Bir Müslümanın gözaltında hayatını kaybetmesi ile halk sokaklara indi

Bir Müslümanın gözaltında hayatını kaybetmesi ile halk sokaklara indi

Hindistan’da yerel basında yer alan haberlere göre, Batı Bengal eyaletinde bir Müslümanın gözaltında hayatını kaybetmesine öfkelenen halk sokaklara indi.

Ülke basınında çıkan haberde, Batı Bengal’in Assansol bölgesinde 21 yaşındaki Arnaan Han isimli bir Müslümanın hırsızlık şüphesiyle dün polis tarafından gözaltına alınmasından bir gün sonra yaşamını yitirdiği belirtildi.

Han’ın akıbetini öğrenmek için polis karakoluna giden ailesine, Han’ın hasta olduğu gerekçesiyle hastaneye kaldırıldığı söylendi.

Sağlık yetkililerinin Han’ın hayatını kaybettiğini açıklaması üzerine öfkelenen bölge halkı, sokaklara döküldü.

Han’ın gözaltında tutulduğu Barakar Polis Karakolu önünde toplanan çok sayıda kişinin, karakola taş fırlattığı ve bina önündeki araçları ateşe verdiği kaydedildi.

Polisin de gruba biber gazıyla müdahale ettiği ifade edildi.

Emniyet yetkilileri, olayla ilgili 2 polis memurunun açığa alındığı bilgisini paylaştı.

Büyüyen psikolojik kriz

Güney Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi’nde (GASAM) uzmanı Dr. Hayati Ünlü, yaklaşık bir yıl önce AA için kaleme aldığı yazısında, Hint yönetimince Müslümanlara karşı uygulanan baskı yöntemi ve bunun olası sonuçları üzerinde durmuş ve şunları anlatmıştı:

Hindistan’daki Müslümanların uzun bir süredir travma halinde olduğu tespitini yapan sosyal bilimciler, bu kitlenin sosyo-duygusal bir patlama yaşayabileceğini her fırsatta dile getiriyor. Öyle ki Modi yönetimi gerek açıklamalarıyla gerekse de eylemleriyle, sosyal davranışta büyük önem arz eden toplumun duygularını altüst etmeyi başardı. 2014 öncesinde Müslümanların yönetimi ele geçirip Hinduları bu topraklardan atacaklarını sürekli dile getirerek Hinduların içindeki korkuyu harekete geçiren BJP, iktidarı ele geçirdikten sonra ise en önemli hedeflerinden biri olan devletin yeniden inşasını, Müslümanlara yönelik öfkeyi körükleyerek gerçekleştirmeye çalıştı. Müslümanlara her fırsatta hakaret etmeyi bir gelenek haline getiren BJP’li yöneticiler, özellikle 2019 sonrasında iyice radikalleşerek nefret ve linç kültürünü teşvik etmeye başladılar. Özellikle geride bırakılan Delhi eyalet seçimlerinde, BJP’li yönetici Anurag Thakur’un seçim mitinginde, Müslümanları kast ederek “hainlere vurun” sloganıyla Hindu kalabalıkları kışkırtması unutulmuyor. Başbakan Modi ise son Ram Tapınağı açılışında Ram’ın “sosyal uyumu” arzuladığını vurgulayarak homojen bir toplum inşa etmek istediklerini ima etti.

Hinduların içindeki korku ve öfkeyi harekete geçiren Modi yönetimi, Müslümanlar arasında ise korku ve kaygının artmasına yol açmış bulunuyor. Tamamen belirsizlik, bilinmezlik ve gelecek endişesiyle yaşayan Müslümanlar, her bir toplumsal olayın ardından kendilerine fatura çıkarılabileceğinden endişe duyuyor. Örneğin Kovid-19 sürecinde, “Korona cihadı” söylemiyle, virüs bulaşmış Müslümanların kasten taşıyıcılık yaptığını iddia etmiş olan Hindu milliyetçileri “İslami virüs” gibi kabul edilemeyecek terimleri kullanabildiler. Yine Ram Tapınağı inşası sonrasında, kendilerine artık her türlü şiddetin uygulanabileceğini düşünen Müslümanlar, Hindu milliyetçilerinin kendilerine uyguladığı sosyal Darwinci politikaların en üst seviyeye ulaştığını düşünüyorlar.

Büyük olanın küçük olanı yuttuğu bu oyunun son örneği ise geçtiğimiz hafta (10-12 Ağustos 2020) Bangaluru’da yaşandı. Hz. Peygamber’i (SAV) hedef alan bir sosyal medya paylaşımının ardından, Müslümanların verdiği haklı tepkiye Hindu milliyetçileri tarafından yoğun bir şiddetle cevap verildi. Olaylar sırasında 3 kişi hayatını kaybederken 50’den fazla kişi de yaralandı. Olayın sıcaklığı devam ederken, Hindu milliyetçisi sosyal medya hesaplarından, Müslümanların Kongre Partili ve Dalit, yani kast sisteminin en alt katmanından bir kişiye saldırdığı iddia edildi. Bu da Hindu milliyetçilerine karşı oluşan sosyal ittifakları dağıtma hamlesi olarak yorumlandı.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *