BM Libya temsilcisi Abdoulaye Bathily, Tobruk ve Trablus yönetimlerinin seçimler konusunda anlaşamaması halinde “alternatif bir prosedür” aranabileceğini söyledi, Halife Hafter ve Kaddafi’nin adaylığına destek çıktı. Bathily, Libya’da olası bir krizin Sahel’i daha çok etkileyeceğini öngörüyor.
Halife Hafter’e destek
BM Libya Özel Temsilcisi Abdoulaye Bathily, Libya’nın doğusundaki silahlı güçlerin lideri Halife Hafter’in “çifte vatandaşlık ve askeri geçmişi” dolayısıyla devlet başkanlığı seçimlerinde aday olmaması yönünde yapılan çağrılara, “Adayların siyasi birtakım sebeplerden ötürü devlet başkanlığı seçiminde dışlanması kabul edilemez.” ifadeleriyle tepki gösterdi.
Bathily’nin açıklamaları, BM misyonunun ülkede anayasal zeminde ve seçim yasalarında mutabakatı engelleyen temel anlaşmazlığa karşı açıkça sergilediği ilk tutum oldu.
Bathily’nin 24 Mart’ta Fransız medyasına verdiği röportajdaki açıklamaları, Temsilciler Meclisinin de desteklediği Hafter’in devlet başkanlığı adaylığı için ışık yakma anlamı taşıyor.
Hafter’in adaylığına karşı çıkanlar
Trablus’taki Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe ise “ülkede askeri yönetimin geri gelmesini reddeden” tutumuyla doğudaki silahlı güçlerin lideri Hafter’in adaylığına karşı çıkıyor.
Aslında Başbakan Dibeybe gibi Hafter’in devlet başkanlığı adaylığına karşı çıkan başka isimler de var. Nitekim ABD vatandaşlığına sahip askeri üniformalı Hafter’in adaylığına karşı Dibeybe gibi Libya Devlet Yüksek Konseyi Başkanı Halid el-Mişri de aynı tutumu sergiliyor.
Devlet Yüksek Konseyi üyeleri ve ülkenin batısındaki askeri biriliklerin çoğu da bu görüşü benimsiyor.
Uluslararası sistem, seçimler konusunda sıkıştırıyor
BM Temsilcisi Bathily, 24 Mart’taki açıklamalarında, siyasi birtakım sebeplerden ötürü devlet başkanlığı seçimlerinde adayların dışlanmasıyla ülkenin toprak bütünlüğüne ciddi anlamda zarar verildiği ve Libya toplumuna yönelik tehlikeli etki edeceğini savundu.
Adayların dışlanmasıyla sürecin çıkmaza girmesinin yanı sıra krizin de büyümesine yol açacağını belirten Bathily, Libya’da seçimlerin gerçekleşmesi sürecini hızlandırmanın yolunun Hafter’in adaylığına izin verilmesinde görüyor.
Aslında hiçbirinin adını söylemeden hem Hafter’in hem de Dibeybe ve Seyfulislam el-Kaddafi gibi belirgin tüm isimlerin adaylığı önündeki engellerin kalkmasından yana tutum sergilen BM Temsilcisi Bathily, aksi halde Libya’da seçimler gerçekleşmeyecek ve ülkedeki krizin askeri çatışmalara kadar kötüleşebileceğine işaret ediyor.
Bathily’ye göre, seçimlerin gerçekleşmemesiyle büyüyecek krizin hem Libya’nın iç konjonktürüne hem de komşu ülkelere ciddi etkileri olacak.
Libya’daki kriz, Sahel bölgesini etkiler
Bathily, Libya’da krizin büyümesi ve güvenlik alanında boşluğun olması durumunda da Sahel bölgesindeki ülkelerin daha çok etkileneceğini öngörüyor.
Libya’da 24 Aralık 2021’de yapılması planlanan ancak gerçekleşemeyen seçimlerde, Hafter’in yanı sıra Başbakan Dibeybe ve Kaddafi’nin adaylığına izin verildi. Ancak ülkenin batısındaki askeri birliklerin Hafter’e itirazı, Temsilciler Meclisinin de Dibeybe ve Kaddafi’nin adaylığına itirazı dolayısıyla seçimler gerçekleşmedi.
Libya’da ateşkes anlaşmasının bozulması halinde durumun daha da kötüleşeceği ve seçim süreci ile halihazırda faaliyet gösteren devlet kurumlarının çökmesinden endişe ediliyor.
Seçimler için alternatif mekanizma arayışı
Temsilciler Meclisinin planı reddetmesiyle süreçte geri adım atılmasının ardından BM Özel Temsilcisi Bathiliy, alternatif uygulamaları yeniden gündeme getirdi.
Bathiliy, 24 Mart’taki açıklamasında TM ile Libya Devlet Yüksek Konseyinin seçim yasaları üzerinde anlaşmaya varamaması durumunda “alternatif bir prosedür” arayacaklarını da belirtti.
“Alternatif prosedürün” ana başlıkları daha önce duyurulmuştu. Bu, Temsilciler Meclisi ile Devlet Yüksek Konseyini bypass ederek, seçim yasaları için anayasal bir temel oluşturmak adına seçimlerin düzenlenmesini denetleyecek bir üst yönetim komitesinin oluşturulmasıydı.
Bathiliy, her iki meclisin de seçim yasaları ve anayasa temelinde bir yıldır anlaşmaya varamadığını söyledi.
Seçim yasaları ve anayasa meseleleri, her iki meclis arasında yaklaşık bir yıllık müzakerelerin ardından üstesinden gelemedikleri ve gelemeyecekleri derin bir anlaşmazlığı gündeme taşıyor.
Libya Devlet Yüksek Konseyinden 53 üyenin, seçim yasalarını hazırlamakla görevlendirilecek ve her iki meclisten 6’şar üyeden oluşan komisyona katılmayı reddettikten sonra bahsi geçen meselelere çözüm bulmak daha zorlaştı.
İtiraz eden üyeler, aldıkları ret kararına, Anayasa Beyannamesi’nde yapılan 13. değişikliğini tanımamaları, bu değişikliğe ilişkin bir temyiz başvurusunun olduğu ya da seçim yasaları konusunda karar vermesi için altı üyeli bir komisyonun kabul edilemeyeceği gibi bazı gerekçeleri gösterdi.
Bu durum da tartışmalı son anayasa değişikliğinde öngörülen “6+6 komisyonunun” oluşumunu engelleyecek. TM ile Devlet Yüksek Konseyinin katılımıyla kurulacak komisyonun olmaması, alternatif olarak yüksek yürütme komitesinin kurulmasını hızlandırmaya sevk edebilir.
Trablus üzerindeki baskı artıyor
Özellikle Hafter’in başkanlık seçimleri için adaylığını reddeden Devlet Yüksek Konseyi olmak üzere Libya’daki yasama organları üzerindeki BM ile uluslararası baskılar artıyor.
Devlet Yüksek Konseyi de Anayasa Beyannamesi konusunda bölünmüş durumda. Bir kısmı, beyannameyi biçim ve içerik olarak reddederken diğer bir kısım ise siyasi sahneden tamamen dışlanmamak için çekincelerine rağmen destekliyor.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *