varlık değildir. Suriye savaşından kaçıp Polonya’ya sığınmaya çalışan mültecilere Polonya devleti jiletli tel çekerken Ukraynalılar için misafirhanelerini açmışlardır.

Batılının tarihi insanlara zulüm ve dehşet saçmakla geçti. Batının nerdeyse tüm ihtişamını tasvir eden Roma nasıl ki gücünü yarattığı dehşetten aldıysa bugün ki Batı da aynı şekilde gücünü yarattığı acımasızlıktan ve dehşetten almaktadır. Atası Roma’yı soluksuz takip etmektedir yalnızca bir farkla ki o da siyonizmi müslüman topraklarında av köpeği olarak kullanmaktadır. İsrail, İslam coğrafyasında batının av köpekliğini yapmaktadır.

Savaş, bundan sonraki yıllarda da varolacaktır. Mesele müslümanların bu savaştan bir pay çıkarmasıdır. Ölenler müslüman olunca sağır kesilen Batılı zihniyetin sorgulanması gerekmektedir. Onların insan hakları, hümanizmi, özgürlüğü, demokrasisi, laikliği, rasyonel aklı, ilerlemeciliği, akılcılığı vs. ne kadar ürettikleri değer varsa hepsi sorgulanmalıdır. Bu kadar “medeni” bir toplumun yarattığı dehşeti toplumlara medeniyetin bir gereği olarak yutturması olacak şey değil. Tecavüzcüsüne aşık bir toplum yaratmayı becerebilen bir zihniyet dekoru şaşılası bir durum.

Batı bugünkü ihtişamını geçmişte yaptığı soygunlara, katliamlara, tecavüzlere, sömürgelere borçlu olduğunu biliyor. Yarattığı refahın hırsızlığa bağlı olduğunun bilincinde. Bu yüzden bu hırsızlığın sorunsuz devam edebilmesi için sürekli kaos, kargaşa ve savaş halinin de devam etmesi gerektiğinin bilincinde. Dün pandemi bugün Ukrayna savaşı yarın başka bir kargaşa olacak. Biz kargaşaların ardında sürüklenen bir yaprak mı olacağız yoksa kargaşaların kaynağı üzerinde salim bir akılla düşünecek miyiz?

Unutmayalım ki biz müslümanız. Müslüman olmak demek bilincini her daim vahiyle bileyen, kalbini yalnızca Allah’a ait sevgiyle dolduran kimse demektir. Bu bizi ahseni takviym yapacak şeydir. Kur’an’ın yol gösterici bir kitap, Allah’ın otorite olduğu bir toplumu inşa edemedikçe yapılan ve yapılacak her zulme seyirci kalmaktan başka yapacak bir şeyimiz olmayacak. Belki böylesi bir toplumu var etmeye gücümüz yetmeyebilir ama hiç değilse bunun için mücadele ederiz. Mücadele etmek bile bizi Batılı olmaktan beri kılar. Zira müslüman bilinç Batılının ürettiği her değeri kendi inancının mihenk taşına vurur. Müslüman olmak demek sürü olmayı en başta reddetmek demektir.

(Venhar)

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *