Amerika ve Avrupa, İslam’ı ve Müslümanları kadim bir düşman, yok edilmesi gereken kitle olarak görmektedir. Bu sebepten de kendilerinin gerçek katiller olduğunu gizlemek için, katliamları siyonist yapı eliyle gerçekleştirmektedir…
Yakup Döğer
Gazze’de işgalci siyonistlerin başlatmış olduğu katliam, soykırım, işgal, cinayetler, önemli bir meselenin de tartışılmasına kapı araladı. Yaşanan insanlık dışı katliamların sorumlusu, dünyaya her alanda egemen olduğu ve sözünün geçtiği söylenen işgalci siyonitler mi? Yoksa bir avuç siyoniste diplomatik, askeri, lojistik, mali olarak her alanda koşulsuz destek veren küresel emperyalist, “Hak yiyici” ABD mi? Yani katil Amerika mı? İsrail mi?
Medyada, yaşanan katliamları yorumlayanlar ne yazık ki, soykırımın sorumlusunun doğrudan Amerika olduğunu söylemekten kaçınıyor. Binlerce masum insanın katledilmesinin tek sorumlusu olarak işgalci siyonisti, hatta direkt İsrail’i bile değil, başbakanını sorumlu tutan yorumlar yapıyor. Toplum mühendisleri öyle bir algı inşa ediyor ki, yapılan katliamlara koşulsuz olarak her alanda desteğini sürdüren ve bunu da açıkça söylemekten çekinmeyen Amerika, görünmez oluyor.
İsrail’in ABD’yi ve hatta bütün Avrupa’yı siyaseten ve iktisaden nüfuzu altına aldığına dair yaklaşımlar, artık inandırıcılığını kaybetmiş durumdadır. Siyonist yapının ABD üzerinde etkili olduğu, Amerika’yı istediği gibi parmağında oynattığı, her türlü askeri ve politik desteği sağladığına dair ileri sürülen iddialar yeniden düşünülmeli, hakikatin izharı için çaba sarf edilmelidir.
Küfrün kadim düşmanı Müslümanlar
İsrail, Amerika ve Avrupa’yı parmağında oynatmıyor. Aksine işgalci siyonistler Amerika ve Avrupa’nın Müslümanların topraklarındaki ileri karakolu gibidir ve siyonist varlık eliyle Müslümanlar üzerinde istediği katliamları yapmaktadır. Amerika ve Avrupa, İslam’ı ve Müslümanları kadim bir düşman, yok edilmesi gereken kitle olarak görmektedir. Bu sebepten de kendilerinin gerçek katiller olduğunu gizlemek için, katliamları siyonist yapı eliyle gerçekleştirmektedir. Amerika ve Avrupa, hesaplarının ters gitmesi halinde ellerinde bir günah keçisi olacak ve gerekirse siyonist yapıyı suçlayacaktır.
Küresel emperyalist ABD’nin dünya sahnesinde etkin bir aktör olarak rol almaya başlamasının en fazla yüz yıllık tarihi vardır. Tam etkin rolünün ise II. Dünya savaşı sonrası ortaya çıktığı bilinen bir gerçektir. ABD’nin dünya sahnesindeki emperyalist çarkı çevirmeye başlamasının kısa bir geçmişi olmasına rağmen, bu kadar kısa dönemde işlediği katliamlar, sömürü, soykırımlar, dünya tarihinin geçmiş bin yıllık mazisinden daha fazladır. İşgal ettiği, sömürdüğü, çocuk kadın, genç yaşlı, hasta sağlıklı demeden öldürdüğü katlettiği milyonlarca insan vardır.
İlk nükleer bomba kullanan küresel katil ABD
Bu sebepten, özelde Gazze’de ve genelde İslam coğrafyasında işlenen cinayetlerinin, savaş suçlarının esas sorumlusu işgalci siyonistler değil, ABD’dir. ABD siyonistlerin uşağı değil, siyonistler ABD’nin piyonudur.
ABD, günümüz dünya sahnesinde yeryüzünün en merhametsiz ve en cani emperyalist devletidir. 6 Ağustos 1945’de Hiroşima’ya ve 9 Ağustos 1945’de Nagasaki’ye attığı atom bombalarıyla dünya askerî tarihte ilk ve tek nükleer saldırıyı yapmıştır. Tek saldırıda Hiroşima’da 140.000, Nagasaki’de ise 80.000 kişiyi öldürmüştür. Ölü sayısının yüksek olmasını sağlamak için de, insanların dışarıda olduğu saati hesaplamış ve saldırıyı da o saatlerde yapmıştır.
Gazze’de yaşanan soykırım ve katliamların yegâne sorumlusu emperyalist Amerika’dır, istediği katliamları siyonist yapı eliyle yapmaktadır. ABD siyonizmin oyuncağı değil, siyonistler Amerika’nın maşasıdır.
Vietnam vahşeti
Amerika kendisinden 19 bin kilometre uzaklıktaki Vietnam’daki savaşa müdahil olmuş, arkasında onbinlerce ölü bırakmıştır. Amerikan askeri, süren savaş sırasında işkence, tecavüz, sivil katliamı, kimyasal silah, toplu infaz gibi birçok savaş suçu işlemiştir. Vietnam Savaşından yenilerek çekilen ABD, 60 bin asker kaybetmiştir. Askeri ve ekonomik her kaosu emperyalist emellerine vesile kılmaya çalışan Amerika, dünyanın herhangi bir yerinde yaşanan şiddet ve kaosun birinci derecede şüphelisi hatta sorumlusudur.
Sovyetler’in dağılmasından sonra Rusya’yı birinci tehdit olmaktan çıkaran ABD için artık tek tehdit İslam ve Müslümanlar olmuştur. ABD’nin yeni hedefi artık İslam Dünyasıdır. Amerika’nın emperyalist emelleri ve Batı dünyasının haçlı zihniyeti ittifak yaparak Müslümanların coğrafyasına saldırmayı, insanlarını katletmeyi, her türlü zulmü Müslümanlara reva görmeyi devlet politikası olarak belirlemiştir.
Gazze vahşetinin sorumlusu ABD’dir
70 yıldır olduğu gibi, 7 Ekim’den bu yana Gazze’de yaşanan soykırım ve katliamların yegâne sorumlusu emperyalist Amerika’dır. İstediği katliamları siyonist yapı eliyle yapmaktadır. ABD siyonizmin oyuncağı değil, siyonistler Amerika’nın maşasıdır. İleri sürüldüğü gibi Amerika siyonistlerin etkisi altında değil, siyonistler ABD’nin infaz timi olarak görev yapmaktadır. Zira Amerika gibi emperyalist bir devletin siyonistlerin etkisinde olduğunu ileri sürmek, Amerika’nın birinci dereceden hedef olmasını önlemekten başka bir şey değildir.
Birleşmiş Milletler Teşkilatı’nda istediği her yaptırımı aldıran, istemediğini de veto eden Amerika, Gazze’deki soykırımın işgalci siyomist eliyle yürütücüsü ve fiili destekçisidir. İsrail denen terör devleti, ABD’nin yardımı olmadan bölgede tek bir kişiye tek bir kurşun sıkacak yeteneğe de cesarete de sahip değildir. Her daim işgalci siyonistlere askeri, mali ve politik desteğini yineleyen Amerika, bölgede kaosun bitmesini, savaşın durmasını istememektedir. Zira Amerika’nın beslendiği yegane kaynak, kaos ve şiddettir.
İşbirlikçi bölge iktidarları
Halkı Müslüman fakat iktidarları Amerikancı olan bölge ülkelerinin devlet ricali de, Amerika’nın eli kolu, gözü kulağıdır. Bölgedeki varlığının sürekliliğini, yerli işbirlikçileri tarafından sağlamaktadır. Amerika’nın bölgede kalıcılığına askeri, iktisadi, siyasi her türlü desteği veren yerli işbirlikçi rejimler de katliamlardan en az Amerika kadar sorumludur. Türkiye Cumhuriyeti devleti de bu sorumluluğun altındadır. Abdestli namazlı devlet ricali, hamasi nutuklar atmaktan başka hiçbir şey yapmamaktadır.
Ekranlarda boy gösteren medyatik akademisyenler, hemen her kanalda ve hemen hep de aynı kişilerin, katliamları canlı yayınlarla izlerken yaptığı yorumlar, tamamen Amerika’yı arka plana atarak, hatta işgalci siyonist yapıya bile değinmeden tek sorumlunun Netanyahu hükümeti olduğunu ileri sürmekteler. İki devletli çözüm üzerine yoğunlaşan yorumlar, ne Amerika’nın ne de Avrupa’nın böyle bir çözümü kabul etmeyeceğini, nihai hedefin bölgeden Müslümanların tehciri olduğunu açık yüreklilikle ifade etmiyorlar.
ABD’nin kuruluş zemini katliam felsefesi
Bilindiği gibi 2006 yılında Hizbullah ile işgalci siyonistin savaşında da Amerika işgalciye tam destek vermiş, bir haftada 30 bin Müslümanı katletmişlerdi. Amerika istediği için bölgede Müslüman katliamı devam etmekte, işgalci siyonist, Amerika’nın maşası olarak işlev görmektedir.
ABD’nin kuruluşunun oturduğu zemin, katliam felsefesine dayandığı için, bütün dünyada kan gövdeyi götürsün istiyor ve bunu bizzat kendisi yapıyor, maşalarını yönetiyor. Varlığını işgale, katliama, soykırıma borçlu olan Amerika, işgal ettiği toprakların asli unsuru olan 70 milyon Kızılderiliyi katletmiştir. Afganistan’da binlerce masum insanı bombalarla, füzelerle canice öldürmüştür. İşgalci siyonist okul bombalarken, emperyalist Amerika da Afganistan’da içinde küçük çocukların olduğu medreseleri bombalamıştır.
Kabul görmüş genel kanaatin aksine, özelde Gazze’de genelde ise bütün İslam Dünyasında yaşanan katliamların askeri, iktisadi ve politik yürütücüsü emperyalist Amerika’dır. 7 Ekim’den bu yana süren Gazze’deki katliamın, soykırımın da sorumlusu Amerika’dır. Yahudiler Amerika’yı ele geçirmiş değildir. Tam aksine Amerika devlet politikası olarak işgalci siyonistleri katliamlarında vekil güç olarak kullanmaktadır. Yahudilerin Amerikan siyasi aklına nüfuz ettiği tezi, ABD’nin vahşi yüzünü saklamaya çalışan dehşet verici bir tuzaktır.
İmkânsız beklenti olarak barış
Siyasi ve askeri analistlerce dile getirilen bu tezin, ABD’nin vahşi emperyalist yüzünü gizlemeye dönük olarak ileri sürüldüğünü anlamak için siyasi ve askeri deha olmaya gerek yok. ABD bölgede hiçbir zaman barış istememiştir ve on binlerce masum katledildiği halde de istememektedir. Tam aksine ABD bölgede tek Müslüman kalmayasıya hepsinin katledilmesini, ortadan kaldırılmasını istemektedir.
ABD’nin politik aktörlerinin sürekli bölgeye gelip gitmeleri, bir yandan barış görüşmeleri deyip diğer yandan bölgeyi askeri gücüyle kuşatması, işgalci siyoniste sınırsız askeri ve mali destek vermesi, ABD’nin vahşi yüzünü göstermesi açısından yeterli kanıt olsa gerek. Bölgede yapılan katliam ve soykırım sadece işgalci siyonist istediği ya da İsrail’in güvenliğini sağlamak için olmuyor. İslam’ın ve Müslümanların ve en nihayetinde tüm insanlığın en büyük düşmanı olan emperyalist ABD öyle olmasını istediği için katliamlar yapılıyor.
Ülkemizin askeri, siyasi ve iktisadi analistlerinin tek kabulü olan “Yahudilerin ABD’yi ele geçirdiği” tezi, Müslüman muhayyile tarafından yeniden düşünülmelidir. Gerçek katil sürekli cinayeti işlediği mekâna geri döner ki, Amerikalı diplomatlar cinayet mahallinden hiç ayrılmıyor. Kuveyt’li diplomatın dediği gibi, hem bizi öldürüyorlar, hem de cenazemize geliyorlar.
ABD’nin bu pervasızlığı nereden kaynaklanıyor?
Çöldeki kumların adedince Müslümanların yaşadığı bir coğrafyada, ABD ve işgalci siyonist nasıl bu kadar rahat ve bu kadar pervasızca davranabiliyor, canice katliamlar yapabiliyor? İran-Yemen-Hizbullah unsurlarını bir kenara bırakırsak, halkı Müslüman olan ülkelerin tamamı ABD ve işgalci siyonistle işbirliği içinde davranmaktadır. 7 Ekim Aksa Tufanı’ndan bu yana bölge iktidarlarının tavrına bakarsak, ABD korkusundan ziyade, Hamas varlığının ortadan kalkmasını istiyorlar. Gazze’ye ABD’den korktukları için değil, Hamas’tan kurtulmak istedikleri için gerekli yardımı yapmıyorlar.
Kendi ülkemiz dahi henüz işgalci siyonist ve ABD ile hiçbir ciddi muhalefete girmemiş, İsrail ile diplomatik ilişkileri dahi kesmemiştir. Basında yer alan bilgilere göre işgalci siyoniste hayat veren damarlardan kan pompalanmaya hız kesmeden devam edilmektedir. İşgalci siyoniste petrol akışı ile hayat verilirken, ülkedeki ABD üsleri ile de işgalci siyonistlerin gözü kulağı olunmaktadır.
İslam İşbirliği Teşkilatı adı altında örgütlenen ve adedi 57 olarak belirtilen iktidarlar, ABD’nin izni olmadan Gazze’ye bir yudum su bile sokamıyor (ya da sokmak istemiyor). Ortada olan bu vahim durum ABD ve işgalci siyonistlerin bunca pervasız, ahlaksız, insafsız katliamları yapmaya nasıl cüret ve cesaret ettiklerini anlamak açısından önemlidir.
Yukarıda da birkaç kez ifade ettiğimiz gibi Gazze’de yaşanan katliam ve soykırımın esas sorumlusu, işgalci siyonistlere sınırsız askeri ve mali destek sağlayan, her fırsatta desteklerinin devam edeceğini ifade eden emperyalist ABD’dir. ABD istemese İsrail’in bölgede kamp ateşi bile yakacak cesareti yoktur.
Amerika’nın Yahudilerin tasallutu altında olduğu tezi, Amerikan emperyalizmini ve vahşetini gizleyen paravan görevi görmektedir. Bilakis zulmü ve cürmü, işgal ve katliamı esas el-esas icra eden emperyalist ABD’dir.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *