Sinan Eskicioğlu “Menfaatçi yaklaşımla, İslam’a ve Kuran’a egoistçe bakan İslamcılar, İslamcı görünümlüler, Müslümanlar ve dini cemaatler çok daha İslami gibi algılanmaktadırlar.”
İslam diye derdi olanlar aslında kimler?
Sinan Eskicioğlu / Ocak Medya
İslam ile ilgili yazılarımı takip edip sonrasında olumlu-olumsuz tepkilerini gösterenleri hep dikkatle dinlemişimdir. Konunun içinde olunca bazı şeyler çok kolay gelebiliyor. Bir de konunun içinde olmayanlar açısından bakmak gerektiğini düşünürüm. Doğup-büyüdüğüm çevreden kazandıklarım, akademik çevrede yetişmenin verdiği birikim ve sonrasında aldığım İlahiyat eğitimi ve çalışmalarım sebebiyle kimi zaman kendimi kaptırıp, ‘nasıl olur da bu kadar kolay konuları düşünemiyorlar’ demişimdir. Bir yakınımın sorusu, beni çok temel bir sınıflandırmaya götürdü.
Neydi bu soru?
‘Sizce İslamcıların, İslamcı gibi görünenlerin, dini grupların İslam gibi bir dertleri var mı?’
Bu soruyu derinlemesine düşündüm. İnsan psikolojisi, grup psikolojisi, İslam’ın kendisi, İslam’ın ne dediği ve yakın tarihten günümüze kadar…
Ve sonrasında başlıkta ifade ettiğim soru oluştu: ‘İslam diye derdi olanlar aslında kimler?’
Kendilerini çok dindar, İslamcı, dini gruplarda aktif çalışacak kadar dinine bağlı, hakkını veren Müslüman olarak niteleyenler aslında neyin peşindeler?
İnsan ve grup psikolojisi açısından baktığımızda, aslında bu kişilerin menfaatçi bir tutumla sadece kendi egoloarı için uğraştıklarının farkına varırız. İslam’ a da işte bu menfaatçi tutumla, egoistçe bakarlar ve İslam’da da menfaati olanları arar bulurlar.
Nasıl mı?
İslam’ın prensiplerine önem verdiklerini, onları uygulamak için özel çaba sarfettiklerini söyleyen bu kişiler aslında elde edecekleri kazanç açısından bunu yapmaktadırlar.
Yani bir bakıma tam kapitalistçe yaklaşım içindeler diyebiliriz. Sürekli kazanma arzusu ve doymayan bir istek.
İslam bana ne vadediyor,
İslam’daki prensipleri yerine getirirsem kazancım ne olacak,
Cennette nelere sahip olacağım gibi.
Dini gruplar ve cemaatler de aynı davranış tarzı ile hareket ederler. ‘İslam’ı dairenin merkezine koyarak nasıl bir çalışma yaparsak daha da güçlü hale geliriz?’ diye düşünerek hareket ederler.
Dini grup ve cemaatlerin ileri gelenleri, görünüşte İslami bir söylem içinde imiş gibi görünseler de, aslında onlar için dini cemaatlerinin güçlenmesi önemlidir. Aynı kapitalist yaklaşım daha büyük boyutlarda onlarda vardır.
Soruyu tekrar yöneltelim: ‘İslam diye derdi olanlar aslında kimler?’
Bu sorunun cevabını bulduğumuzda, yukarıda saydıgım İslamcı, İslamcı görünümlü, çok dindar gibi görünenlerin ve dini cemaatlerin ne kadar menfaatçi tutum içinde olduklarını daha net görmüş oluruz…
İslam diye bir derdi olanlar kimlerdir:
İlmi çalışmalarla İslam’ı ve Kuran’ı anlamaya çalışanlardır.
İslam’ın geldiği dönemde ortaya koyduğu prensiplerle nasıl değişimler olduğunu, geçen zamanda İslam prensiplerinin nasıl anlaşılması gerektiğini, Kuran ayetlerinin insanlara neler demek istediğini, güncel konularda Kuran mantığı ile nasıl çözümler olabileceğini araştıran ve ilmi çalışmalarla sonuçlar bulmaya çalışanlardır da diyebiliriz.
Cehennem korkusu, cennet vaadi ile İslam’a bakmayan, söylenen prensipleri ‘yaparsam ne menfaatlerim olur’ bakış açısıyla hareket etmeyen bu kişiler için önemli olan İslam’ın ve Kuran’ın anlaşılmasıdır.
İslam bana/bize ne diyor?
Kuran bana/ bize ve tüm insanlığa hangi tavsiyelerde bulunuyor? Soruları bu kişiler için çok ama çok önemlidir.
Cennette hangi köşke sahip olacağım, kaç tane hizmetçim olacak, yaşayamadığım hangi zevkleri orada yaşayacağım gibi primitif yaklaşım içinde olan İslamcılar, İslamcı görünümlüler ve dini cemaatlerin İslam gibi bir dertlerinin olmadıklarını böylelikle rahatça görürüz.
İslam’a ve Kuran’a ‘kazanç’ mantığıyla bakan bu kişilerin, İslam diye bir derdi olanlardan çok daha Müslüman gibi görünmelerinin sebebi de budur. Çünkü onlar kazanç mantığıyla hareket ettikleri için menfaatlerinin peşindedirler ve bu da İslam’mış gibi anlaşılır.
Bu kişiler için şu sorunun da hiç önemi yoktur: ‘İslam bugün nasıl anlaşılmalıdır ve nasıl yaşanmalıdır?’.
Çünkü bu kişiler için reçete bellidir. Namaz, oruç, hac, zekat, nafile namazlar, ekstra namazlar, umreler, haclar vb.
Onları yapsınlar ve cennete gitsinler, asıl mesele budur.
Bugün yaşadığımız sıkıntı da budur.
Menfaatçi yaklaşımla, İslam’a ve Kuran’a egoistçe bakan İslamcılar, İslamcı görünümlüler, Müslümanlar ve dini cemaatler çok daha İslami gibi algılanmaktadırlar.
Onların İslamiliklerinin altındaki salt, primitif, menfaatçi ve kapitalist dürtü birçok Müslüman tarafından görülememektedir.
Birçok Müslüman bu kişilerin asıl amacının İslam olmadığını, sadece ve sadece menfaatçi bir şekilde ‘cennette nasıl keyif yaparım’ olduğunu anlayamadıkları için bu kişilerin peşinden gitmekteler. Kim bilir belki de Müslümanların çoğunluğu da aynı menfaatçi tutum içinde davranmaktadırlar.
Kuran okunmak, anlaşılmak ve insanlığa çözümler sunmak için gönderildiyse, demek ki bu menfaatçi tutum içinde olanlar İslam’a tam ters davranıyorlar.
Demek ki bu menfaatçi İslam anlayışı Müslümanları her geçen gün değiştirip başkalaştırıyor.
Demek ki bu menfaatçi İslam anlayışı İslam’a ve Kuran’a isyan ediyor….
Yoksa Müslümanların ve İslam dünyasının hali böyle mi olurdu?
Sevgi ve Bilgiyle kalın
(Sinan Eskicioğlu: 1974 yılında İzmir’de doğdu. İzmir İlahiyat’ta lisans eğitimini tamamladı. 2003 yılından beri Almanya’da yaşıyor. Çeşitli kuruluşlarda Din Eğitim ve Öğretimcisi olarak faaliyette bulunuyor. Yayınlanmak üzere kaleme alınmış çeşitli roman ve kitapları bulunmaktadır.)
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *