Mısır Cuntacıları Kendi Hendeklerini Kazıyorlar

Mısır Cuntacıları Kendi Hendeklerini Kazıyorlar

Dünyanın neresinde olursa olsun, demokrasi oyunu, küresel şebekenin kahrolası çıkarlarına hizmet ettiği sürece bir mihraptır, takdise şayandır, faziletleri(!) saymakla bitirilemez.

Mısır Cuntacıları Kendi Hendeklerini Kazıyorlar

Venhar / Yorum

2012 yılı 16-17 Haziran günlerinde yapılan seçimle, ülkenin ‘seçimle iş başına gelen ilk cumhurbaşkanı’ unvanı ile cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturan Muhammed Mursi bir sene sonra (Temmuz 2013’te) darbe ile görevinden uzaklaştırılmış, demokrasi oyununun bitişine tanıklık etmişti.

O günden itibaren cezaevine konulan Mursi, kendisini devirenlerin sistematik işkenceleri neticesinde (İhvan’ın deyimiyle tam teşekküllü bir cinayetle) rejimin, bizdeki İstiklal Mahkemelerini andıran düzmece mahkemesinde, duruşma esnasında hayata veda etti. Darbe rejimi mi Mursi’den kurtuldu, Mursi mi cunta rejiminden kurtuldu, bakış açısına göre değişen bir durum söz konusudur.

Her canlı ölümü tadıcıdır ve hiçbir şekilde sekteye uğramayan bu ilahi yasadan, 68 yaşındaki Muhammed Mursi de nasibini almış bulunmaktadır. Ölüm ölümdür. Ölmenin bizatihi kendisi değil, ölüm olayında hariçten birilerinin müdahalesi varsa, yani kişi öldürülmüşse, ne için, nasıl öldürüldüğü, öldürülmesinde ne gibi hedefler güdüldüğü, ölüm olayını daha çok ilgi konusu yapmaktadır. Mesela dünyada belki her gün, hem de birden fazla gazeteci ölmektedir fakat Cemal Kaşıkçı’nın öldürülme biçimi ve yapılan tezgahın boyutu bu cinayetin bir anda dünya gündemine oturmasına vesile olmuştur.

Peki, dünya gündemine oturmuş da, ne olmuştur? Koskocaman bir HİÇ! Evet bir HİÇ! Cemal Kaşıkçı cinayeti sadece medyaya yeni ve çok ‘özgün’ bir haber niteliği taşıdığı için gündem olmuştur. Dünya siyasetinde racon sahibi devletlerin cinayetten son derece memnun oldukları, olayla ilgili tutumlarından anlaşılmaktadır.

Muhammed Mursi’nin vefatının, sözünü ettiğimiz gazetecinin öldürülmesi kadar bile dünya kamuoyunda alaka gördüğünü söylemek mümkün değildir.

Muhammed Mursi’nin ve kendisini belli süreçlerden sonra aday gösteren İhvan’ın bu siyasi tercihlerini eleştirmek, bu cinayete kör-sağır-dilsiz olmayı gerektirmez. İhvan veya Muhammed Mursi İslamî ilkelere tam uyumlu bir siyaset izleseler, Mursi’nin akıbetinden yüzde yüz emin mi olunacaktı? İran İslam Devrimi az bedeller ödemedi. Mursi’nin öldürülmesi olayını, onun siyasi yöntemine getireceğimiz eleştirilere indirgemek gibi bir basitliğe düşmekten imtina etmek gerekir.

Abdülfettah Sisi’nin darbe rejimi Muhammed Mursi’yi, ailesiyle sadece iki defa görüştürüldüğü altı yıl boyunca zindanda tuttuktan sonra, uğraması mukadder böyle bir akıbete hazırladılar. Düzmece mahkemeleri idam kararı verip de idam etseler, bunun izahında zorlanacaklardı. 20 dakika boyunca mahkeme salonunda kıvranan ve (tıpkı Hasan el-Benna’ya yapıldığı gibi) müdahale edilmeyen Mursi’nin kalp krizi ile öldüğü, dünya kamuoyuna izletilecekti, öyle de oldu.

Benzeri her olayda olduğu gibi, başta ABD olmak üzere, İsrail, diğer birçok batılı ülke ve Suud krallığı gibi besleme rejimler durumdan oldukça memnundurlar. Demokrasi putu, hin-i hacette yenmek üzere ihdas edilmiş, besili bir inek gibidir. Dünyanın neresinde olursa olsun, demokrasi oyunu, küresel şebekenin kahrolası çıkarlarına hizmet ettiği sürece bir mihraptır, takdise şayandır, faziletleri(!) saymakla bitirilemez. Şebekenin çıkarlarına dokunduğu zaman, her türlü işkence, her türlü zulüm ve ölümün her türlüsü mubah sayılmaktadır.

Bu bakımdan, Abdülfettah Sisi gibi kifayetsiz muhterisler acaba kendilerini farklı bir akıbetin beklediğini mi sanmaktadırlar? Bir gün son kullanma tarihi dolacak ve bir tuvalet kâğıdı misali, lağıma atılacaktır. Kendisinin düzmece mahkemesi gibi değil, hakiki bir yargı sisteminde, mahkeme-i kübrâ’da ise, çok güvendiği ABD, İsrail ve Suud ağabeyleri yanında olmayacaklar.

Müminler olarak Allah’ın Kitabı Kur’an ile tekrar tekrar kendimizi hesaba çekmeli, doğru siyaseti, Allah’ın Kitabı ve Rasulü’nün sünnetinden istinbat etmeli, dünyada doğru işler yapmalı, ahirette de hesabımızın doğru olmasını hedeflemeliyiz. Akıbet muttakilerindir.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *