Meclis, araştırma komisyonu kurulmasına karar verdi

Meclis, araştırma komisyonu kurulmasına karar verdi

Denizlerdeki müsilaj sorununun nedenlerinin araştırılarak alınması gerek önlemlerin belirlenmesi için Meclis bir araştırma komisyonu kurulmasına karar verdi. Komisyon Ankara dışında da görev yapacak.

Başta Marmara Denizi olmak üzere denizlerdeki müsilaj (deniz salyası) sorununun nedenlerinin araştırılarak alınması gerek önlemlerin belirlenmesi için komisyon kurulmasına dair TBMM kararı Resmi Gazete’de yayımlandı.

Söz konusu karara göre, bu araştırmayı yapacak komisyonun 19 üyeden kurulması, komisyonun çalışma süresinin başkan, başkanvekili, sözcü ve katip seçimi tarihinden başlamak üzere 3 ay olması ve gerektiğinde Ankara dışında da çalışması kararlaştırıldı.

Uzaydan görünüyor

Türkiye’nin ilk uydu yer istasyonu İTÜ UHUZAM, Marmara Denizi’nde ortaya çıkan müsilajın dağılımını ve yoğun olduğu bölgeleri tespit etmek için çalışma başlattı. Bu kapsamda, Marmara Denizi’ndeki müsilaj dağılımı, Pleiades, Spot 5 ve Spot 6&7 uyduları aracılığıyla görüntülendi. Uzaydan alınan görüntü kayıtlarıyla Marmara Denizi’nde müsilajın alanları tespit edildi.

Mart ayından itibaren alınmaya başlanan uydu kayıtlarında, Marmara Denizi’nde müsilajın artış hızı da belirlendi. Müsilajın, Marmara Denizi’nin Kapıdağ Yarımadası’ndan İzmit Körfezi’ne kadar olan doğu bölümünde, 14 Mayıs’ta 25, 19 Mayıs’ta 58 , 24 Mayıs’ta 85 kilometrekarelik alana ulaştığı uydu görüntülerinden tespit edildi. Söz konusu alanda 10 günde 3 kattan daha fazla bir müsilaj artışı olduğu görüldü.

Yalova’da müsilaj temizlik çalışmaları sürüyor

Müsilaj çalışmasının dördüncü gününde, Taşköprü beldesi sahilinde geniş bir alanda etkili olan müsilajın yüzeyden toplanmasına yönelik çalışma yürütüldü.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığının “Marmara Denizi Koruma Eylem Planı” kapsamında Liman Başkanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı, Tarım ve Orman Müdürlüğü ile Taşköprü Belediyesi ekiplerince gemi, deniz süpürgeleri ve vidanjörlerle yüzeyden müsilaj toplandı.

Çalışmayı yerinde görmek için kente gelen Çevresel Etki Değerlendirmesi, İzin ve Denetim Genel Müdürü Mehrali Ecer, çalışmalarla ilgili Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Ümit Yılmaz’dan bilgi aldı. İncelemenin ardından gazetecilere açıklama yapan Yılmaz, Taşköprü’de Topçular Feribot İskelesi yanındaki koyda bugün de müsilaj çalışmalarının sürdüğünü söyledi.

4 günde toplam 412 metreküp müsilaj temizliği yaptıklarını aktaran Yılmaz, “Sadece bugün 254 metreküp müsilaj temizliği yaptık. Hem atık kabul gemisi hem deniz süpürgeleri hem de belediyelerimizin vidanjörleriyle müsilaj temizleme işlemimizi devam ettiriyoruz. Valimizin koordinesinde oluşturduğumuz koordinasyon merkezinde de görevli kurum ve kuruluşlarımızın desteğiyle anbean ilimizdeki müsilaj yoğunluğunu takip edip müdahalemizi ona göre yoğunlaştırıyoruz. Bugünden sonra merkezdeki balıkçı barınağında müsilaj dağılmazsa orada da çalışmalarımızı sürdüreceğiz.” diye konuştu.

Müsilaj ile ilgili denetim ekipleri oluşturulduğunu ve diğer illerden de destek alındığını aktaran Yılmaz, “Bu kapsamda da tersanelerden başlayarak ilimizdeki su kaynaklarının hepsini, atık su deşarjı yapan bütün noktalarında denetimlerimizi sürdürüyoruz. Şu ana kadar 10 denetim gerçekleştirdik. Hafta sonu dahil hem müsilaj temizliğimize hem de denetlemelerimize ara vermeden devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.

Akademisyenlerle müsilaj toplantısı sonuç bildirgesi

Müsilaj sorununun çözümü için Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında akademisyenlerle düzenlenen toplantı sona erdi. Toplantının sonuç bildirgesinde müsilaja karşı acil durum önerileri sıralandı.

Toplantıda, müsilaj sorunu ve çözümü üzerine uzman akademik heyet tarafından oluşturulan bilimsel değerlendirme raporu da Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sunuldu.

YÖK tarafından alanında uzman bilim insanlarının katılımıyla düzenlenen ve müsilaj sorununun çözümüne yönelik akademik çalışmaların değerlendirildiği toplantının sonuç bildirgesi de yayınlandı.

Bildirgeye göre;

“Denizler birçok canlı için mükemmel bir ekosistem olmasının yanında insanlık için en kaliteli gıda temin ambarları olarak bilinirler. Taşıdığı ekolojik ve ekonomik önem nedeni ile deniz kaynaklarının bilinçli kullanımı ve sürdürülebilirliğinin sağlanması büyük önem taşımaktadır.

İnsan kaynaklı tehditlerin yoğunluğu ve dağılımı şu anda insanlık tarihinde görülmemiş seviyelere ulaşmış durumdadır. Marmara Denizi’nde son yıllarda gerek insan kaynaklı gerek doğal birtakım baskılar mevcuttur.

Bu baskıları oluşturan nedenler:

– Artan sıcaklık
– Oksijen azalması
– Okyanus asitlenmesi
– Karasal girdiler (Atık su, besin elementi)
– Aşırı avlanma
– Kirlilik
– İstilacı türler
– Gemicilik faaliyetleri

Acil Durum Önerileri:

Marmara Denizi’nin tüm çevresinin belli bir plan dahilinde “koruma bölgesi” olarak ilan edilmelidir.

Balıkçılık sektörünün yaşadığı güçlükler ivedilikle takip edilmelidir.

Boğazda meydana gelebilecek kazalara karşı eylem planlarının oluşturulmalıdır. Gemilerin dümen kilitlenmesi, pervane kırılması gibi sorunlar uluslararası gemicilik ticaretini etkileyebilecektir.

Atık suların arıtıldıktan sonra denize geri verilmemesi ve sulamada kullanılması sağlanmalıdır.

Karasal kökenli girdiler, ileri biyolojik arıtımdan geçirildikten sonra derin deşarj yapılmalıdır.

Müsilajın zamansal ve mekansal dağılımı belirlenerek, Marmara kıyılarındaki hareketli platformlarla reaktif oksijen dozlamasının araştırılarak yapılması temin edilmelidir.

Mevcut arıtma tesislerinin ileri arıtım teknolojileri ile (membran, reaktif oksijen vb…) entegrasyonu sağlanmalıdır.

Konu ile ilgili bir İzleme Komitesi kurulmalıdır.

Eğitim ve araştırma önerileri

100/2000 YÖK Doktora Programlarında Denizcilik ve Su Çalışmaları alanlarının bursiyer sayıları arttırılmalıdır.

Bu alanlar, proje çağrılarında öncelikli kapsamına alınmalıdır.

Araştırmaların daha geniş olarak fonlanması temin edilmelidir.

Marmara Denizi’ne özel çalıştaylar düzenlenmeli, akademisyen ve öğrencilerin düzenli bir araya gelmesine imkan verilmelidir.

Araştırmalarda kullanılan gemilerin oldukça eski oluşu sebebiyle, Deniz Araştırmaları ile ilgili gemi ve alt yapıları desteklenmelidir.

Deniz Bilim yüksek lisans ve doktora eğitimi, farkındalık/topluma hizmet çalışmaları ve uluslarasılaşmayı da içeren bütünleşik bir Deniz Bilim Yükseköğretim Stratejisi ile Türkiye denizlerinin sağlıklı, dayanıklı ve mavi ekonomik kalkınmayı da destekleyici bir işlevi olması sağlanmalıdır.

Hem sağlıklı bir Marmara’ya ulaşmak için yeni nesil akademisyenleri yetiştirmek, hem de mavi ekonomiye geçişi desteklemek için gereken profesyonel insan ihtiyacı, yüksek lisans, doktora post-doktora eğitimini destekleyici politikaların geliştirilmesi, ulusal ve uluslararası değişim programlarının öğrenci ve akademisyenlikte desteklenmesi yoluyla karşılanmalıdır.

Diğer değerlendirmeler

Küresel ısınmanın önümüzdeki yıllarda daha fazla olacağı göz önüne alınarak model, tahminler ve senaryolara göre diğer bütün faaliyetler hakkında önlemler özel tedbirler alınmalıdır.

Denizlerimizin korunması konusunda okullarda farkındalık çalışmaları ve vatandaşı bilgilendirme çalışmalarını yapan üniversitelerimizin sayıları arttırılmalıdır.

Marmara’ya komşu belediyeler daha fazla sorumluluk üstlenmeli, özellikle arıtma ve atık konusunda yeni düzenlemeleri ve denetlemeleri devreye sokmalıdır.”

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *