Osman Altuğ: Faiz lobisine tarihin en büyük kıyağı yapıldı

Osman Altuğ: Faiz lobisine tarihin en büyük kıyağı yapıldı

Refah Yol Hükümeti’nde merhum Başbakan Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın Ekonomi Başdanışmanı Prof. Dr. Osman Altuğ, yapılanın faiz lobisine en büyük ve tarihi bir kıyak olduğunu söyledi.

Independent Türkçe’den Abdulhakim Günaydın, TL mevduata uygulanacak katkı konusunda Prof. Osman Altuğ’un ve Prof. İsrafil Balcı’nın görüşlerine başvurdu. Günaydın, Prof. Hayrettin Karaman’ın “kur korumalı TL vadeli mevduat”, “bazı hocalar, devletin ödemesinin faiz olduğu kanaatindeler. Ben bu kanaatte değilim, ‘devletin ödemesi hibedir’ diyorum” ifadelerini kullanarak yapılanın “örtülü faiz” olmadığını savunan ifadelerini de hatırlattı.

Abdulhakim Günaydın yazısında, Prof. Altuğ ve Prof. Balcı’dan şu ayrıntıları aktardı:

“Bu faiz lobisine yapılan en büyük ve tarihi bir kıyaktır”

Hibe tanımına karşı çıkan Prof. Dr. Osman Altuğ, “Bu faizdir. Bu faizin bonusu, promosyonudur” ifadelerini kullandı.

İktidarın “Paranı dövize yatırma, TL’ye yatır ben sana farkını vereyim” dediğini hatırlatan Altuğ, “Bu nasıl hibe oluyor? Hibeyi çoluğuna, çocuğuna, eş dostuna yaparsın. Bu bedelsiz verilen bir para değildir ki. Ayrıca para yatırırsan bu sözde hibeyi alıyorsun, yatırmasan alamıyorsun. Buna hibe demek doğru değildir” yorumunda bulundu.

Sistemin tutmayacağını, sadece günü kurtarmak için yapılmış bir uygulama olduğunu vurgulayan Altuğ, modelin ekonomik yönden bir karşılığının olmadığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bir kere enflasyon durması veya düşmesi üretime bağlı. Üretim ne kadar çok artar, tüketim azalırsa ve tasarruf edersek ülke o zaman kalkınmış olur. Maalesef şimdi ürettiğimizden çok daha fazlasını tüketiyoruz. Bunun için enflasyon oluyor. Dolayısıyla ben sistemin tutmayacağını düşünüyorum. Bu iş biraz da Nasreddin Hoca’nın işine benzemeye başladı. Yapılan faiz lobisine yapılan en büyük ve tarihi bir kıyaktır. Sadece günü kurtarmak için yapılmış bir uygulama olduğunu düşünüyorum.”

“Yapılan sadece faize kılıf bulmaktır”

İlahiyatçı Prof. Dr. İsrafil Balcı da, yapılan düzenlemenin bir çeşit örtülü faiz olduğu dile getirdi.

Kim kime, kimin parasını nasıl hibe ediyor? sorusunun sorulmasını gerektiğini aktaran Prof. Dr. Balcı, “Oysa hibe kişinin kendi gönlünden koparak Allah rızası için verdiği karşılıksız yardımdır. Bunun hibe olarak değerlendirilmesi mümkün değildir” dedi.

Prof. Dr. Balcı, “Hibe demek kesinlikle doğru değildir, sadece faize kılıf bulmaktır. Bunun adı bal gibi de faizdir. Faize hibe demek tevilin amuda kalkması demektir. Olur da bu kadar tevil hiç olmamalıydı. Bu korkunç bir şey. Tartışmasız bal gibi faizdir. Hibe tanımlamasına da kesinlikle katılmıyorum” dedi ve ekledi:

“Beytülmal söz konusu olduğu zaman kamu adına herhangi birisine paye verilmez. Adaleti ile sevdiğimiz Hz. Ömer’in günümüzü anlatan bir olayı anlatmak isterim. Ebu Süfyan’ın eşi Hind boşandıktan sonra ticarete atıldı. Daha önce ticaret yapardı. Boşandıktan sonra hazineden borç alıyor. Ticaret yapıyor ama yaptığı alışverişte zarar ediyor. Hz. Ömer’den zarar ettiğini ve parayı almamasını talep ediyor. Hz. Ömer de ‘şayet para benim olsa hibe ederdim ama bu Müslümanların malıdır ve kesinlikle ödemem gerekiyor. Git eski kocandan iste veya başka yerden bul’ diyor. Hatta Hind’in parasından Ebu Süfyan’ı mesul tutar. Çünkü beytülmaldir.” 

Balcı, ilahiyatçı Karaman’ın “Devletin verdiği faiz değil, hibedir” sözlerini ise şöyle değerlendirdi:

“Hayrettin Hoca’nın şartlara göre konuştuğunu düşünüyorum. İktidara yakın durarak onları incitmemek için bir anlamda durum ve şartlara göre yorum yapıyor. Yıllarca İslam hukuku adı altında bu konuları ele almış birisinin bu meseleleri bilmemesi mümkün değil. Hoca yorumlarıyla iktidarı küstürmemeye çalışıyor denilebilir.”

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *