Putperestliğin olduğu yerde, İslami dâvetin en öncelikli konusu bu mesele olmalıdır

Putperestliğin olduğu yerde, İslami dâvetin en öncelikli konusu bu mesele olmalıdır

Günümüz resmi ve sivil (!) din öğretimi ise, bütün bir toplum alenen bir ölmüşe tapınmaya teşvik ve tazyik edilirken, Allah’ın Kitabı’nın diğer farzlarını bile değil, ilmihal kitaplarının müstehap ve mekruh baplarını gündemleştirerek toplum gündemini manipüle etmekte, putperestliği teşhir ve telin etmemekle, onun açık işbirliğini üstlenmiş olmaktadırlar.

Şükrü Hüseyinoğlu

“Musa, (puta tapmaya başlamaları sebebiyle) kızgın ve üzüntülü olarak kavmine dönünce: ‘Benden sonra ne kötü bir duruma düşmüşsünüz. Rabbinizin azabının çabuk gelmesini mi istediniz?’ dedi ve levhaları yere bıraktı. Kardeşinin başından tutarak onu kendine çekti. Kardeşi, Musa’ya dedi ki: ‘Ey kardeşim, kavmimiz beni etkisiz bıraktılar. Nerde ise beni öldüreceklerdi. Bana düşmanları sevindirecek şekilde davranma, beni bu zalim toplum ile bir sayma.” (A’raf, 7/150)

Rabbimiz, Musa (a.s.)’ın mücadele örnekliğinden bir kesit olarak, o Tur’da iken, Samiri’nin halkı saptrırıp putperestliğe yönlendirmesi karşısında gösterdiği net ve keskin tavrı bize emsal olarak bildirmektedir.

Bir yerde putperestlik söz konusu ise, dâvetin en öncelikli konusu bu olmalıdır. Putperestliğin söz konusu olduğu, Allah’tan başka kişi, varlık veya mercilerin rab ve ilah edinildiği, Allah’tan başka huzurunda kıyama durulup bağlılık seremonileriyle takdis edilen merciler edinildiği durumda,

Bu asli sapmayı, apaçık şirki görmezden gelerek, namazın şartlarından, abdestin müstehaplarından, ağaç dikmenin faziletlerinden vs bahsetmenin, din anlatmak değil, asli meseleyi perdeleyecek şekilde Allah’ın dinini ketmetmek demek olduğunu öğretmektedir Kur’an bize.

Rabbimizin tüm Nebileri (a.s.) gibi, Rasulullah (a.s.) da sîretiyle, kıyâmete kadar bize örnek teşkil edecek dâvet süreciyle bu gerçeği bize müşahhas olarak talim etmişlerdir.

Ayette görüldüğü üzere Musa (a.s.), putperestlik sapmasına tanık olunca, Rabbimizden aldığı levhaları bile yere bırakarak onlardaki emirlerden önce, öncelikle putperestliğe müdahalede bulunmuştur.

Günümüz resmi ve sivil (!) din öğretimi ise, bütün bir toplum alenen bir ölmüşe tapınmaya teşvik ve tazyik edilirken, Allah’ın Kitabı’nın diğer farzlarını bile değil, ilmihal kitaplarının müstehap ve mekruh baplarını gündemleştirerek toplum gündemini manipüle etmekte, putperestliği teşhir ve telin etmemekle, onun açık işbirliğini üstlenmiş olmaktadırlar.

(İslam ve Hayat)

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *