Modernist misin Müslüman mı?

Modernist misin Müslüman mı?

Bir modernist olarak din ile siyaseti birbirinden ayırdığında iki ayrı bilgi biçimi, iki ayrı kurallar kaynağı, iki ayrı otorite ve itaat mercii kabullenmiş; iki ayrı yaşanan hayat olarak bunları birbirinden kopartmış; dini dünyadan çıkartmış oluyorsun.

Hüseyin Alan

Ne yani hem Müslüman hem modernist olunamaz mı?

Sayı saymayı bilmeyenler yedikleri sopayı da sayamazlar!

Uzatmadan bunların en temelde iki ayrı dünya görüşüne dayandığını ve dolayısıyla iki ayrı şey olduğunu söyleyip devam edelim…

Bunları birbirinden ayırmanın tek ölçütü var, tarihin derinliklerinden beride hiç şaşmadı: Din ile siyaseti, ahiret ile dünyayı birbirinden ayırmak…

Şayet din ile siyaset iki ayrı şeylerdir diyor; din başka şeyler söyleyip yaptırır, siyaset başka şeyler buyurup yaptırır; dini yasa ile otoritesi ayrı devlet yasası ile otoritesi ayrıdır diyorsan tipik modernistsin!

Çünkü din sana göre bir gönül işi olup çıkar; kişisel, içsel, ibadi, manevi ahlak ve erdem işi, vicdani inanç meselesi olarak kalır;

Siyaset ise dışsal olur; maddi dünya ile ilgili kirli işlere dönüşür; zalim hükümdarlık, aile-aşiret-zümre-parti kayırmacılığı ve despotluk, bulaşanı zehirleyen meslek olur.

Böyle düşünüyor, böyle tavır takınıyorsan %100 modernistsin. Hiç şaşmaz!..

Ha modernist olunca dinsiz olmuyorsun, telaşa mahal yok! Modern akledişin tanımladığı ve sınırladığı bir teolojiye mensup oluyorsun!

Başka bir deyişle şii lisanda gaip imam gelene kadar kirli siyasetten kaçan ahbari, sünni lisanda dünya işlerini hükümdara bırakan molla oluyorsun…

Bir modernist olarak din ile siyaseti birbirinden ayırdığında iki ayrı bilgi biçimi, iki ayrı kurallar kaynağı, iki ayrı otorite ve itaat mercii kabullenmiş; iki ayrı yaşanan hayat olarak bunları birbirinden kopartmış; dini dünyadan çıkartmış oluyorsun.

Başka bir deyişle bir modernist olarak “inanç, ibadet, ruhanilik, maneviyat, erdem, bireysel ahlak, ailevi işler”e has yaptığın din ve din işleri ile

“Toplumsal siyasal düzen, hukuk, iktisat, mesleki hayat, sanat, adalet”e has yaptığın siyaset ve devlet işlerini

Birbirinden bağımsız kılıyorsun, “düalist-ikili” bir anlayışa ve yapıya ve ilişkiye sahip oluyorsun:

Vahiy dilinde buna şirk deniyor! İster dinde eksiltme de, ister dini Allaha has olmaktan çıkartma de, fark etmeyecek!…

Şimdi sen söyle; tevhid dini İslam ahiret ile dünya hayatını birleştiren bir inanç sistemi ise dünya işi denen siyaset ahiret işi denen dinden ayrılabilir mi; siyasetin kurumlaşmış hali olan devlet tanrıdan bağımsız özerk ve otonom bir ilah olabilir mi?…

Velhasılı kelam din siyasete de karışan, onu adil bir biçimde düzenleyen ve denetleyendir mi diyorsun

Yok abicim bunlar iki ayrı şeyler, din siyasete karışırsa dindar da bozuluyor; din insanları inanç olarak ayırıyor; iç çatışma çıkıyor vs bunları birbirine karıştırmayalım mı diyorsun?

Vereceğin cevap seni Müslüman yahut modernist yapacak!…

Kuramı konuşuyoruz, orda durmayıp kuramla uyumlu olması icap eden ilkeden ve uygulamadan konuşuyoruz. Salih amelsiz iman mı olurmuş?…

Söz konusu olan insan ise Müslüman da olsa modernistte olsa, kuramla uygulamanın uyumsuzluğu her daim mümkündür.

İnsanın pek zalim ve çok cahil olduğu bildirilmedi mi? Bu insan siyaseti dinden kopartınca yasalara sadık, kurallara uyan pek adil, çok dürüst mü oluyor?…

Bu bahisten tekfircilik, despotik iktidar, ayrımcılık ve kayırımcılık çıkmaz: Çıkacak olan hakikatin şahitliğidir…

Diyeceğimiz o ki kim ne istiyorsa o olsun! Fakat yalancı şahitlik yapılmasın!

Şimdi sen söyle; siyaset de dine tabii (midir?); devlet de tanrıdan bağımsız özerk ve otonom bir ilah değildir (midir?)

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *