Türkiye’nin Kapalı Maraş hamlesine Avrupa Birliği temsilcisinin ‘provokasyon’ sözleri ile karşılık vermesi üzerine Türk Dışişleri Bakanlığı bir açıklama ile Avrupa Birliğini kınadı ve Avrupa Birliği’ni Kıbrıs’taki gerçekleri görmeye davet etti.
Erdoğan’ın Kıbrıs ziyareti
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kıbrıs Barış Harekatı’nın 47. yıl dönümü dolayısıyla Lefkoşa Dr. Fazıl Küçük Bulvarında düzenlenen “20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı” törenine katıldı. Burada yaptığı konuşmada Erdoğan, “Maraş’ta herkesin yararına olacak yeni bir dönem başlayacak.” dedi.
Rum tarafının tüm karşı propagandasına rağmen Cumhurbaşkanı Tatar ve KKTC Hükümeti’ni Maraş konusunda ortaya koydukları azimli duruş için tebrik eden Erdoğan, “Cumhurbaşkanı Sayın Tatar’ın az önce bizlerle paylaştığı kararla Maraş’ta hayat yeniden başlayacaktır. Mülkiyet haklarına riayet edilerek yürütülen bu çalışmalar ışığında artık Maraş’ta herkesin yararına olacak yeni bir dönemin kapıları açılacaktır. Açılımın öncelikle Kapalı Maraş’ın yüzde 3 buçuğuna tekabül eden pilot bölgede başlayacak olması Kıbrıs Türk makamlarının bu konuya ne kadar hassas yaklaştığını ortaya koyuyor.” dedi.
Yıllardır atıl durumda kalan bu bölgenin çözümsüzlüğün değil, Kıbrıs Adası’nın huzurlu ve müreffeh geleceğinin sembolü olacağını dile getiren Erdoğan, “Atılan bu adımlarla Maraş’ta yeni mağduriyetler oluşturulmayacak, bilakis mevcut mağduriyetler giderilecektir. Bizim kimsenin toprağında, hakkında, mülkünde gözümüz yoktur. Kimse de bizim ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin hakkına el uzatamaz.” diye konuştu.
Avrupa Birliği’nden hemen tepki
Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Kıbrıs’ta Maraş’ın statüsünü değiştirmek tek taraflı kararların kabul edilemez olduğunu söyledi, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarına uyulması çağrısını yineledi.
Borrell şöyle devam etti: “AB, uluslararası hukuku ihlal eden tek taraflı eylemlerden ve adada gerilimi artırabilecek ayrıca Kıbrıs sorununun BM Güvenlik Konseyi kararları doğrultusunda kapsamlı bir şekilde çözülmesine ilişkin müzakerelere geri dönüşü tehlikeye atabilecek yeni provokasyonlardan kaçınma gereğinin altını bir kez daha çiziyor.
AB, misyonun devriye gezebilmesi ve yetkilendirdiği faaliyetlerini yerine getirebilmesi için UNFICYP’nin Maraş bölgesinde uygulanan hareket özgürlüğü üzerindeki kısıtlamalara derhal son verilmesi çağrısında bulunuyor.
AB, Kıbrıs sorununun, ilgili BMGK Kararları uyarınca ve AB’nin üzerine kurulduğu ilkeler doğrultusunda, siyasi eşitliğe sahip iki bölgeli, iki toplumlu bir federasyon temelinde kapsamlı bir şekilde çözülmesine olan bağlılığını sürdürmektedir.”
Türkiye’den Avrupa’ya yanıt
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç, Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi ve AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Josep Borrell’in, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın KKTC ziyareti ardından yaptığı açıklamayla ilgili, “Açıklama, AB’nin Kıbrıs konusunda gerçeklerden ne kadar kopuk olduğunun yeni bir kanıtıdır.” değerlendirmesinde bulundu.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkan Yardımcısı ve Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell‘in, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ni (GKRY) destekleyen yanlı bir değerlendirmede bulunduğu belirtildi.
Borrell’in Kapalı Maraş’a ilişkin değerlendirmesinin AB’nin Kıbrıs konusunda tarafsız olmak istemediğini bir kez daha gözler önüne serdiği ifade edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
“Kapalı Maraş, KKTC toprağıdır ve her devlet gibi devletimizin de kendi toprakları üzerinde mutlak egemenliği vardır. Sayın Cumhurbaşkanımız ve hükümetimiz tarafından Kapalı Maraş’a ilişkin alınan ve Sayın Cumhurbaşkanımızca Kıbrıs Türk halkı için çok önemli bu günde açıklanan kararın bu çerçevede değerlendirilmesi gerekmektedir. Kapalı Maraş’ın, bu aşamada, bir kısmının askeri bölge statüsünün kaldırılmasına yönelik kararımız gibi gelecekteki kararlarımız da hiç şüphesiz, mülkiyet hakkına mutlak saygı gözetilerek alınacaktır. ”
‘AB yetkililerinin beyanatlarının hiçbir ahlaki hükmü kalmadı’
GKRY’ye koşulsuz desteğini sürdüren AB yetkililerinin beyanatlarının hiçbir ahlaki hükmünün kalmadığının altı çizilen açıklamada, Borrell’in, Kıbrıs Türk halkının iradesi hilafına, halihazırda geçmişin kalıntısı haline dönüşen BM Güvenlik Konseyi kararlarına atıf yapmasının beyhude olduğuna değinildi.
Kıbrıs Türk halkının Kıbrıs konusunun çözüm modeline ilişkin kararını verdiği kaydedilen açıklamada, bu kararın, KKTC’nin egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsüne saygı duyulmasına dayandığı, AB’nin ise er ya da geç bu gerçeği idrak edeceği vurgulandı.
Açıklamada, “Kıbrıs Türk halkının varlığını dahi görmezden gelen AB’nin tehditkar açıklamalarına karşın, Anavatan Türkiye ile birlikte meşru hak ve çıkarlarımızı koruma kararlılığında olduğumuzu bu anlamlı günde bir kez daha vurgularız.” ifadeleri kullanıldı.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *