Kafkasya’daki İran-İsrail gerilimi

Kafkasya’daki İran-İsrail gerilimi

İki komşu ülke, Azerbaycan ve İran arasında İsrail ile ilgili yaşanan anlaşmazlık, bölgede adeta bir güç gösterisi başlattı.

Londra – Tahran / Şarku’l Avsat

İran’ın son dönemde Azerbaycan sınırındaki askeri varlığını güçlendirdiği görüldü. Bu durum, tıpkı Rusya ve Türkiye’nin güçlü çıkarlarının kesiştiği gibi, Batı ülkelerine petrol ve doğal gaz taşıyan boru hatlarının kesiştiği bu bölgede daha geniş etkileri olabilecek daha ciddi bir çatışmaya dönüşebilir.

İki ülke arasındaki son gerginlikler, İran’ın Azerbaycan’ın İsrail ordusunun, ortak sınırın yakınlarına konuşlanmasına izin verdiğini iddia etmesiyle başladı. Ardından İran, 1 Ekim’de ortak sınırın yakınlarında askeri tatbikatlar gerçekleştirdi ve bu tatbikatların nedeni olarak ‘İsrail’in buradaki askeri varlığına’ işaret etti. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, İsrail güçlerine ev sahipliği yaptığını yalanlarken müttefiki Türkiye ile askeri tatbikatlar yaparak İran’a karşılık verdi.

Bloomberg Haber Ajansı tarafından yayınlanan Golnar Motevalli ve Zulfugar Agayev imzalı analiz haberde yazarlar, İsrail’in nükleer programına yönelik düzenlenen gizli saldırıların arkasında olduğundan şüphelenen Tahran’ın endişelenmesine genel olarak Bakü’nün İsrail ile özellikle askeri sanayi ticaretiyle ilgili yakınlaşmasının neden olduğuna işaret ettiler.

İran ve Azerbaycan, Şii çoğunluklu Müslüman ülkeler olmalarının yanı sıra güçlü etnik, dilsel ve tarihi bağlara sahip olsalar da geçtiğimiz yıl Azerbaycan ile komşu Ermenistan arasında Dağlık Karabağ bölgesi nedeniyle yaşanan savaştan bu yana iki ülke arasında bir takım gerginlikler yaşanıyor.

Bu savaşla, Azerbaycan, Ermenistan’ın 1990’lardan bu yana kontrol ettiği İran sınırının 130 kilometresi (81 mil) boyunca uzanan bölgeleri yeniden ele geçirdi. Ayrıca, Karadeniz ve Rusya’ya giden önemli bir ticaret yolu olan İran’ı Azerbaycan üzerinden Ermenistan’a bağlayan ana karayolunun bir kısmını da geri aldı. Azerbaycan’ın bu karayolunu kullanarak Ermenistan’a mal taşıyan İran’a ait tırlara yüksek vergiler uygulaması ise Tahran’ı kızdırdı. Bu uygulama, İran ve Ermenistan arasındaki ticareti adeta felç etti ve İran’ın daha uzak pazarlara erişimini baltaladı.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev, İran’ı Dağlık Karabağ’daki Ermenilere yapılan tedariklerin durdurulması taleplerini görmezden gelmekle suçladı. İran ve Ermenistan şuan bölge içi ticaret yollarını Azerbaycan dışına taşıyacak alternatif bir rota üzerinde istişarelerde bulunuyorlar.

Bloomberg’deki analiz haberde, İran ve Azerbaycan arasındaki olası bir çatışmanın, bölgedeki enerji projelerini tehlikeye atabileceğine işaret edildi. Örneğin British Petroleum (BP) ve ortakları, Hazar Denizi’ndeki petrol üretimini Türkiye’nin Akdeniz kıyısında Toros Ceyhan Limanı’na bağlayan bin 768 kilometrelik bir boru hattı da dahil olmak üzere, 1994’ten bu yana Azerbaycan’da enerji ve ulaşım geliştirme projelerine 70 milyar dolardan fazla yatırım yaptılar. Aynı zamanda Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye üzerinden Avrupa’ya doğalgaz taşıyan 3 bin 500 kilometrelik boru hattının döşenmesine yardım ettiler. Ayrıca Azerbaycan, 31 Aralık’ta ABD’nin desteklediği Güney Gaz Koridoru üzerinden Yunanistan ve İtalya’nın da aralarında bulunduğu Avrupa Birliği (AB) ülkelerine doğalgaz ihraç etmeye başladı.

Analizin yazarları, gerginliğin bir çatışmaya dönüşme olasılığı konusunda, esasen İran’ın Azerbaycan-İsrail ilişkilerine dair endişelerinin yeni olmadığını, fakat her iki tarafın gerçekleştirdiği askeri tatbikatların, alışılmadık düzeylerde yüksek tansiyonlu bir güç göstergesi olduğuna işaret ettiler. İran’ın dini lideri Ali Hamaney, 3 Ekim’de yaptığı bir konuşmada, İran’a komşu ülkeleri, yabancı ordulara yataklık etmemeleri konusunda uyardı. Hamaney, Azerbaycan’ın adını açıkça anmasa da, yaptığı açıklamayı resmi Twitter hesabından Azerice olarak da yayınladı.

İran’daki Azeri nüfusu, meseleleri daha da karmaşık hale getiriyor. İran’ın 85 milyonluk nüfusunun yaklaşık üçte birini Azeriler oluşturuyor. Birçoğunun Azerbaycan ile yakın bağları var. Bu nedenle İranlı yetkililer, tansiyonun daha da yükselmesi durumunda herhangi bir ayrılıkçı kargaşayı körüklemekten kaçınacaklardır. Olası bir çatışma, Haziran ayında Azerbaycan ile bir saldırı durumunda ‘gerekli yardımı’ sağlama sözü veren ve Azerbaycan ile ortak bir savunma anlaşması imzalayan Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) üyesi Türkiye’nin müdahalesini gerektirecek.

Türkiye her zaman Azerbaycan’ın başlıca askeri destekçisi olmuş, Ermenistan’la arasındaki savaşta Azerbaycan’a silah ve danışmanlarıyla açıkça destek vermiştir. Şimdi, Rusya ile birlikte Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki ateşkesi izlemek için askeri güçlerini bölgeye konuşlandırıyor. Rusya’nın Ermenistan’da bir askeri üssü bulunuyor. Aynı zamanda Ermenistan ve Rusya arasında bir savunma anlaşması var. Moskova’nın Bakü ile ilişkileri savaştan sonra ateşkes anlaşmasındaki anlaşmazlıklar nedeniyle gerildi.

İran, Azerbaycan-İsrail ilişkilerini ulusal güvenliği için bir tehdit olarak görüyor. Yıllardır İsrail’in, gözetleme uçağı gibi ekipmanlar aracılığıyla İran’da casusluk yapmak için bu ilişkileri kullandığından şüpheleniliyor. Azerbaycan Devlet Sınır Hizmeti, gelişmiş İsrail istihbarat teçhizatının ve insansız hava araçlarının (İHA) başlıca alıcısı olarak biliniyor.

İran, İsrail’i geçtiğimiz yıl İran’ın nükleer programının tepe ismi de dahil olmak üzere beş bilim insanının öldürülmesinin yanı sıra nükleer tesislerini hedef alan birçok saldırının arkasında olmakla suçluyor.

Azerbaycan, İsrail için aynı zamanda önemli bir petrol tedarikçisi ve İsrail petrol karşılığında Azerbaycan’ın Ermenistan ile savaşını kazanmasında büyük önem taşıyan yüksek teknolojili İHA’ları ve diğer silahları Bakü’ye satıyor. Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü’ne (SIPRI) göre İsrail, Rusya’dan sonra 2011-2020 yılları arasında Azerbaycan’a silah satan en büyük ikinci silah tedarikçisi oldu.

SIPRI’ye göre ayrıca İsrail’in 2016-2020 yılları arasında Azerbaycan’a yaptığı silah ihracatı, toplam silah ihracatının yüzde 17’sini oluşturdu. Bloomberg, Azerbaycan’ın birçok kez İsrailli liderleri ağırlamasına rağmen, İran’ın itirazları nedeniyle hiçbir Azeri lider İsrail’e resmi bir ziyarette bulunmadığına işaret etti. Bu nedenle iki ülke arasındaki ilişkiler, çoğunluğu Müslüman olan Azerbaycan için hassas bir konu olmaya devam ediyor.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *