Kısır çekişmelere kurban edilen değerler

Kısır çekişmelere kurban edilen değerler

Gece Yazıları-7 Şu işe bakın! Üzgünüm,akil adamdır diye yıllardır peşine düşülen insanlar acziyet çukuruna düşüyorlar bir bir.. Herhalde inandıkları değerler tavsiye ediyor olmalı bu nizayı, bu hırgürü.. Anladık,D indir, inançtır, Milli Görüştür, davadır diye yapılıyor bir şeyler; ama demokrasi, ama laiklik, ama milli duygular eşliğinde; ki bu şekilde İslamcı dava nasıl oluyorsa artık, bilenler açık

Gece Yazıları-7

Şu işe bakın!

Üzgünüm,akil adamdır diye yıllardır peşine düşülen insanlar acziyet çukuruna düşüyorlar bir bir..

Herhalde inandıkları değerler tavsiye ediyor olmalı bu nizayı, bu hırgürü..

Anladık,D indir, inançtır, Milli Görüştür, davadır diye yapılıyor bir şeyler; ama demokrasi, ama laiklik, ama milli duygular eşliğinde; ki bu şekilde İslamcı dava nasıl oluyorsa artık, bilenler açık ediversinler sevabına, Allah aşkına!..

İnanca, davaya hizmetin emekliliği olmaz, mücadele ölünceye kadar, tamam doğru; fakat bunlar arkalarından gelenlere yol vermiyorlar ki..

Varsa yoksa kendileri, kendi dedikleri, kendi kabulleri..

Sanıyorlar ki müdahil olmazlarsa işlere din, vatan, millet elden gidecek, siyaset zaten yerlerde.

Daha dün demokratik ritüeller ifa edildi bir bir ama kendi “ben”leri yok ya, tavsiye ettikleri listede değil, veliaht hazretleri kaale alınmamış ya, olmaz efendim!

Hile var, saymayız efendim!

Yenilen pehlivanız, yeniden efendim!..

Diyerek kayyuma verdirdiler hak bildikleri emaneti..

“Kurtulmuş”lardı aslında, çok sevdikleri demokrasi oyununun gereklerine uyuverseydiler keşke..

%2’lerde sürünen oy potansiyelini yukarılara tırmandırmıştı, geleceğin Başbakanıydı o..

Demokratik potansiyeldi, şimdinin ve dahi sonrasının alternatifiydi; öyle konuşup durdular günlerdir; kaçırılır mıydı hiç bu fırsat ama nerdeee basiret onlarda?

Ara ki bulasın..

Yahu!

Allah aşkına!

Bu adamlar dün aynı ortamdaydılar, aynı davanın mensubu, abi kardeş, dost arkadaştılar, birbirlerine ihtiramda, saygı ve sevgide kusur etmiyorlardı..

Ne oldu da hısımlıktan, dostluktan, kardeşlikten vazgeçip, birbirlerini davaya ihanet etmekle suçlayıp, birdenbire hasım oluverdiler?

Bu kadar mı ucuz bu işler?..

Bu kadar mı önemli şu koltuk denilen meret?

Birbirlerinin ayıplarını, neyse onlar, çıkaracak kadar mı kıymeti haiz?

Tüh!

Yazık!

İnsanlar heder oluyor, insani ve dahi İslami değerler çiğnenip duruluyor ama kimin umurunda?

İşte ben bu yüzden haz etmiyorum böylesi bir siyasetten..

Dedikodu, iftira, hıyanet, çelme takmalar, dargınlıklar, küskünlükler, sırları faş etmeler gırla gidiyor..

O yüzden mesafeliyim, o yüzden rezerv koyuyorum ideolojilerin ve onlardan mülhem şekillendiği söylenen yönetim biçimlerinin tümüne; Kuran’dan, İslam’dan anladığım kadarı ile..

O yüzden kuşkuyla yaklaşıyorum dediklerine, dünü bugünü birbirini tutmayan ama Dinden, imandan, ahkamdan bahsetmekten de vazgeçmeyen şahsiyetlerin bir kısmına..

O yüzden itibar etmiyorum onlara, o yüzden kulak vermiyorum temkinli yaklaşıyorum çokbilmişlikleriyle başkalarının akıllarını tahakküm altına almaya çalışan zevata…

Hatır kırmayalım yine, tabii ki istisnalar var elbette, herkesi zan altında bırakmak ne haddime?..

Seyrediyoruz, dinliyoruz işte, sözde demokratları, sözde laik ve liberalleri..

Sözde dedim; çünkü dillerinden düşürmedikleri kendi kabullerine bile saygıları yok bunların..

Keza okuyor, anlamaya çalışıyoruz siyasilerin, İslamcı zevatın yazdığı kitapları..

Ama bir çelişki bir çelişki ki evlere şenlik!.

Ne demokrasinin, ne liberalizmin, ne şunun bunun, ne de Dinin özüyle bağdaşıyor sözleri ve davranışları; doğruyu, hakikati bulabilene aşkolsun, karmakarışık her şey!

Malum, Anayasa değişikliği, daha gündemden düşmedi, sayesinde yaşadık bir şeyler, yenilerine gebe olarak; evet mi, hayır mı yoksa boykot mu derken kutuplaşmalar, onun yüzü suyu hürmetine..

Kadim mesele olmuş PKK, suikastlar filan derken yine bombalar, yine katliamlar; tabii ki Ergenekon..

Ve en hafifinden gündeme giren SP, kongre iptali, kayyum derken iktidar yarışları, koltuk kavgalarının içindeyiz her daim.

Bu tür konular yüzünden Türkiye, Hollywood’dan güdümlü, Metro Golden Mayer kopyası gerilim filmleri platosu gibi:Küresel güçler senarist-yönetmen, omzu kalabalıklar asistan, sermaye sahipleri sponsor, siyasiler rol kesici, bürokratlar set işçileri; STK’lar, cemaatler figüran; garibim Müslümanların çoğu, insanlar birer seyirci durumundalar sanki..

Kayyumdan bahsetmiştik, çok duyduğumuz bir kavram değildi bu..

Milli Görüşün SP’si şimdilik ona emanet…

Alışıldık bir durum değilmiş, duyduğuma göre..

”Kurtulmuş” bir partiyi, bir takım hukuki “Sav”lardan hareketle dava arkadaşlarından kurtarmak için kayyum nezaretinde yeniden kongreye götürecekler..

Allah yollarını açık etsin, gönüllerine göre versin!..

Demekten başka çaremiz yok, lanet edecek değiliz ya!

Hem tarafı da değiliz bu işlerin..

Ama öyle de olsa çok yanlış işler bunlar be dostlar..

Demeyelim mi bir şeyler, ortalık yerde gelişiyor olaylar..

Müslüman olduklarını söylüyorlar, hizmet aşkı Dini İslam için ama tekrar olacak, demokrasiyle, milliyetçilikle, laiklikle, liberalizmle sulandırıp durdular biteviye, yıllarca..

İnsanların birçoğunun kafalarını karıştırdılar, sükût-u hayale uğrattılar, umutlarını tükettiler..

Çok şükür ki Kur’an muhafaza altında; yoksa bu karmaşada İslam diye bir Din kalır mıydı hiç elde?.

Sahi hiç yakışıyor mu, Müslüman bilinenlerin ortalık yerde birbirleriyle koltuk kavgasına tutuşmaları?

“Kazan” kaynatmakla mı, İslami ve insani değerleri baştan “Sav”makla, iktidar hırsına kurban etmekle mi kurtulacak ne olduğu meçhul Milli Görüş mensuplarının geleceği?

Benden söylemesi..

Manzara hoş değil..

Söylenenler, yazılanlar hakeza..

Serde Müslümanlık var, İslam diye inanıldığı söylenen bir Din var..

Dönüp dolaşıp lafı İslam’a, Müslümanlığa getiriyorlar,kafa buluyorlar Müslümanlıkla, Dinden; İslam’dan nasip almamış şaşkınlar….

Mademki inanıyorlar Dine, İslam’a özgün şekliyle sahip çıkınlar değerlerine; mademki müslümanız diyorlar, arkasında dursunlar iddialarının, fırsat vermesinler kendini bilmezlere; harcatmasınlar kendilerini iktidar hırsına, bu tamah niye?..

Bedeli ağır, benden söylemesi ama onu benden daha iyi bilirler ya, hadi neyse..

Bizimkisi de laf ola beri gele..

Kime ne söylüyoruz ki?

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *