Kralın iki bedeni ilkesi Hristiyanlığın “üçlü teslisi” kaynaklı. Devletin ölümsüz ilahlığı dolayısıyla, temsil eden yahut yönetenlerin kutsallığıyla irtibatlı. İtaate meşruiyet arayışı.
Hüseyin Alan
Kral. Devletlü. Devlet. Kana ve soya dayalı imtiyaz. Bazen bizzat tanrı, bazen tanrının yeryüzü mümessili. İtaat istiyor.
Devlet ne? Bağımsız değişken. Din dahil her şeyden özerk. Otonom kategori. Kendisi amaç olan..
“Devlette devamlılık esas” prensibi Avrupai siyaset tarihi ve tarzı için söylenmiş. “Kralın iki bedeni” prensibi veya inanışı bunu izah ediyor:
Kralın ilk bedeni beşeri. Herkes gibi. Zayıf. Hatalı. Ölümlü.. İkinci bedeni hatasız, mükemmel, ölümsüz.
Kral öldüğünde ilk bedeni toprağa veriliyor, beşeri hayatı bitiyor.. İkinci bedeni arkasından gelende bedenleniyor, ruh geçişi oluyor, ölümsüzleşiyor. Bu beden devlet. Dolayısıyla devlette devamlılık, ölümsüzlük var.
Atatürk’ün “benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacak, ama Türkiye cumhuriyeti ilelebet baki kalacaktır” sözü de bu bakımdan anlamlı..
Kralın iki bedeni ilkesi Hristiyanlığın “üçlü teslisi” kaynaklı. Devletin ölümsüz ilahlığı dolayısıyla temsil eden yahut yönetenlerin kutsallığıyla irtibatlı. İtaate meşruiyet arayışı.
Hz İsa’yı Allah’ın onda bedenlenmiş cismi olarak, yahut Rab İsa olarak algılayan batı zihniyeti ve dünyası için çelişki yok.
Ama genel geçer devletin niteliği ve meşruiyeti anlatıldığı için evrenselleşmiş.
Batıda kuvvetler ayrılığı prensibi kralın iki bedenini de öldürdü mü, yoksa beden sayısını mı artırdı, doğrusu tartışılır ilginç bir konu..
Siyaset tarihinde ve kuramında “devlet etkisi” diye bir konu başlığı var. Burada bin yıllardır kendisini olmazsa olmaz saydırmış devletin “görüşleri, yasası, tutumu” tartışılıyor.
Devlet etkisi derken onun görüşlerinin, tutumlarının referans yapılması, normların normu sayılması anlatılıyor. Aksine düşünen ve davrananlarda doğal olarak “devlet düşmanı, hain” damgası yiyor..
Devlet de her varlık gibi tarih içinde kendini yenileyerek, sosyal şartlara uygun değişerek, değişimle gelişerek yoluna devam ediyor.
Ama iki şey değişmiyor; devlet etkisi ve devlette devamlılık esası. Dolayısıyla devletlü sınıfın kutsanması. Bunların sorgusuz yargısız imtiyaz kazanması, itaati hak etmesi!
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *