Uygurlardan İngiltere’de, ABD’de, Türkiye’de ve İsviçre’de protesto

Uygurlardan İngiltere’de, ABD’de, Türkiye’de ve İsviçre’de protesto

Uygur Müslümanlarını baskı altında tutmaya devam eden Çin Halk Cumhuriyeti, kuruluşunun 72. yılında ABD’de, İngiltere’de, Türkiye’de ve İsviçre’de protesto edildi.

İngiltere’de protesto

İngiltere’de Uygurlar, Hong Konglular ve Tibetliler, Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 72’nci yıl dönümünde, azınlıklara yönelik politikaları nedeniyle Çin’i protesto etti.

İngiltere’de Uygur Türkleri, Hong Konglular ve Tibetliler, Çin Halk Cumhuriyeti‘nin kuruluşunun 72’nci yıl dönümünde, azınlıklara yönelik politikaları nedeniyle Çin’i protesto etti.

Başkent Londra‘daki Piccadilly Circus meydanında toplanan farklı gruplardan protestocular, ellerinde “Özgür Tibet”, “Özgür Hong Kong”, “Özgür Doğu Türkistan” yazılı pankartlar taşıyarak, Çin Komünist Partisi’ni protesto etti ve “Çin yalan söylüyor, insanlar ölüyor” sloganları attı.

Çin’in azınlıklara baskı ve zulüm uyguladığını savunan göstericiler, İngiltere başta olmak üzere diğer ülkelere Çin’e yaptırım uygulaması çağrısında bulundu.

Gösteride Çin karşıtları adına konuşan Sam, insan hakları savunucuları, avukatlar ve aktivistlerin Çin Komünist Partisi’nin hedefinde olduğunu belirterek, 72 yıl önce kurulan Çin’de insanların zorla kaybedildiğini, zulme uğradığını ve hapse atıldığını söyledi.

Çin’in dünyanın en acımasız ve baskıcı rejimlerinden biri olduğunu savunan Sam, “Çin Komünist Partisi 72 yıl boyunca Stalin ve Hitler gibi birçok diktatörden daha fazla insan öldürdü.” ifadesini kullandı.

Göstericiler, elçilik önünde Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in posterlerini yaktı

Protestoya katılan küresel eşitlikçi siyasi hareket Atlas Movement’ın eş kurucusu Colombe Cahen da Çin rejiminin baskı altında yaşayan demokrasi ve özgürlük beklentisi içindeki Tibet, Hong Kong ve Doğu Türkistan halklarıyla dayanışma çağrısında bulundu.

Cahen, “Çin’le ticareti durdurmalıyız. 1 milyon Uygur Türkü toplama kamplarındayken Çin Komünist Partisi ile bu şekilde ilişki kurmaya nasıl devam edebiliriz?” ifadesini kullandı.

Göstericiler, Piccadilly Circus meydanındaki konuşmaların ardından Çin’in Londra Büyükelçiliğine doğru yürüyüşe geçti.

Elçilik binası önünde bir araya gelen protestocular, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in posterlerini yaktı ve Çin aleyhine sloganlar attı.

ABD’de protesto

ABD’nin başkenti Washington’da gösteri düzenleyen Uygur Türkleri, Çin Ulusal Günü’nde Pekin yönetiminin politikalarını protesto etti.

Lincoln Anıtı önünde toplanan çok sayıda Uygur Türkü, taşıdıkları pankartlarla Çin’in uygulamalarına karşı tepkilerini dile getirdi.

Mavi şemsiyeler taşıyan Uygur Türkleri, “Soykırıma hayır”, “Şimdi adalet” ve “Uygurların sesini duyun” şeklinde sloganlar atarak hem ABD yönetimi hem de uluslararası kamuoyuna Çin’e karşı seslerini yükseltme çağrısı yaptı.

Gösteriye katılan ABD Kongre Üyesi Vicky Hartzler, Amerikan şirketlerinin tedarik zinciri ağından Uygur bölgesini çıkarması gerektiğini belirtti.

Bir diğer vekil Tom Suozzi de tüm gücüyle Uygur Türklerini desteklediğini vurguladı.

ABD Uluslararası Dini Özgürlükler Komisyonu Üyesi Nury Turkel, “Çin’in soykırım uygulamalarına tüm uluslararası toplumun karşı durması gerektiğini” ifade etti.

Uygur Türkü aktivist Rabia Kadir ise ABD yönetimi ve Kongresine seslenerek Uygur Türklerine destek olmaları çağrısında bulundu.

Türkiye’de protesto

Türkiye’de yaşayan Uygurlar, Çin’in 72’nci kuruluş yıldönümünde Pekin’in Doğu Türkistan politikasını protesto etti. Uluslararası Doğu Türkistan STK’lar Birliği’nin çağrısıyla Çin’in İstanbul Başkonsolosluğu yakınında toplanan yaklaşık 500 protestocu, ellerinde Doğu Türkistan bayraklarıyla Çin aleyhine sloganlar attı.

Voa News’un aktardığına göre, Uluslararası Doğu Türkistan STK’lar Birliği Başkanı Hidayet Oğuzhan, gösteri sırasında yaptığı konuşmada, “Hakimiyet kurduğu topraklar üzerinde yaşayan yüz milyonlarca insanı katlederek soykırımcı temeller üzerine inşa edilen Çin; işgal ettiği Doğu Türkistan, Tibet ve İç Moğolistan bölgelerini kuruluşundan bu yana asimilasyon ve soykırım politikalarına maruz bırakmaktadır. Bu sebeple bugünkü̈ kuruluş̧ yıl dönümü̈, 72 yıldır zulüm politikalarına uğrayan halklar için karanlık bir dönemin başlangıç yıldönümüdür” dedi.

Uygur halkının özgürlüğü ve bağımsızlığı için her türlü meşru yola başvurarak mücadele edeceklerini belirten Oğuzhan, “Doğu Türkistan halkı adına adaleti ve insan haklarını savunan tüm dünyaya sesleniyoruz. Tüm İslam alemi ve Türk dünyasının Doğu Türkistan halkının yanında durmasını bekliyoruz. Tüm tarafları, ‘terörizm ve dini aşırılık’ bahaneleriyle ırkçı tutumunu devam ettiren, insan hakları ve inanç̧ özgürlüklerini ayaklar altına alan Çin’i bu uygulamalardan vazgeçirmek için harekete geçmeye çağırıyoruz” diye konuştu.

Türkiye’ye 2014 yılında dört çocuğuyla birlikte geldiğini kaydeden İlminur Han, geldiği günden bu yana Çin’de geride bıraktığı ailesinden haber alamadığını ifade etti. Han, “72 senedir bu zulüm bitmedi, devam ediyor ve gittikçe ağırlaşıyor. 2014 yılından beri ailemle iletişimim kesildi. Çin’de yaşanan zulme karşı ses çıkarmak için buraya her sene bu zamanlarda geliyoruz. Biz insanız. İnsan hakları savunucuları bizlere sahip çıkması gerekiyor. Türkiye ile biz kardeşiz. Türkiye bizim din kardeşimiz. O yüzden bizlere sahip çıkmasını istiyoruz” dedi.

Üniversite öğrencisi Malike Makhmut da dayısı ve iki teyzesinin 3 yıldır Çin’de kampta tutulduğunu anlattı. Makhmut, “Hiçbir mahkeme kararı olmadan 3 senedir toplama kampında tutuklular. Hala yargılama ya da soruşturma yok. Çin hükümeti, ‘onlara kamplarda meslek öğretiyoruz, Çince öğretiyoruz, Çin yasasını öğretiyoruz’ diyor. Benim dayım 23 sene Çin Komünist Partisi üyesi olarak çalışan bir gazetecidir. İki teyzem ekonomik durumu iyi olan iş kadınlarıdır. Onlar da üç senedir kampta. Şu an öldüler mi, hayattalar mı bilmiyoruz. Çok zor bir durumdayız. Akrabalarımın akıbetlerini öğrenmek için Çin konsolosluğuna kaç defa geldim ve dilekçe verdim ama dilekçemi kabul etmiyorlar” şeklinde konuştu.

Dünya tarihinde sonsuza kadar devam eden büyük güç işgali olmadığını ifade eden Muhammet Ali, “Bir gün bu işgalin de sona ereceğine inanıyoruz. O zamana kadar mücadeleye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

İsviçre’de protesto

İsveç’in başkenti Stockholm’de, Çin’in Uygur Türklerine yönelik politikalarına karşı protesto gösterisi düzenlendi.

Çin’in Stockholm Büyükelçiliği önünde toplanan çok sayıda Uygur Türkü, “Soykırım durdurulsun” ve “Toplama kampları kapatılsın” şeklinde sloganlar attı.

İsveç Uygur Maarif Derneği Ekonomi Başkanı Adem Galip, yaptığı açıklamada, 1 Ekim’de Çin Ulusal Günü’nün 72’nci yıl dönümü olması nedeniyle Çin’i Uygur Türkeri’ne yönelik baskı ve soykırım politikasını protesto ettiklerini söyledi.

Galip, “Çin’in baskı politikası 72 yıldır sürüyor, yaklaşık 13 milyon insanımız Çin tarafından esir kamplarında tutuluyor. Soydaşlarımızın derhal serbest bırakılmasını istiyoruz.” ifadelerini kullandı.

Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki tartışmalı kamplar

Çin’de son yıllardaki Uygur Türklerinin kimlik ve kültürlerine yönelik ihlaller, uluslararası kamuoyu tarafından eleştiriliyor.

Pekin’in “mesleki eğitim merkezleri” olarak adlandırdığı ancak uluslararası kamuoyunun “yeniden eğitim kampları” şeklinde tanımladığı yerlerde Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre en az 1 milyon kişinin tutulduğu tahmin ediliyor.

Pekin yönetimi, Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde kaç kamp bulunduğuna, buralarda kaç kişinin olduğuna ve ne kadarının sosyal hayata döndüğüne ilişkin bilgi vermiyor.

Çin’in, bölgede yaşayan Müslüman Uygurlara, Çince dil eğitimi ile mesleki ve kültürel kurslar verdiğini öne sürdüğü kampların durumu hakkında net verileri paylaşmaması, uluslararası kamuoyunda derin kaygılara yol açıyor.

BM İnsan Hakları Konseyine üye 22 ülke, Temmuz 2019’da, Çin’in, Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki Uygur Türkleri ve diğer azınlıklara yönelik muamelesini eleştiren ve kitlesel gözaltıların durdurulması çağrısında bulunan mektubu imzalamıştı.

BM ve diğer uluslararası örgütler, kampların incelemeye açılması çağrılarını yinelerken, Çin şimdiye kadar kendi belirlediği birkaç kampın az sayıda yabancı diplomat ve gezeteci tarafından kısmen görülmesine izin verdi. Çin makamları, BM yetkililerinin doğrudan bilgi almak amacıyla bölgede serbestçe inceleme yapma taleplerini ise geri çevirdi.

BM: Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ne hiçbir şekilde erişim iznimiz yok

BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Sözcüsü Rupert Colville, Çin’de son yıllarda Uygur Türklerinin kimlik ve kültürlerine yönelik ihlallerin gündeme geldiği Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ne hiçbir şekilde erişim izinlerinin olmadığını bildirdi.

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (OHCHR) Sözcüsü Rupert Colville, BM Cenevre Ofisi’nde düzenlenen basın toplantısında, AA muhabirinin, “BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet, yıllardır Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ne ‘anlamlı erişim’ çağrısı yapıyor. Bu konuda Çin ile müzakerelerdeki son durum nedir?” şeklindeki sorusuna, “Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ne ‘anlamlı’ veya ‘başka türlü’ bir erişim iznimiz yok.” karşılığını verdi.

Takip ettikleri tek konunun erişim izni olmadığını belirten Colville, bölgedeki ciddi insan hakları ihlalleri iddialarına ilişkin mevcut bilgiler ışığında hazırlanan bir değerlendirmenin bitmek üzere olduğu bilgisini paylaştı.

Colville, BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Ofisi’nin hazırladığı değerlendirmenin yakın bir gelecekte kamuoyuyla paylaşılacağını kaydetti.

Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ne erişim için göreve başladığı 2018 yılından bu yana Çin’e çağrılarda bulunan Bachelet, 13 Eylül’de BM İnsan Hakları Konseyi’nde yaptığı açıklamada, bu konuda ilerleme sağlanamadığı için üzgün olduğunu vurgulamıştı.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *