Müslümanların hayatlarını zorlaştıran siyasi baskıların, onları, toplum içindeki güçleri ve siyasi alandaki temsiliyetleri açısından daha bilinçli tavır almaya zorladığı iddia edildi.
ABD Başkanı Trump’ın Beyaz Saray’a oturduğu günden bu yana kullandığı yabancı karşıtı ve İslamofobik söylemler, ülke gündeminin önemli maddelerinden biri olmaya devam ediyor.
AA’dan İslam Doğru’nun haberi
Ülkede İslam ve yabancı karşıtlığını merkeze alan politikalar, Müslümanların hayatlarını zorlaştırsa da onları, toplum içindeki güçleri ve siyasi alandaki temsiliyetleri açısından daha bilinçli tavır almaya zorluyor.
Bu durum, Amerikalı Müslümanları toplum içinde kendi kimliklerini ve bilinçlerini yenilemeye teşvik ettiği gibi kendi haklarını savunacakları yeni alanlar da açıyor.
Peki Müslümanların Amerika Birleşik Devletleri içerisindeki mevcut konumu nedir? Bu baskılardan oluşan kazanımları nasıl okumak gerekir?
Müslümanların geçmişi köle ticareti dönemine kadar gidiyor
ABD’de yaşayan Müslümanların genel fotoğrafını çekebilmek için bu topraklardaki tarihine kısaca değinmek gerekiyor.
Ülkedeki Müslümanların geçmişi, Afrika’dan 16. yüzyılın ortalarında başlayan köle ticareti dönemine kadar gidiyor. Hatta bazı tarihçiler, Amerika’yı keşfeden Kristof Kolomb’un gemisinde Müslüman mihmandar bulunduğunu dahi iddia ediyor.
Afrika’dan zorla kaçırılarak gemilerle Amerika’ya getirilen 12,5 milyon kölenin yaklaşık yüzde 30’unun Müslüman olduğu tahmin ediliyor.
“Beyaz adam” tarafından kölelere, dini ibadet dahil hiçbir özgürlük tanınmadığı için içlerinden sadece çok azının gizlice dini hüviyetlerini koruyabildiği, çoğunun ise ancak ülkede köleliğin kaldırılmasıyla kuzey eyaletlere yapılan göç ve kaçışlardan sonra kökenlerini sorgulamaya başladıkları belirtiliyor.
Osmanlı tebaası Amerika’da
Siyahi Müslüman kölelerin dışında, 19. yüzyılın ortalarından 1920’lere kadar özellikle Orta Doğu’dan gelen Osmanlı tebaası akını Amerika’daki Müslüman varlığını ilk kez görünür kılan önemli bir dalga oldu.
Lübnan ve Büyük Suriye olarak bilinen bölgelerden ABD’ye göç eden Osmanlı tebaası, epey bir kısmı Hıristiyan olsa da geldikleri coğrafyanın İslami renklerini Amerikan toplumuna kattı.
New York Manhattan Adası’nın, bugün Wall Street denilen güney alt kısmındaki bölgeye yerleşen Osmanlı tebaası, burada fahri Türk konsolosluğu, cami ve iş yerleri açarak “Küçük Suriye” (Little Syria) denilen bir mahalle bile oluşturmuş.
1960’lardan sonra Amerika’ya üçüncü bir Müslüman akınının olduğu biliniyor. Özellikle Pakistan, Hindistan, Bangladeş gibi Güneydoğu Asya ülkelerinden gelen bu Müslüman göç dalgasından sonra oluşan ihtiyaçlar ve kimlik arayışları, bugün ABD’deki mevcut aktif Müslüman organizasyonlarının ilk temellerini oluşturuyor.
ABD’de bugün 3,5 milyon civarında Müslüman yaşıyor
PEW araştırma şirketi tarafından 2017’de yapılan araştırmaya göre, ABD’de bugün, nüfusun yüzde 1,1’ine tekabül eden 3,5 milyon civarında Müslüman yaşıyor.
Bunların yaklaşık yüzde 30’unu Afrika kökenli siyahi Müslümanlar, diğer yüzde 30’luk kesimini de daha çok Hint alt kıtasından gelen Pakistan, Hindistan ve Bangladeş kökenliler, yüzde 25’ini Araplar, yüzde 15’lik kesimini de Türkiye, Balkanlar veya Orta Asya Müslümanları oluşturuyor.
Coğrafi olarak ABD’deki Müslümanlar ülke genelinde tüm eyaletlerle dağılsa da en fazla yoğunlaştıkları eyaletlerin başında Michigan ve New Jersey geliyor.
2050’de 8 milyonu geçecek
Yine PEW’in gelecek tahminlerinde, 2050 itibarıyla Müslümanların, 8,1 milyon nüfusa ulaşarak ABD’deki Yahudi nüfusu geçeceği ve Hıristiyanlıktan sonra ikinci en kalabalık dini çoğunluğu oluşturacağı öngörülüyor.
Özellikle 11 Eylül saldırılarından sonra artan İslam karşıtlığı ile toplum katmanlarında varlıklarını sürdürmeye çalışan Müslümanlar, baskılarla birlikte daha da örgütlenerek varlıklarını sürdürmeye çalışıyor.
Bugün Amerikan Müslüman toplumu içinde faaliyetleriyle varlığını hissettiren, özellikle ana akım Sünni İslam’ı temsil eden organizasyonlarda ISNA, ICNA, MAS ve CAIR öne çıkıyor.
ISNA, kurulan ilk büyük İslami yapı
1930’larda beyazlara tepki olarak ortaya çıkan siyahi ırkçılık üzerine kurulu İslam Milleti (Nation of İslam) grubu hariç, Kuzey Amerika İslam Toplumu (Islamic Society of North America- ISNA), bu alanda kurulan ilk büyük yapı olarak biliniyor.
1963’te, ABD ve Kanada’daki, daha çok Orta Doğu kökenli yabancı öğrenci ve göçmenlerden oluşan öğrenci derneklerini, Müslüman Öğrenciler Dernekleri (Muslim Student Association-MSA) adı altında toplayan yapı, 1982’den sonra diğer Müslüman mesleki grupları da içine alarak ISNA adıyla yoluna devam ediyor.
Merkezi Indiana eyaletindeki Plainfield’te bulunan kuruluş, ülke çapında her yıl 10 binlerce Müslüman’ın katıldığı büyük kongreler düzenliyor. Bu yıl 31 Ağustos-2 Eylül’de Teksas’ın Houston kentinde yapılan ve 30 bine yakın katılımın olduğu belirtilen kongreye ABD 2020 Başkanlık seçimleri Demokrat aday adaylarından Bernie Sanders ile Julion Castro’nun da katılması “siyasilerin oy için Müslüman topluma göz kırpması” olarak değerlendirildi.
ICNA, süreci takip ediyor
Diğer bir kuruluş olan Kuzey Amerika İslam Dairesi (Islamic Circle of North America – ICNA) de Amerika’daki Güney Asyalı Müslümanlar tarafından 1968’de kendi toplumuna yardım ve eğitim amaçlı kurularak 1977’de iç tüzüğünü tamamlayıp resmen bir çatı kuruluş haline geldi.
1980’lerden sonra eğitim, gençlik, finans, gibi alanlarda ciddi atılımlar gerçekleştiren yapının merkezi New York’un Queens bölgesinde bulunuyor. Kendi bünyelerindeki ICNA Relief adlı yardım kuruluşunun geçen yıl açık kaynaklardaki vergi beyannamesinde gelirinin 18 milyon dolar civarında olduğu görülüyor.
ICNA da her yıl nisanda, ABD’nin doğu yakası Baltimore-Washington hattında, MAS adındaki diğer bir Müslüman kuruluş ile 20 binden fazla katılımlı büyük kongreler düzenliyor.
Virginia’da 1993’te kurulan Müslüman Amerikan Toplumu (Muslim American Society-MAS) ise daha çok Mısır’daki Müslüman Kardeşler hareketinin ABD’deki versiyonu olarak değerlendiriliyor.
Müslüman toplumun eğitim, yardım, sağlık gibi hizmetlerine koşan MAS, ICNA grubunun katılımıyla Chicago’da yıllık kongreler düzenliyor. Her yıl Aralık sonunda Noel tatili dönemi düzenlenen kongreler 20 binden fazla Müslümanın buluşma noktası oluyor.
1990’larda Bosna’daki savaş mağdurları için kurulan MAS’a ait Islamic Relief USA (IRUSA) adlı yardım kuruluşunun, “charitynavigator” sitesine göre her yıl 150 milyon dolar civarında bir varlığı döndürdüğü görülüyor.
İslami sivil haklar örgütleri gelişiyor
Aralarında ICNA ve MAS’ın da bulunduğu yaklaşık 10 İslami organizasyon, 2014’te farklı Müslüman toplumlarının yaklaşımı, gündemi ve vizyonunu birleştirmek için Amerika Müslüman Organizasyonlar Konseyi (US Council of Muslim Organizations-USCMO) adlı şemsiye bir kuruluş altında birleşme kararı aldı.
Bugün 30’dan fazla üyesi bulunan USCMO, ABD’deki birçok aktivitesinin yanı sıra her yıl nisanda “Müslüman Savunma Günü-Müslümanlar Başkentte” (Muslim Advocacy Day-Muslims on the Hill) adı altındaki etkinliğiyle öne çıkıyor.
ABD’nin dört bir yanından gelen Müslüman seçmenlerle Kongre’deki üyelere ziyaretler organize eden USCMO, bu ülkede Müslümanların da siyasi sahnede oyu ve gündemi olduğunu göstermeye çalışıyor.
CAIR, sivil haklar alanında öne çıkıyor
Ana Sünni İslami organizasyonlarının yanı sıra özellikle 11 Eylül saldırılarından sonra artan Müslümanlara yönelik baskı ve politikalar üzerine daha aktif hale gelen Amerika İslam İlişkileri Konseyi (Council of American İslamic Relations- CAIR) da bahse değer diğer bir yapı.
CAIR, İslami sivil haklar örgütü olarak ABD toplumunda Müslümanların her alanda Anayasal haklarını korumak için çaba sarf ediyor.
Trump yönetimi ile beyaz ırkçılığın ve yabancı düşmanlığının artması, Müslümanlara yönelik seyahat yasağı gibi politikalar Müslümanları karşı tedbirler almaya, siyasi arenada daha görünür ve aktif olmaya zorluyor.
İlişkilendirilmiş Amerikalı Müslümanları Güçlendirme (Empowering Engaged Muslim Americans-EMGAGE) adlı kuruluş, Müslüman seçmenleri özellikle seçim dönemlerinde siyasi alana teşvik ederek hem seçilme hem de seçme hakları konusunda bilinçlendirmeye ve mobilize etmeye çalışıyor.
EMGAGE tarafından “2018 Ara Sınav Müslüman Seçmen Katılımı” başlıklı raporda, ABD’de geçen yıl yapılan 6 Kasım ara seçimlerinde Müslümanların katılım oranının, bir önceki ara seçimlere kıyasla yüzde 25 arttığı belirlendi.
Köle taciri gemilerden Kongre salonlarına
İslamofobi’nin her geçen gün hayatlarını etkilediğini gören Müslümanların Amerika’da siyasi imkan ve mekanizmaları daha ustaca kullanmanın yollarını aradığı görülüyor. Amerikalı Müslümanlar, siyasi alanda daha aktif rol almak zorunda kalacağı bir döneme giriyor.
Yaklaşık 500 yıl önce boyunlarında zincirlerle Amerika kıtasına zorla getirilen Müslümanların, göçmen olarak bu topraklara yerleşen torunları, yerel siyasi mevkilerden Kongre koridorlarına, ülkenin ana kumaşına “Biz de bu toprakların parçasıyız” gerçeğini dokumaya çalışıyor.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *