Çin Küresel Televizyon Ağı (CGTN)’de yayınlanan bir makalede Hindistan’ın ABD ile ortak hareket ettiği vurgulanırken, Çin’in ise küresel arenada barışçıl olarak doğru yolda ilerlediği savunuldu. Söz konusu makalede, Hindistan ABD’nin kuklası olarak nitelendirilirken, Kuşak ve Yol İnisiyatifi ile onun kilit önemdeki Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru’na da muhalefet ettiği belirtildi.

‘Amerikancılık yalnızlaştırır’ ifadesi ile verilen makalede şöyle denildi:

Hindistan Başbakanı Narendra Modi, 5 Ağustos 2019 tarihinde anayasanın 370. maddesini yürürlükten kaldırarak Birleşmiş Milletler tarafından “tartışmalı sınır” olarak tanımlanan bölgedeki onlarca yıllık statükoyu değiştirdi. Hindistan’ın bu tek taraflı eylemleri uluslararası hukuka aykırı olmakla birlikte Çin’in Ladakh, Pakistan’ın ise Keşmir bölgesinde çıkarlarını etkiledi.

ÇİN DOĞRUDAN HEDEF SEÇİLDİ

Çin’i kuşatmaya çalışan Amerika, Güney Asya’da bir tampon olarak gördüğü Hindistan ile ilişkilerini yeniliyor. Beyaz Saray, 20 Mayıs 2020’de “ABD’nin Çin’e Karşı Stratejik Yaklaşımı” isimli bir belge yayımladı. Belgeye göre, Washington yönetimi amaçları doğrultusunda kilit müttefikleri olan Japonya, Hindistan ve Kore Cumhuriyeti (Güney Kore) gibi ülkelerle çalışmaya devam edecek. Bundan daha da önemlisi 2017 senesinde Ulusal Güvenlik Strateji Belgesi’ni açıklayan ABD Başkanı Donald Trump, “Ulusal Güvenlik Strateji siyasetine odaklanan belge en çok Çin Halk Cumhuriyeti’ni hedefliyor.” ifadesini kullanmıştı.

ABD’nin Ulusal Güvenlik Strateji belgesi Çin Halk Cumhuriyeti ve Rusya Federasyonu’nu başlıca iki tehdit olarak değerlendiriyor. Washington yönetimi açıkladığı belge uyarınca ABD’nin “Hint Okyanusu’ndan Hindistan’ın liderliğini destekleyeceğini” savundu. Elbette, Hint Okyanusu tek bir ülkeye ait olmamakla birlikte 21. Yüzyıl Deniz İpek Yolu’nun ana rotlarından biridir.

HİNDİSTAN’A AÇIK MESAJ

Çin, son meydana gelen olay özelinde Hindistan’a açık ve kategorik bir mesaj yolladı: Hindistan’ın bölge ülkelerinin iradesine aykırı olarak harekete geçmesine izin verilmeyecektir. Bölge ülkeleri sadece Çin ile sınırlı değildir. Hindistan şu anda yedi komşusunun dördü ile sorun yaşamaktadır. Son olarak 27 Şubat tarihinde Pakistan, hava sahasını ihlal eden Hindistan uçağını düşürerek pilotunu savaş esiri olarak almış ve iki ülke savaşın eşiğine gelmişti.

Jawarharlal Nehru Üniversite’sinden Happymoon Jacob, Al Jazeera sitesine yazdığı “Hint-Çin sınır gerilimi: Güney Asya’da yeni bir parlama noktası” isimli makalede “Bence an itibariyle oldukça zorlu bir durumdayız. Bir yanda bölgenin ana gücü Çin diğer yanda geleneksel olarak Hindistan’ın dostu olan küçük komşuları şimdi Hindistan’a negatif bir yaklaşım içinde. Bence bu büyük bir politik başarısızlık.” değerlendirmesinde bulundu.

ÇİN YENİ SOVYETLER OLMAZ

Hindistan bir yandan Kuşak ve Yol İnisiyatifi ile onun kilit önemdeki Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru’na muhalefet ederken diğer yandan da ABD’nin jeopolitik çıkarları ile birleşiyor. İstikrarı zedelemek ve ABD’nin kuklası gibi hareket etmek nihayetinde kutuplaşmış ve savunma pozisyonundaki Hindistan’ı daha da izole hale getirecek.

Amerika’nın gerek doğrudan gerekse vekilleri aracılığı ile Çin’i kuşatma siyasetinin işe yaramadığı artık görülmeli. ABD ve müttefikleri, dört bin yılı aşan medeniyete sahip ve küresel arenada barışçıl olarak doğru yolda ilerleyen Çin’in Sovyetler Birliği olmayacağını anlamalı.