‘Macron, başarısızlıklarını örtmek adına Müslümanları hedefe koyuyor!’

‘Macron, başarısızlıklarını örtmek adına Müslümanları hedefe koyuyor!’

Fransa’da Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un geçen hafta, hazırlık aşamasından bahsettiği ayrılıkçı fikirlerle mücadele yasa tasarısı ve özellikle İslam’ı, Müslümanları “ayrılıkçı” nitelemesiyle hedef alması eleştirilere neden oldu.

Adalet ve Hürriyet Komitesi Başkanı, insan hakları aktivisti Yasser Louati, Fransa İslam Konseyi (CFCM) Başkan Yardımcısı İbrahim Alçı ile Fransız İslamolog ve İlahiyatçı Shakeel Sıddık AA muhabirine yaptığı açıklamada, Fransa Cumhurbaşkanı’nın İslam ve Müslümanlara yönelik tutum ve söylemlerini değerlendirdi.

İnsan Hakları Aktivisti Louati, Macron’un kimlik sorunu üzerindeki konuşmasının tam bir hezimet ve başarısızlık olduğunu belirtti.

“Macron “ayrılıkçı fikirlerle mücadele” gibi bir konuyu, dış ve iç politika, salgınla mücadele ve ekonomideki başarısızlıkları örtmek adına ortaya attı.” diyen Louati, popülerliği düşen Macron’un seçimlere bir buçuk yıl kala suni bir gündem oluşturduğunu, kötü gidişat için Müslümanları günah keçisi olarak seçtiğini dile getirdi.

“Ayrılıkçı ifadesi, olmayan bir sorunun fitilini ateşledi”

Louati, “Fransa Cumhurbaşkanı, ayrılıkçı ifadesini kullanarak var olmayan bir sorunun fitilini ateşledi. Fransa’da hiçbir organizasyon, grup veya milletin ayrılıkçı bir talebi yok.” diye konuştu.

“Ayrılıkçı” ifadesinin Fransa’nın sömürgecilik döneminden kalma bir terim olduğunun altını çizen Yasser Louati, “Bu, entegrasyonu reddeden insanları müdahalemizle entegre edeceğiz demek. Macron, ülkede yaşayan tüm Arapları, Afrikalıları, Asyalıları hedefe koydu.” değerlendirmesinde bulundu.

Louati, Fransız seçkinlerinin Türklerin, Arapların, Afrikalıların topluma entegre olmasını, kendileriyle benzer haklara sahip olmasını, Fransız olmasını kabullenemediklerini belirterek, söylemin Fransa’da ırkçılık karşıtı gösterilerin yapılmasından sonra gündeme getirilmesinin ülkede varolan ırkçılığın üzerini örtme çabası olduğuna dikkati çekti.

Fransa’daki aşırı sağcıların yabancılara yönelik birçok suç işlediğini ve silahlandığını vurgulayan Louati, şunları kaydetti:

“Macron, bunlara değinmedi. Asıl tehlike olan aşırı sağcıları görmezden gelerek olmayan ama paranoyasını yaşadığı bir tehlike ortaya attı, Müslümanları hedefe koydu. Ve bu aşırı sağcılar için daha çok bilenme ve saldırma zemini oluşturacak.”

Macron İslami derneklere baskıyı artırma peşinde

Louati, kiliselerdeki taciz olaylarında kimsenin papazların suçunu Hristiyanlığa atmadığını, ya da İsrail’in Filistin’deki zulümlerini Museviliğin problemi olarak görmediğini hatırlattı.

Müslümanların, Fransa’da sadece eşit vatandaş gibi muamele görmek, polis şiddetinden ve ayrımcılığa maruz kalmadan yaşamak istediğinin altını çizen Louati, “Fakat, biz bunları talep ettiğimizde ayrılıkçılıkla itham ediliyoruz.” dedi.

Yasser Louati, “laik” olan Fransa devletinin Protestan ya da Katolik kurumlara müdahalede bulunmadığını, Yahudi federasyonlarının işlerine karışmadığına değinerek, “Macron, İslami dernekler kurumlar üzerindeki baskıyı artıracağız dedi. Bırakmıyor ki buradaki Müslümanlar kendi işlerini halledebilsin, kendilerini ifade etsin.” diye konuştu.

“Ülkedeki Müslüman toplumun, dini öğretecek alim, imamları kendi içerisinden yetiştirmesine gayret göstermek lazım. Dışarıdan gelen imamların çok donanımlı olsalar da karşılaştıkları en büyük problem Fransa’yı tanımamaları oluyor.” diyen Louati, Fransa devletinin Müslümanlara bazı organizasyon, federasyon ve kurumlar dikte etmeye çalıştığını, bunun kabul görmeyeceğini vurguladı.

“Macron’a ayrılıkçı kelimesinin olumlu olmadığını ilettik”

CFCM Başkan Yardımcısı Alçı da Fransa Cumhurbaşkanı, Başbakanı ile tüm din temsilcileriyle birlikte 30 Eylül akşamı görüştüklerini aktardı.

Alçı, “Macron’a ayrılıkçı kelimesinin olumlu olmadığını ilettik. ‘Bizim kardeşçe, birlikte çalışmamız gerekiyor. Zaten dinler ırkçılık ve terörün karşısında’ dedik.” ifadelerini kullandı.

Alçı, Fransa’daki Türk toplumunda genelde aşırıcılık gibi bir problemle karşılaşmadıklarını ifade etti.

Fransa yönetiminin, bir dönem ırkçı bir tutum içinde insanları gettolaştırdığını dile getiren Alçı, yönetimin bunu entegrasyon adına yaptığını vurguladı.

Alçı, imamların artık yurt dışından gelmemesi konusunda da kendilerinin hem Fransızca hem Türkçe bilen imamlar yetiştirme çalışmalarına gireceklerini söyledi.

“Macron, laiklikle ters düştü”

Ayrılıkçı fikirlerle mücadele tasarısının kendilerine 15 Ekim’de geleceğini ve bunu inceleyeceklerini kaydeden Alçı, bunu 4 haftalık süre içinde Fransa’daki Müslümanlar için en iyi hale getirmeye çalışacaklarını dile getirdi.

Alçı, Paris’in kendilerine söz konusu yasa tasarısında “din” konusunun olmayacağını belirttiğini hatırlatarak, “Macron, konuşmasında İslam’la ilgili yorumlar yaparak kendisiyle ve laiklikle ters düştü.” diye konuştu.

Terör saldırısı yapanları “Müslüman” değil “terörist” olarak nitelemek gerektiğine işaret eden Alçı, “Fransa yönetimi bizimle istişare ediyor, kanunları istedikleri gibi geçiremeyecekler, diktatörlükle meseleler çözülmez.“ ifadelerini kullandı.

Alçı, Fransa genelinde tüm Müslüman ve Türklerin dik durması gerektiğini ifade etti.

Fransa’daki Müslümanlar kendisi gibi düşünmediği için Macron’un hedefinde

Pakistan asıllı İslamolog ve İlahiyatçı Sıddık da Fransa’da sahada İslami çalışmalar yaptığını ve her yıl 800’den fazla öğrenciye ders verdiğini belirtti.

“Fransa’daki Müslümanlar bugün kendisi gibi düşünmediği için Macron’un hedefinde.” diyen Sıddık, Cumhurbaşkanı Macron’un başarısızlıklarını örtmek ekonomik sıkıntılar, ve salgın krizi nedeniyle sokaklara dökülen Fransızları oyalamak için suni gündem oluşturma çabasına girdiğini vurguladı.

Müslümanların İslam’ı tam olarak öğrenmeleri gerektiği yönündeki değerlendirmelerinin Macron’un konuşmasının tek pozitif tarafı olduğuna değinen Sıddık, Müslüman topluma ihtilaflı konuları gündem yapmak yerine İslam’daki aydınlatıcı ve bütünleştirici esaslara odaklanmaları tavsiyesinde bulundu.

Sıddık, her cümlesinde laiklikten dem vuran Fransa Cumhurbaşkanı’nın söylemleriyle çeliştiğine, laiklik çerçevesinin dışına çıktığına işaret ederek “Macron devletin belirlediği kurumlarca Fransa’daki Müslümanların dinlerini öğrenmesi gerektiğini söylüyor. Başta kendisi laikliğe ters düşüyor, demokrasiyi tehlikeye atıyor, diktatör gibi davranıyor.” değerlendirmesini yaptı.

“Cumhurbaşkanına yakışmayan söylem”

Sıddık, Macron’un bir ülkenin cumhurbaşkanına yakışmayacak bir söyleme giriştiğine, kendi vazifesini bırakarak sosyolog, ve din adamı rolüne büründüğüne dikkati çekti.

Macron’un CFCM bünyesinde din adamı ve imam yetiştireceğine yönelik konuşmalarına da değinen Sıddık, CFCM’e Fransa’daki Müslümanları temsil etme yetkisininin devlet eliyle dayatıldığı bu hususta Müslüman çoğunluğun fikrine başvurulmadığı eleştirisinde bulundu.

Macron’un İslam’ı aslından, bağlamından koparma, manipüle etme gayretinde olduğunu söyleyen Sıddık, “Fransa’daki hiçbir uzman, entelektüel ve akademisyen buna taraftar değil. Çünkü herkes böylesi adımların asıl kötü sonuçlar doğuracağının farkında.” diye konuştu.

Sıddık, Macron ve kurmaylarının İslam ve değerleriyle problemli olduğunu söyleyerek iktidar partisi üyesi bazı milletvekillerinin yakın zamanda Fransa Öğrenciler Ulusal Birliği (UNEF) temsilcisi Maryam Pougetoux’nun başörtülü olarak katıldığı toplantıyı terk ettiklerini günü anımsattı.

Macron’un açıklamaları

Macron, 2 Ekim Cuma günü düzenlediği basın toplantısında, “İslamcı ayrılıkçı” fikirlerle mücadeleye ilişkin hazırlanan yasa tasarısının 9 Aralık’ta Bakanlar Kuruluna sunulacağını belirterek, “Fransa’da, cumhuriyetin ortağı olması için İslam’ın yapılandırılması gerekiyor.” demişti.

“Fransa’daki Müslümanlar’ın ayrılıkçı” fikirleri savunan bir ideolojilerinin olduğunu, bu kişilerin kendi yasalarını Fransa’nın yasalarından üstün gördüğünü savunan Macron, “İslam, dünyanın her yerinde kriz yaşıyor.” yorumunu yapmıştı.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *