İran-İsrail çatışmasında Avrupa kenara itildi

İran-İsrail çatışmasında Avrupa kenara itildi

İsrail’in İran’a yönelik saldırısı ve ardından İran’dan gelen misillemenin ardından AB ve Avrupalı liderler itidal ve diplomasi çağrısında bulundular. Ancak çatışmalara hazırlıksız yakalanmış gibi görünüyorlar ve diplomatik güçlerini kullanabilecek durumda değiller.

Avrupalı liderler askeri saldırılar karşısında alarma geçerek Orta Doğu ve ötesine yayılabilecek topyekün bir savaştan kaçınmak için diplomatik çözüm çağrısında bulundu ancak güvenlik uzmanı Claude Moniquet Euronews’e yaptığı açıklamada Avrupa’nın “kenarda oturmak” zorunda bırakıldığını belirtiyor.

Bu durum Amerikalılar ve İranlılar arasında yürütülen müzakereler için de geçerliydi. ABD Başkanı Donald Trump’ın İran’la uranyum zenginleştirmeyi durdurma konusunda bir anlaşmaya varma girişimi Pazar günü Umman’da yapılacak altıncı tur görüşmelerle devam edecekti.

Moniquet, bu görüşmelerin artık şüpheli olabileceğini, ancak yine de “Avrupalıların bu görüşmelerden dışlandığını” belirtti.

Eski Fransız istihbarat subayı ve yazar, “Avrupalılar Gazze’deki savaş ya da Lübnan’daki savaşla ilgili tüm büyük diplomatik manevralardan neredeyse dışlandılar,” dedi.

Avrupalı liderler diplomasiyi öne çıkarıyor ama bunu uygulayacak araçlardan yoksunlar

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, tırmanan durumla ilgili olarak İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog ile görüştükten sonra Cuma günü geç saatlerde X’te yaptığı açıklamada, “Diplomatik çabalar gerilimin daha da artmasını önlemek için hayati önem taşıyor,” dedi.

Moniquet, Avrupa Birliği’nin bölgedeki etkisini kaybettiğini ve Orta Doğu’nun geleceği konusunda diplomaside söz sahibi olmadığını söyledi.

Avrupa’nın İsrail’in saldırılarına verdiği ikircikli destek, ABD’nin aksine, hükümetlerinin ayrıntılar konusunda önceden uyarılmadığı anlamına geliyordu.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Cuma günü düzenlediği basın toplantısı, Avrupalı liderlerin İsrail’e verdikleri koşullu desteği çok iyi özetliyordu.

Macron, “İsrail’in güvenliğini destekliyoruz ve İsrail saldırıya uğrarsa, Fransa bunu yapabilecek bir konumda ise İsrail’i savunmak için operasyonlara katılacaktır” dedi, ancak Fransa’nın “herhangi bir saldırı operasyonuna” katılmayacağını açıkça belirtti.

“Biz her zaman [İran’ın nükleer ve balistik füzeleri konusunda] askeri müdahaleden ziyade diplomatik yolu tercih ettik. Bu nedenle Fransa İsrail’in saldırmasını tavsiye etmedi,” diyen Macron, Fransa’nın bu kararı “İsrail ile birlikte planlamadığının” altını çizdi.

Gazze’deki duruma da değinerek “Bu saldırılar bizi orada bir ateşkes sağlama ihtiyacından uzaklaştırmamalı,” diyen Macron, Filistin bölgesinde uygulanan insani ablukayı “haksız” olarak nitelendirdi.

Benzer şekilde İngiltere Başbakanı Keir Starmer da Cuma günü yaptığı açıklamada, “Şimdi itidal, sükûnet ve diplomasiye dönüş zamanıdır” dedi.

Ancak Times of London’ın haberine göre, İngiltere’nin İsrail’in İran’a saldırısından önce haberdar edilmemesi ve misyonu desteklememesi “iki ülke arasındaki ilişkilerin kötüye gittiğinin” altını çiziyor.

Gazeteye konuşan diplomatlar, Starmer’ın iki aşırı sağcı İsrailli bakana yaptırım uygulamasının ardından İsrail’in artık İngiltere’yi “güvenilir bir ortak” olarak görmediğinin ortaya çıktığını söyledi.

“Savunma Bakanlığı içindeki askeri planlamacılar Perşembe gecesi saldırılara hazırlandılar. Ancak daha önceki saldırılarda yer almasına rağmen İngiltere’nin operasyonla ilgili olarak devre dışı bırakıldığı görüldü.”

Von der Leyen de benzer şekilde İsrail’in kendini savunma ve halkını koruma hakkını yineledi ve ekledi: “Aynı zamanda bölgesel istikrarın korunması da hayati önem taşımaktadır. Tüm tarafları azami itidal içinde hareket etmeye ve gerilimi düşürmek için çalışmaya çağırıyorum.”

Buna karşın, nükleer anlaşma için aylarca İsrail’i İran’ı vurmamaya çağıran Başkan Donald Trump, Cuma günü Reuters’a verdiği bir telefon mülakatında, kendisinin ve ekibinin saldırıların geleceğini bildiğini söyledi ve herhangi bir itidal çağrısında bulunmadı.

ABD eylem konusunda İsrail’e daha yakın

“Her şeyi biliyorduk ve İran’ı aşağılanma ve ölümden kurtarmaya çalıştım. Onları kurtarmak için çok uğraştım çünkü bir anlaşma yapıldığını görmeyi çok isterdim” diyen Trump sözlerini şöyle sürdürdü: “Hâlâ bir anlaşma yapabilirler, çok geç değil.”

“İsrail’e çok yakın olduk. Onların açık ara bir numaralı müttefikiyiz,” diyen Trump Reuters’a verdiği demeçte, “Ne olacağını göreceğiz,” diye ekledi.

Moniquet, Avrupa’nın nüfuz kaybının ardındaki temel nedenin, Avrupa’nın azalan askeri gücünde yattığına inanıyor. Eğer doğruysa bu durum, Şubat ayında Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile Trump arasında Oval Ofis’te yaşanan tartışmanın ardından Avrupa ve AB’nin karşı karşıya kaldığı güvenlik geleceğine ilişkin varoluşsal soruların üzerine inşa ediliyor.

O zamandan bu yana Avrupa, kendi güvenliği için daha fazla sorumluluk alma ihtiyacıyla boğuştu ve bunu üstlenmeye başladı. Aynı zamanda Trump’ın Zelenskiy ve Putin arasında ateşkes sağlama girişiminde de kendini kenarda itilmiş buldu.

Ancak şimdi kenarda kalmak daha fazla risk taşıyabilir.

Moniquet Euronews’e İran’ın kıtada terör girişiminde bulunabileceğini söyledi.

“Bir Hizbullah hücresinden ya da birkaç hafta önce Londra’da çökertilen hücre gibi bir İran hücresinden Avrupa’da bir yere saldırmasını isteyebilirler” dedi ve ekledi: “Bu önemli bir olasılık ve Yahudi topluluklarının, İsrail’in diplomatik ve ticari çıkarlarının, İsrail gemilerinin, İsrail uçaklarının ve muhtemelen Amerikan çıkarlarının şu anda Avrupa’da risk altında olduğu ve vurulabileceği anlamına geliyor.”

(euronews)

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *