Çağdaş Müslüman Düşünce, Geleceğin ‘İdeolojisi’ni Üretecektir

Çağdaş Müslüman Düşünce, Geleceğin ‘İdeolojisi’ni Üretecektir

“Demokrasi, özgürlük, insan hakları” söylemi, dünyada hala taraftar bulsa da, Batı düşüncesinin kitleleri peşinden sürükleyecek cazibesi kalmamıştır.

Müslüman düşüncesi, son asırda önemli gelişmeler kat etmiştir; buna mukabil Batı Düşüncesi sürekli gerilemektedir. Modernite, yirminci yüzyılın ikinci yarısından itibaren ciddi bir krize girmiştir ve Post-modernite de, bu krizi tescil etmiştir. Batı Düşüncesi, üretebileceği bütün ideolojileri ve düşünceleri üretmiş; yirminci yüzyılda da bu birikimi tüketmiştir. Batı Düşüncesinin insanlığa verebileceği bir ideal kalmamıştır. “Demokrasi, özgürlük, insan hakları” söylemi, dünyada hala taraftar bulsa da, Batı düşüncesinin kitleleri peşinden sürükleyecek cazibesi kalmamıştır. Post-modernite, ‘değerler’in anlamını yitirmesi sonucunu doğurduğu için, Batı insanı, artık, bir ideal ve dava uğruna hayatını feda etmeyi ‘anlamsız’ bulmaktadır. Batı insanı artık yeni bir şey üretmemekte, sadece üretilmiş olanı tüketmektedir. Bu, düşünce alanında böyle olduğu gibi, hayatın diğer alanlarında da böyledir. Batı insanı, artık eskisi gibi ‘çalışmamaktadır.’ Üretim, hatta medeniyet dahi, son tahlilde, ‘çalışma’nın bir sonucu olduğuna göre, bu eğilimin devam etmesi durumunda, bir gün Batı medeniyetinin izmihlale uğraması kaçınılmazdır.

Bugün Doğu düşüncesi diyebileceğimiz ve kitleleri peşinden sürükleyecek bir ideoloji veya felsefe yoktur. Konfüçyanizm, Budizm, Taoizm gibi felsefi sistemler ya da dinler, bugünün insanının yaşam felsefesi olabilecek ideolojik cazibe unsurlarından, özleri itibarıyla, mahrumdurlar. Bu bakımdan, Doğu felsefelerinden, geleceğin ideolojisinin çıkması mümkün değildir. Milliyetçilikler de, esas itibarıyla, geleceğin ideolojisi olamazlar. Zira bu ideolojiler de, özleri itibarıyla, ‘sınırlı’dır. Sınırlı bir ideoloji ‘evrensel’ bir başarı kazanamaz. O bakımdan, zaman zaman milliyetçi ideolojinin yükselişi yönünde bazı emareler görülebilirse de, bunların kalıcı olması mümkün değildir. Milliyetçilik, artık, küresel ölçekte popüler bir ideoloji olma şansını yitirmiştir.

Geriye İslam kalmaktadır. Hadiselerin gidişatına bakıldığında, İslam’ın geleceğin rakipsiz ‘ideoloji’si olacağına kuşku yoktur.

Ancak burada bir ön şart vardır. İslam’ın ‘başarısı’ da, yine Müslümanların gayretine bağlıdır. Yani ‘çalışma’ kriteri burada da belirleyicidir. Müslümanlar, insanlığın soru ve ihtiyaçlarına cevap verecek yetkinlikte bir ‘ideoloji’ üretemezlerse, ortam ve hadiselerin akışı ne denli uygun olursa olsun, arzulanan netice elde edilemez. Dolayısıyla, geleceğin ideolojisini üretmek için, ilmi/entelektüel bir gayretin gösterilmesi ve bu çabanın ürününün de kitleleşmenin kriterlerini karşılayacak ‘yetkinlikte’ olması gerekir. Yani, diğer beşer düşünceleri için geçerli olan kriter, Çağdaş Müslüman Düşünce için de geçerlidir. Bu düşüncenin de başlangıç, kemal ve zeval dönemleri olacaktır. Bizler, artık başlangıç döneminin sonlarına doğru yaklaşıyoruz. Bu dönemi geçebilirsek, okullaşma evresinde sistematik düşünmenin meyvelerini devşirme imkanına da kavuşmuş olacağız.

dusunceninokullasmasi.com

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *