Olaylar ilk başta, Kuzey İrlanda polisinin geçen yaz yapılan kalabalık bir cenaze törenine katılan Sinn Fein partisi liderlerine müdahale etmemesi ve savcılığın da ceza vermemesiyle başlamıştı.
Kuzey İrlanda’nın Belfast ile Derry kentleri ve Antrim bölgesinde bölgenin Birleşik Krallık’a bağlı kalmasını isteyen öfkeli birlik yanlısı gruplar Cuma gecesinden bu yana polisle şiddetli çatışmalara giriyor, araçları ateşe veriyor, barikatlar kuruyor.
Gerekçe cenaze törenindeki olaylar gibi görünüyor ancak gerilimin geldiği noktanın ardında İngiltere’nin AB ile yaptığı Brexit anlaşmasının bölgenin geleceği açısından yarattığı belirsizliğin bulunduğunu söyleyenler de var.
Kuzey İrlanda’nın Birleşik Krallık’ın parçası olmasından yana olanlar ile kuzeyi ve güneyiyle birleşik bir İrlanda Cumhuriyeti isteyen kesimin çatışmalarla dolu geçmişi tekrar gündemde.
Son gelişmelerin, iki tarafın da temsil edildiği hassas dengelere dayalı karma özerk yönetimin istikrarını sarsmasından endişe ediliyor.
İngiltere Başbakanı Boris Johnson olaylardan kaygı duyduğunu söyledi. Kuzey İrlanda’daki bütün önde gelen siyasi partilerin liderleri de şiddet olaylarını eleştiriyor ama olayların fitilini ateşleyenin ne olduğu konusunda anlaşamıyorlar.
Özerk yönetimin başkanı Demokratik Birlik Partisi’nden Arlene Foster, Kuzey İrlanda polis teşkilatı başkanını suçlayarak istifasını isterken, hükümetin birleşik İrlanda Cumhuriyeti’nden yana olan ayağı Sinn Fein mensubu üyeler, olayları kontrol altına alabilmek için polise sahip çıkılması gerektiğini söylüyor.
‘Ateşle oynanıyor’
1998’de Kuzey İrlanda’da barışı sağlamak üzere imzalanan Paskalya anlaşmasının mimarlarından, dönemin başbakanı Tony Blair’in danışmanı Jonathan Powell bölgede siyasetin yeniden “ısındığını” ve “ateşle oynandığını” söyledi. Powell bölge yönetiminin başındaki Arlene Foster’ı polisin arkasında durmaya çağırdı.
Arlene Foster ise polisin bir bütün olarak arkasında olduğunu kaydediyor, ancak teşkilatın başındaki Simon Byrne’ü Sinn Fein’e iltimas geçmekle suçluyor. Kuzey İrlanda yönetimi bugün olayları değerlendirmek üzere olağanüstü bir toplantı yapıyor.
Son altı gecedir neler yaşandı?
Olaylar dün, altıncı gecesinde de sürdü. Belfast’ta birlik yanlısı ve cumhuriyetçi toplulukların yaşadığı mahallelerin birleştiği noktalardan birinde bir otobüs ateşe verildi, polise taşlar atıldı ve fotoğraf çeken bir gazeteci maskeli kişilerin saldırısına uğradı. İki toplumu ayıran bölgedeki bir geçiş noktasında lastikler yakılarak barikatlar oluşturuldu ve polis halka bölgeden uzak durması uyarısında bulundu.
BBC’nin İrlanda muhabiri Emma Vardy barikatın iki tarafında toplanan bir kaç yüz kişinin karşılıklı molotof kokteylleri attıklarını aktarıyor.
Polis yetkilileri dünkü olaylarda 7 polisin yaralandığını açıkladı. Geçen Cuma günü başlayan olaylarda düne kadar da 41 polis memurunun yaralandığı 10 kişinin gözaltına alındığı açıklanmıştı.
Politikacılar ne diyor?
Kuzey İrlanda yönetimi ağırlıkla birlik yanlısı grupların en büyük partisi Demokratik Birlik (DUP) ile İrlanda milliyetçisi ve ağırlıkla Katolik kesimin en büyük partisi Sinn Fein’den politikacılardan oluşuyor.
Özerk hükümetin başbakanı DUP’den Arlene Foster dün bir açıklama yaparak “Şiddet haklı görülemez. Yanlış ve hemen son bulması gerekiyor” dedi.
Foster, protestoların “birlik yanlısı tutumu temsil etmediğini” de söyleyerek, “Bunları yapanlar Kuzey İrlanda’nın utancıdır ve sadece dikkatleri Sinn Fein içindeki asıl kanun çiğneyenlerden uzaklaştırmaya yarıyor” diye ekledi ama Kuzey İrlanda Polis Teşkilatı’nın başı Simon Byrne’ü eleştirerek, bir kez daha istifaya çağırdı.
Sinn Fein’den başbakan yardımcısı Michelle O’Neill de şiddet olaylarına karışanları kınadı ama Başbakan Arlene Foster’in Kuzey İrlanda polis teşkilatının başıyla görüşmemesini eleştirdi.
Sinn Fein, Sosyal Demokrat İşçi Partisi SDLP ve İttifak Partisi birlik yanlısı politikacıları polisi hedef alarak gerilimi tırmandırmakla suçluyorlar.
Olayların ardında ne var: Cenaze mi Brexit mi?
Geçen Cuma günü birlik yanlısı grupların başlattığı olaylar, kimi birlik yanlısı politikacılara göre, savcılığın verdiği bir karara duyulan tepkiye dayanıyor. Kuzey İrlanda savcılığı, eski İrlanda Cumhuriyetçi Ordusu (IRA) mensubu Bobby Storey’in geçen yaz yapılan cenaze törenine katılanlara salgın yasaklarını ihlal ettikleri gerekçesiyle ceza kesmemeye karar vermişti.
Sıkı Covid önlemleri ilan edilen bir dönemde yapılan bu cenaze törenine katılan 2 bin civarında kişi arasında, Kuzey İrlanda ortak özerk yönetiminin başbakan yardımcısı Michelle O’Neill ve Sinn Fein partisinden diğer politikacılar da vardı ve polisin cenazeye müdahale etmemesi, savcılığın da işlem yapmamaya karar vermesi, birlik yanlısı kesimde yoğun eleştirilere yol açmıştı.
Ama bir kısım birlik yanlısı lider de gerginliklerin gerisinde, İngiltere’nin AB ile ayrılık sonrasını düzenleyen Brexit anlaşmasında Kuzey İrlanda’ya ilişkin kısımdan duyulan rahatsızlığın olduğunu söylüyorlar.
AB ile varılan anlaşmada, Kuzey İrlanda ile güneydeki İrlanda Cumhuriyeti arasında sınırların eskisi gibi açık kalması yönündeki düzenleme, İngiltere ile Kuzey İrlanda arasında fiili bir sınır kontrolü oluşmasını getirdiği gerekçesiyle birlik yanlıları tarafından sert şekilde eleştiriliyor.
Brexit anlaşmasıyla birlikte kabul edilen Kuzey İrlanda protokolü, İngiltere ve Kuzey İrlanda arasında bir tür fiili deniz sınırı oluşturarak bazı malların dolaşımında gecikmeler ve aksamalara yol açtı.
Birlikçiler bunun zaman içerisinde Kuzey İrlanda’nın İngiltere’den fiilen kopuşunu hazırlayacağı ve milliyetçilerin amacına hizmet edeceği kaygısı içindeler.
BBC Kuzey İrlanda siyaseti muhabiri Jane McCormack’ın yorumu
Kuzey İrlanda Özerk Yönetimi’nin toplanma kararı alması, tırmanan olayların birleşik bir yanıt gerektirdiğini gördükleri şeklinde yorumlanabilir.
Ama olayların kaynağı konusuna bu kadar farklı yaklaşan iki tarafın ne tür bir birlik sergileyeceklerini tahmin etmek de kolay değil.
Bazı bakanlar özel açıklamalarında, bu olaylar bir kere başladığında durdurulmasının çok güç olduğu endişesini dile getiriyorlar. Bu bakımdan toplantının olayları yatıştırıcı bir etki yaratma fırsatı sunması umuluyor.
Gerek Birleşik Krallık gerekse İrlanda Cumhuriyeti hükümetlerinin de itidal çağrılarını ve ikna girişimlerini yoğunlaştırması beklenebilir.
Fakat siyasi ortam o kadar kırılgan ki uçurumun kıyısından dönmek politikacıları gerçekten zorlayabilir.
(BBC Türkçe)
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *