Çelik: Yunanlı filozofların fantezileri adına kimse kimseyi kandırmasın

Çelik: Yunanlı filozofların fantezileri adına kimse kimseyi kandırmasın

Yeni Akit yazarı Mustafa Çelik, Demokrasi’yi eleştirdiği bugünkü yazısında, İslam ile demokrasi arasında bir bağlantı bulunmadığını farklı bir dille anlattı.

Çelik, Demokrasi’de İslâm yok” başlığını taşıyan bugünkü yazısında, Demokrasi’de İslâm’ı aramak, yanlış adreste sabahlamaktır. Allah’a tapmayı bırakıp beşer cinsi olarak birbirine tapmaktır. İnsan olarak, Müslüman olarak İslâm’ı bir tek İslâm’da ara. Sen ne bu dünyada ve ne de öteki dünyada girmesin dara. İslâm’ın dışındaki bütün arayışlar insanı götürürler hüsrana.” dedi.

Çelik, “Kim İslâm’dan başka bir din ararsa, (bilsin ki o din, o sistem, o düzen) ondan asla kabul edilmeyecek ve o ahirette hüsrana uğrayanlardan olacaktır.” (Âl-i İmran Sûresi/ 85), ayeti ile devam ettiği yazısında demokrasiye dair eleştirilerini şöyle sıraladı:

İslâm’ı demokrasi’de aramak ilahlık iddiasında bulunan firavunların işine yarıyor. Ferd, aile, cemiyet ve devlet böyle yapmakla kendisini boğacak kuyuyu kazıyor. Tarihin şehadetiyle sabittir ki; Demokrasi bir ateş kuyusudur bu kuyuya düşüp de kurtulan olmadı. Demokraside ilahlık iddiasında bulunmayan demokrat kalmadı. 

İslâm’da helal var, haram var. Demokraside laikçiliğe iman etmiş demokrat Allah’ın helal ve haramını tanımaz, o helal haram demez mal katar malına. Çünkü o Allah’a değil, tapar kendi aklına. İslâm’la idare olunmaya hayat hakkı tanımaz, bugün ile birlikte hükmetmek ister yarına. Allah’a teslim olmayı değil, Allah’ın hükmüne ve hâkimiyetine başkaldırarak Allah’la savaşmayı layık görür kendi şanına(!). 

Demokrasi Allah’ın değil, insanın eseridir. Allah’ın hükmüne ve hâkimiyetine dayanmayanlar birbirinin esiridir. Demokrasi Yunanlı filozofların irade beyanlarına dayanan bir karanlık oda rejimidir. Demokrasi’de İslâm yok. Ama insanlara hâşâ Allah gibi ilahlık etmek isteyenlerin sayıları çok!

Demokrasi’de Allah’ın hükmü ve hâkimiyeti olmaz. Demokrasi hiçbir yerde ve hiçbir zaman Allah’ın dini İslâm ile mukayyed kalmaz. Demokrasi’de laikçiliğe iman etmiş demokratlar tutunmuşlar firavunluk ağacının dalına. Rab mertebesinde tapmışlar dünya malına. Hem aldanmışlar ve hem de alışmışlar zalim zorbaların yalanına. Demokrasinin Allah’ın diniyle ilişki ve alakası yok ne yakından ve ne de uzaktan. Tek bir hedefi var o da intikam almaktır Hak’tan.

Demokrasi baştan sona ibarettir riyadan. Laikçiliğe iman etmiş demokratların elinden gelse Müslüman olarak hesap soracaklar senin gördüğün rüyadan. Müslüman olarak bilecek ve inanacaksın ki; sana fayda sağlamaz demokrasi denilen firavunluk ağacından kalma dal. Kurtulmak istiyorsan Kur’ân’ın gölgesinde kal. Hayat işaretlerini Allah’ın son Peyamberi Hz. Muhammed (sav)’in sünnet ve siretinden al. Sırtlarını demokrasiye dayandırarak Hz. Muhammed (sav)’in sünnet ve siretine dil uzatanların küllisini al tarihin çöplüğüne sal. 

Müslüman olarak defalarca Kur’ân okudum, Hz. Muhammed (sav)’in hadislerini okudum. Ne Kur’ân’da ve de Hz. Muhammed (sav) hadislerinde Demokrasiye hiç rastlamadım. Yunanlı filozofların bir fantezileri adına hiç kimse kimseyi kandırmasın. Hüküm ve hâkimiyet bir tek Allah’ındır diyen İslâm bir din, hüküm ve hâkimiyet Allah’ın değil insanındır diyen Demokrasi de başka bir dindir. İslâm’a teslim olana Müslüman denilir, Demokrasiye teslim olana da demokrat. Bunun dışındaki lakırdılar, boş birer nakarat!

İslâm ile mukayyed kalmayan insan kalmaz. İnsan gül gibidir, zamansız solmaz. İnsanların düzmeleriyle insan idare olunmaz. Laf ebeliğiyle yönetim olmaz. Demokrasi’de Allah’ın hükmünü ve hâkimiyetini hiçe sayanlardan hesap sorulmaz. Allah’ın dininin önüne ve yerine geçsin diye yasalar yaparak Allah’a başkaldıranların her biri bir dokunulmaz. İnsanlara firavun bile olsa Demokrasinin ettiği kadar kötülük yapmaz. Demokrasinin Nemrud’dan, Karun’dan, Firavun’dan daha tehlikeli olduğunu bilen Müslümanların sayıları çok az.

Demokrasi ortaya çıktığı günden bu yana şifa dedi ama hep zehir tattırdı. İnsanların dertlerini azaltmadı aksine binbir kat daha artırdı. Mevkiiler, makamlar uğruna hayâ, hayat, namus sattırdı.

“Bir fahşa (şeiratsız) bir iş işledikleri vakit, “Biz atalarımızı bunun üzerinde bulduk, Allah da bize bunu emretti” derler. De ki: “Şüphesiz, Allah çirkin işleri emretmez. Siz bilmediğiniz şeyleri Allah’ın üzerine mi atıyorsunuz?” (A’raf Sûresi/ 27)

Allah’ın dini yerine Müslümanların hayatında Demokrasiyi işletip diretenler, ataların izinde gittiklerini iddia eden fahişeler. İşte bunlardır her gün yeni bir cinayet işleyenler ve işletenler.

Müslüman olarak gönlüm hiç barışmadı Demokrasi denilen sahte ilahlardan kalma bu düzenle. Bu düzende itibar etmem evliya da olsa eşkıya ile birlikte gezenle. Hiç dost olur mu ezen ezilenle. Yeter Yunanlı filozofların oyuncuk putu Demokrasi uğruna sürünmeler artık, fıtratımıza dönmeliyiz. Bütün zamanlarda ve mekânlarda bize hayat bahşeden İslâm ile sevinmeliyiz.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *