Almanya ve ABD ilişkileri yeniden şekilleniyor

Almanya ve ABD ilişkileri yeniden şekilleniyor

ABD değişti zira kendinden emin olmaktan ziyade şüpheli ve öfkeli. Öte yandan, Avrupa da değişiyor. İngiltere AB’den ayrıldı ve ABD, Avrupa’yı etkileyen en büyük ortağını kaybetti.

Avrupa yeni bir pozisyon mu alıyor?

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Almanya arasındaki son çatışmalar küresel görüşün odağı haline geldi. 5 Haziran’da ABD Başkanı Donald Trump, Almanya veya NATO’ya danışmadan tek taraflı olarak 9 bin 500 ABD askerinin Almanya’dan çekilmesini emretti. Basında çıkan haberlere göre, Avrupa Birliği (AB) Dışişleri Bakanları, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ile pazartesi günü video konferans yapacaklar.

4 Haziran’da ABD senatörleri, Alman-Rus Kuzey Akım 2 doğal gaz boru hattı projesindeki yaptırımları genişletmek için bir tasarıyı duyurdu. Alman Şansölyesi Angela Merkel ise, yeni koronavirüs pandemisi konusunda endişe duyduğu için ABD’deki G7 zirvesine katılma davetini reddetti.

Bu gerginlik Berlin ve Washington arasındaki derinlere iniyor. Almanya ve ABD arasındaki çelişkiler son birkaç yıldır belirgin bir şekilde ortaya çıkmıştır. NATO, mülteciler, ticaret, Paris İklim Anlaşması, İran Nükleer Anlaşması ve Almanya ile Rusya arasındaki ilişkiler konusunda çatışıyorlar.

ABD-Almanya çatışmasının Avrupa ve ABD arasındaki daha geniş çatışmanın bir parçası olduğu unutulmamalıdır. Son birkaç yılda, Trump yönetimi Avrupalı ​​müttefiklerinin çıkarlarını ve endişelerini görmezden geldi. Sonuç olarak, Avrupa ülkeleri ABD’ye olan güvenlerini kaybetti. Transatlantik ittifakın değerini ve geleceğini de sorguladılar.

Trump yönetimi, Avrupa güvenlik çıkarları üzerinde tek taraflı olarak aşırı basitleştirilmiş ve kaba bir şekilde tutum sergiledi. Örneğin ABD İran nükleer anlaşmasından çekildi, müttefiklerini önceden bilgilendirmeden İran ordusunun önemli bir liderine suikast düzenledi. Ortadoğu’daki Filistin-İsrail çatışmalarını ve gerginliklerini artırdı. ABD, Avrupa’yı stratejik bir ortaktan ziyade ekonomik bir rakip olarak görüyor. ABD’ye ihraç edilen AB çelik ve alüminyum ürünlerine tarifeler uygulayarak baskı oluşturuyor.

Dahası, ABD Avrupa entegrasyonuna karşı kayıtsızlık ve hatta düşmanlık gösteriyor ve AB’nin parçalanışlarını izlemekten mutluluk duyuyor. Kısacası şu anki Trump yönetimi diplomasi, güvenlik, ekonomi gibi birçok alanda Avrupa için kapsamlı bir soruna yol açtı.

Uzun süredir var olan sorunlar

Kuşkusuz Trump’a ek olarak, Avrupa ve ABD arasındaki mevcut ilişkideki değişikliklerin ve belirsizliklerin daha derin nedenleri de var.

Birincisi, Avrupa ve ABD arasındaki jeopolitik politikalardaki farklılıklar giderek daha belirgin hale geldi. ABD stratejisinin odağı Asya-Pasifik bölgesine kaymıştır. Bu, ABD’nin Avrupa endişelerine ve çıkarlarına daha az duyarlı olduğu anlamına geliyor. ABD, Çin’i şu anda en büyük düşman ve güvenlik tehdidi olarak görüyor. Avrupa bu duruşu tamamen paylaşmıyor. Avrupa’nın kendi çıkarları var ve ABD’nin güvenlik tehditleri algısını mutlaka onaylamaz. Avrupa’nın güvenlik çıkarları çoğunlukla çevresindendir. Bu bağlamda ABD, Avrupa çıkarlarının en büyük yıkıcısı haline geldi.

İkincisi, ekonomik alanda ABD ve Avrupa arasındaki rekabet gittikçe şiddetleniyor. Geleneksel imalat sektöründe Avrupa, ABD’ye göre daha büyük bir avantaja sahip. ABD bu durumdan giderek rahatsız olmaya başladı.

Üçüncüsü, sırasıyla Avrupa ve ABD’de toplum ve siyaset içinde derin değişimler yaşanıyor. Atlantik’in her iki tarafında da popülizm giderek daha fazla öne çıkan bir sosyal ve politik duruş haline geldi.

Trump yönetiminin popülizmi ve milliyetçiliği sayesinde ABD, transatlantik ittifak da olmak üzere tüm geleneksel değer sistemlerini hor görmeye kalkıştı. ABD tarafından desteklenen Avrupa popülizmi, Atlantik ötesi ittifakın sözde değer temelini daha da zayıflatacaktır.

Genel olarak, Avrupa ile ABD arasındaki çelişkiler ve çatışmalar gelecekte daha belirgin hale gelecektir. Görünen o ki, ABD-Avrupa ilişkisinin geçmişe dönmesi muhtemelen imkânsız. ABD değişti zira kendinden emin olmaktan ziyade şüpheli ve öfkeli. Öte yandan, Avrupa da değişiyor. İngiltere AB’den ayrıldı ve ABD, Avrupa’yı etkileyen en büyük ortağını kaybetti. Özetle Avrupa, stratejik özerkliğini artırarak bir B Planı’na ciddi şekilde hazırlanmaya başladı.

Kaynak: Global Times

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *