Sabah yazarından asgari ücret yorumu: 4 bin liradan az olmayacak

Sabah yazarından asgari ücret yorumu: 4 bin liradan az olmayacak

Sabah Gazetesi yazarı Okan Müderrisoğlu’ndan da asgari ücret rakamına ilişkin yeni bir iddia geldi. Asgari ücretin 4 bin liranın altında kalmayacağını belirten Müderrisoğlu, TİSK temsilcisi hakkında Türk-İş’in değerlendirmesini şaşırtıcı bulduğunu da vurguladı.

Müderrisoğlu, bu yıl toplantılarda yapılan görüşmelere ilişkin özel hususların, yanlış algıya sebebiyet verecek şekilde dışarıya taştığını belirterek, görüşmelerde hangi verilerin kullanıldığı ve işin nereye vardığının ise bilinmediğini ifade etti. Müderrisoğlu, Türkiye İşveren Sendikaları (TİSK) adına katılan, aynı zamanda Koç Holding İnsan Kaynakları ve Endüstri İlişkileri Başkanı da olan Burak Akkol hakkında, Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş)’in değerlendirmesinin şaşırtıcı ama pozitif olduğuna dikkat çekti.

Müderrisoğlu, yazısının son satırında ise, yeni asgari ücretin 4 bin liranın altında kalmayacağını kaydetti.

Müderrisoğlu şunları yazdı:

Bu yıl “Asgari Ücreti” belirleme çalışmaları, geleneksel doğasından farklı seyretti. Çok sayıda kişi ve kuruluş erken yorumlar yaptı, değişik seviyede beklentiler oluşturdu. Hatta Çalışma Bakanlığı, Türk-İş ve TİSK arasında kalması gereken kimi özel hususlar da genellikle yanlış algıya sebebiyet verecek şekilde dışarıya taştı. Oysa “Hükümet-İşçi-İşveren” arasındaki ücret pazarlığının belirli bir noktaya kadar getirilmesi ve sistemin yapısı gereği Cumhurbaşkanı’nın son sözü söylemesi teamüldendir.
Adı üstünde, “asgari ücret.” Yani “asgari geçim ücreti” değil. Peki ya ne? Asla, altına inilemeyecek ücret tabanı. Nitekim… Asgari ücretle çalışanlar, asgari ücrete yakın ücret alanlar, işçilik maliyetini gözeten işverenler ve çok sayıda hesap ve işleminde asgari ücreti baz alan kamu idaresi, bu kritik eşiği hem insani hem iktisadi yönleriyle derinden yaşıyor.
Günümüzün enflasyonist ortamında asgari ücretin ulaşacağı düzey haliyle dar ve sabit gelirlilerdeki refah kaybının telafisi açısından hayati önemde. Tabii bir o kadar da işverenlerin rekabetçi üretim düzeyinin sürdürülebilir kılınması ve istihdamın korunması da gerekiyor.
Üç tur görüşmeye sahne olan asgari ücretin nihai halini alması, 13 Aralık pazartesi gününe endekslendi. Taraflar, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan‘a çıkacaklar. Müzakerelerde ulaşılan aşamayı, karşılıklı olarak tezlerini anlatacak ve rakamsal tekliflerinin gerekçelerini sunacaklar.
“İyi de… Bugüne kadar asgari ücret görüşmelerinde neler yaşandı? Hangi veriler kullanıldı ve iş nereye vardı?”
Burada, kitabın ortasında ilk hususu paylaşalım. Zira pek bilinmiyor. Üzerinde öylesine baskı kuruldu ve haksızlık yapıldı ki TÜİK, ister istemez geri planda ve teknik sınırlarda kalmayı tercih etti. Buna karşın, asgari ücreti tespit edecek komisyona gönderilen hesaplamada, en az 3.500 TL alt sınırından başlanmasına ilişkin formül dikkati çekiyor.
Unutmadan…
TİSK için “3.100 TL önerdi”, Türk-İş, “3.900 TL dedi” iddiaları doğru değil.
İşin doğrusu, ortaya atılan rakamların dayanağı bambaşka. Mesela bir 3.190 TL var ve o, Türk-İş’in ölçtüğü açlık sınırı. Veya 3.900 TL var, o da yine Türk-İş’in yaşam maliyeti göstergesi.
Şu kadarını söyleyeyim…
TİSK bünyesinde, “3.250 TL yeter” , “3.500 TL’yi geçmeyin” diyenler, Boğaz’daki restoranda, bir masanın hesabı kadar tutarı işçisinden esirgemeye meyilli patronlar yok mu? Elbette var. Ancak, TİSK adına masaya oturan Burak Akkol‘un tutumu hakkında, Türk-İş’in değerlendirmesi -şaşırtıcı ama gerçek- pozitif.
Özetle bu şartlar altında…
Yazımın girişindeki eleştirimin bir bölümünü üstlenerek, asgari ücretin 4 bin liranın altında kalmayacağını, kalmaması gerektiğini bir kenara not edelim.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *