İslam İktisadı var mıdır?

İbrahim Maraş / Kafkassam

“İslam İktisadı”ndan, “İslam İktisadı”na göre bir piyasanın belirlenmesinden veya piyasanın İslami kural ve kaidelere göre düzenlenmesinden bahsetmekle bir İslam İktisadı yaratamazsınız. Üstelik İslam İktisadı deyip sözde faizsiz finans kurumları kurup insanları, gerçekte, normal bankalardan hiçbir farkı olmayan, hatta onlardan daha fazla faizle çalışan bu kurumlara yöneltmek tipik bir İslamcı sanrıdır. Aynı işlemin adını değiştirince İslami olmuyor. İktisat, insanlığın geçim bilimidir. Ahlak, hukuk ve siyasetle doğrudan ilişkilidir. İnsanın toplumsal bir varlık olması, aynı zamanda bir ahlak ve ekonomi varlığı olması demektir. İktisat, evrensel bir ilimdir ve binlerce yıldır para, sessiz adalet olarak görülmüştür. İktisat ilmine göre, bir toplumda meşru olmayan her türlü kazanç, o toplumu bozar. Yine iktisat ilmine göre, insanların bir arada yaşaması maslahatına ve menfaatına ters olan her şey yasaklanmalıdır. Dolayısıyla adaletli bir gelir dağılımı ve üretim esastır.

Ancak; bir toplumda birileri birilerinin sırtından geçiniyorsa veya çok az bir gayretle çok kazanıyorsa, emanet ehline verilmiyorsa, liyakat ortadan kalkmışsa, çalışanların ücret adaleti sağlanmıyorsa, üreticilerin hakları yeterince gözetilmiyorsa, emek istismarına göz yumuluyorsa, çalışanların hakkı yeterince korunmuyorsa, siyaset birilerini zengin etme aracı haline gelmişse, bedavacılık ve parazitçe hayat sürme artmışsa, işsizliğin yüksek olduğu bir toplumda bedavadan alınan maaşlar, arpalıklar bütün hızıyla devam ediyorsa, sosyal adalet ve vergi adaleti yeterince sağlanamamışsa, toplumun bütünü eşit vatandaş kabul edilmeyip toplumculuk ilkesi “cemaatçilik”e dönüşmüşse, adil bir gelir dağılımı yoksa, her fırsatta vergi ve imar affı çıkarılıp toplumsal hak ve hukuk göz ardı ediliyorsa hangi İslam İktisadından söz edebilirsiniz. Kendinizi kandırmayın. İktisat kanunları, aynı zamanda ahlâk kanunlarıdır. Önce bunları işler kılın. İktisat düzelmeye başlayacaktır.