Oruç, sadece belirli bir süre aç ve susuz kalmak değildir; Allah’ın sağlıklı olan kullarından yerine getirmelerini farz kıldığı bir ibadettir. Aynı zamanda oruç, diyabetten kanser ve kalp krizine kadar birçok hastalığı önlemekte.
Orucun hikmeti: Açlığın sağlığa müspet tesirleri
Ahmet Rasim Küçükusta / Independent Turkish
Son senelerde modern tıbbın üzerinde en çok araştırma yapılan mevzularından biri de onların tabiri ile “intermittent fasting”. Bu tabiri Türkçeye “aralıklı oruç” diye tercüme edenler olsa da ben “aralıklı açlık”denmesini daha doğru buluyorum. Çünkü oruç, sadece belirli bir süre aç ve susuz kalmak değildir; Allah’ın sağlıklı olan kullarından yerine getirmelerini farz kıldığı bir ibadettir.
Biz Müslümanlar elbette zayıflamak veya daha sağlıklı olmak için değil, Allah’ın emri olduğu için onun rızası için oruç tutuyoruz, ama şimdi bilim dünyasının da araştırmalarla ortaya koyduğu gibi oruç tutmanın diyabetten, kanser ve kalp krizine kadar birçok hastalığı önlediği anlaşıldı.
Açlığın sağlığa müspet tesirleri
Açlığın etkileri, yemekten 10-12 saat sonra enerji sağlamak için kandaki mevcut glikozun tümü kullanıldıktan, karaciğer ile kas hücrelerinde depo edilen glikojen glikoza çevrildikten sonra başlıyor.
Açlık devam ediyorsa bu sefer tedrici olarak vücutta depolanmış yağlar parçalanmaya başlar; karaciğer yağ asitlerinin parçalanmaları sonucu yan ürün olarak ortaya çıkan ‘keton cisimcikleri’ adı verilen küçük moleküller üretir. Bunlar beyin tarafından yakıt olarak kullanılabilir.
Batı tıbbının “intermittent fasting” adıyla tanımladığı “aralıklı açlığın”sağlığımıza olan müspet tesirlerini şöyle sıralayabiliriz:
BİR: Ensülin ve leptin duyarlılığını artırıyor. Obezite ve diyabetten damar sertliği ve kansere kadar nerdeyse tüm kronik hastalıkların altında yatan esas mekanizma ensülin direncidir.
İKİ: Açlık hormonu olarak bilinen grelin seviyeleri azalıyor. Bu sayede yeme isteği azalıyor.
ÜÇ: Büyüme hormonu salgısı (HGH) artıyor. Sağlıklı ve dinç olmada, yaşlanmanın geciktirilmesinde bu hormonun ne kadar önemli olduğu biliniyor.
DÖRT: Oksidatif stres azalıyor. Hücrelerdeki oksijen radikallerinin birikiminin azalması protein, lipit ve nükleik asitlerin oksidasyondan zarar görmesini önlüyor.
BEŞ: Enflamasyon hafifliyor ve serbest oksijen radikallerinin hasarı azalıyor.
ALTI: Yağ yakımı artıyor.
Oruç, Parkinson ve Alzheimeri önleyebilir
Yeni araştırmalar, orucun sadece obezite, diyabet ve kalp hastalıklarını değil sinir sisteminin dejeneratif hastalıkları olan Parkinson, Alzheimer gibi hastalıkları da önleyebileceğini ortaya koyuyor.
Alzheimer benzeri belirtiler geliştirmek üzere tasarlanan farelerde, orta yaşlarda başlanan gün aşırı açlık uygulamasının hafıza problemlerinin başlamasını 6 ay kadar geciktirdiği gösterildi. 6 aylık bir gecikme önemli değilmiş sanılabilir ama farelerdeki bu sürenin insanlarda 20 seneye tekabül ettiği hesaba katıldığında bu gecikmenin önemi daha iyi anlaşılır.
Gün aşırı aç bırakılan ve kalori kısıtlaması uygulanan farelerin beyninde kısa adı BDNF (Brain Derived Neurotrophic Factor=beyin kaynaklı sinir besleme faktörü) olan proteinin üretiminde yüzde 400’e varan artışlar olduğu belirlendi. Öğrenmede ve hafızada rolü olan BDNF, beyin kök hücrelerini aktive ederek bunların yeni ‘nöron’ yani sinir hücrelerine dönüşmesini sağladığı gibi, birçok kimyasal maddeyi de tetikleyerek beyin sağlığına olumlu etki gösterir. Bu protein beyin hücrelerini Alzheimer ve Parkinson’da rastlanan değişikliklere karşı da korur.
Egzersiz ve açlığın her ikisinin de beyin ve kas dokularının yeniden işlemelerini sağlayan ve gençleştiren gen ve büyüme faktörlerini tetiklediği biliniyor. Bu büyüme faktörlerinden biri BDNF, diğeri de kas düzenleyici faktörler veya kısa adıyla MRF (muscle regulatory factors)’ dur. Büyüme faktörleri, beyin kök hücrelerini ve satelit kas hücrelerini yeni nöron ve yeni kas hücrelerine dönüşebilmeleri için uyarır. BDNF’ nin nöro-musküler sistemde de etkisi vardır ve burada nöro-motorları parçalanmaktan korur. Nöro-motor kaslardaki en kritik elemandır; bunlar yoksa kaslar ateşlemesi olmayan bir motor gibidir ve nöro-motor parçalanması, yaşla ilgili kas atrofisi olayının parçasıdır.
Gelelim neticeye;
Allah’a hamdolsun ki bir Ramazan ayına daha ulaşmayı bizlere nasip eyledi. Bu mübarek Ramazan ayının, tüm İslâm alemine ve tüm insanlara hayırlar, iyilik, güzellik, sağlık-afiyet, barış, sevgi ve dostluklar getirmesini niyâz ediyorum.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *